30 Mayıs 1943'te İstanbul'da doğdu. Babası İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi'nde Jeofizik kürsüsünü kurucusu İhsan Özdoğan, annesi fizik profesörü Belkıs Özdoğan'dır. İlköğretime 1949'da Sultanahmet İlkokulu'nda başladı. Ortaöğrenimin İngiliz Erkek Lisesi ve ardından Robert Kolej'inde 1963 yılında tamamladı ve İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Prehistorya Kürsüsü'nde yükseköğretimine başladı. Halet Çambel, Kurt Bittel, Robert J. Braidwood'un öğrencisi oldu. Buradaki eğitimini Pekiyi derece ile tamamladı.[2] Ayrıca Ön Asya Kültürleri ile Fiziki Coğrafya sertifikalarını da aldı.[3]
1970 yılında İstanbul Üniversitesi'nde "fahri asistan" olarak çalışmaya başladı ve bütün akademik yaşamını İstanbul Üniversitesi'nde geçirdi. 1979 yılında “Fikirtepe” başlıklı çalışmasıyla doktora derecesini aldı.[4] Neolitik yerleşik yaşam biçiminin ortaya çıkışı ve Avrupa'ya aktarım modelleri üzerinde uzmanlaştı.
İlk kazı deneyimine 1964 yılında Şanlıurfa'nın Bozova ilçesinde başladı.[5] Meslek yaşamının ilk dönemlerinde Çayönü (Batman) kazılarında ve ODTÜ Keban Kurtarma Projesi ile Aşağı Fırat projelerinde (Mezraa-Teleilat kazısı) görev aldı. En uzun ve yoğun çalışmasını Güneydoğu Anadolu'da yaptı. Çalışmalarını 1990'larda Trakya'ya taşıdı. Trakya'da Yarımburgaz, Hocaçeşme, Kanlıgeçit, Aşağı Pınar yerleşimlerinde gerçekleştirdiği arkeolojik kazılar ve yüzey araştırmaları ile bölgenin tarihöncesi kültürlerini somut verilerle ortaya koydu.[4] Anadolu ve Balkan kültürleri arasındaki kültürel iletişimin göçlerin yanı sıra kültürel uyum ve bilgi aktarımıyla da gerçekleştiğini gösterdi.
1994 yılında profesörlüğe yükselen Özdoğan, 2000 yılında Prehistorya Anabilim Dalı başkanlığını üstlendi, 2010 yılında da emekli oldu.
Özdoğan, 2001 yılında TÜBA Hizmet Ödülü’nü aldı; Marmara Bölgesi tarih öncesi arkeolojisi alanına yaptığı katkılarından dolayı 2008 yılında kültür alanında Vehbi Koç Ödülü'ne,[6] neolitik çağ mimari oluşumunu inceleyerek yaptığ yayınlardan ötürü 2020 yılında Mimarlar Odası'nın Mimarlığa Katkı Ödülü'ne[7] layık görüldü.
Özdoğan, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) asli üyesi (2002-2011), Bilim Akademisi (2011),[8], Amerika Birleşik Devletleri Bilim Akademisi (NAS) yabancı asli üyesi (2005)[9], Amerika Arkeoloji Enstitüsü (AIA), Alman Arkeoloji Enstitüleri (DAI) üyesidir.[3]
Bu nedenle arkeoloji, çağdaş bir bakış açısının gereği olarak,toplumun düşünce sistemini zenginleştiren,geliştiren ve boyut kazandıran bir bilim dalıdır.
Soracağımız soru çok basit olarak “Burada oturanlar nasıl evlerde yaşardı?” olabileceği gibi; daha karmaşık olarak “Burada yaşayanlar evlerinin hangi bölümlerini ne amaçla kullanıyorlardı?” ya da “Doğal çevre ortamıyla kurdukları ilişki nasıldı?” şeklinde de olabilir.
1950’li yıllara kadar bir kömür parçası tanımsız bir bulgu iken, organik maddelerin ölçümüne dayalı radyoaktif tarihleıne yöntemlerinin gelişmesiyle tanımlı bir bulguya dönüşmüştür.
Fizik, antropoloji ya da biyoloji açısından insanlık tarihi, yaklaşık 5 milyon yıl kadar önce belirli fiziki özelliklerle diğer primatlardan farklılaşmasıyla başlar. Kuşkusuz bu dönemde de bazı aletler kullanılmıştır. Ancak bunlar standartlaşmamış ve gelişigüzel kullanımlar olduğundan arkeolojik anlamda tanımlanamamaktadır. Arkeolojik anlamda insan tanımını, seçilerek kullanılan ya da yapılan aletlerin standartlaşması belirler; bu bilginin ve deneyimin toplum içinde paylaşılması sürecinin de başladığı anlamına gelir. Insanı diğer canlılardan ayıran özellik de budur. Bugünkü bilgilerimizle ilk standart aletleri, yani arkeolojinjn başlangıcını yaklaşık 2,5 milyon yıl önceleri olarak görmekteyiz.
50 Soruda Arkeoloji'yi sesli kitap olarak bitirdim. Antik Çağ'a çok meraklı birisi olduğum için dolayısıyla arkeolojiye de çok meraklıyım. Bu alandaki bilgi eksikliğimi gidermek için bu kitabı dinledim. Bu alanla ilgili daha önce bir şeyler okumadığım için kitaptan çok fazla şey öğrendim. Yazar soruları çok güzel açıklamış, halk seviyesine inmeyi kolaylıkla başarmış. Kitap bittikten sonra arkeolojiyle ilgili merak ettiğim, hatta etmediğim şeyleri bile öğrendim.
Kitabı genel olarak beğenmeme rağmen beğenmediğim bazı kısımlar da vardı. Bazı soruların sıralamada yanlış yere yerleştirildiğini düşünüyorum. Bir de birkaç sorunun bu seviyedeki bir kitap için aşırı bilgi içerdiğini düşünüyorum, herhalde 50 soru hedefine ulaşmak için eklenmişler.
Arkeoloji okumak isteyenlere veya bu alanla ilgili bilgi sahibi olmak isteyenlere bu kitabı tavsiye ederim.
Arkeoloji nedir? Geçmişten bugüne neler kalır? Dünyada arkeoloji ve ülkemizde arkeoloji… arkeolojiyi merak edenler için aydınlatıcı ayrıntılar içeren, akıcı bir kitap
Çok keyifli ve farklı bir eser olmuş. Ben bu tarz kitapları seviyorum. Hem eğleniyor hem öğreniyorum. İlginç bilgilere şaşırıyorum. İyi okumalar. Var olun