28 Ağustos 1994, Mersin doğumludur. İlköğretimini Mersin’de tamamlayıp lise döneminin başlarında Almanya’ya yerleşmiştir. Eğitimine de bu ülkede devam eden yazar, Hizmet ve Satış Elemanlığı bölümünden mezun olmuştur. Hâlâ Almanya’da yaşayan yazar, 2013 yılında Wattpad adlı kitap paylaşma platformunda yazmaya başlamıştır. Bu platformu aktif olarak kullanmaya devam eden yazarın ilk basılı eseri Kutup Yıldızı'dır. Geçtiğimiz Kasım ayında Kutup Yıldızı-2'yle okurlarıyla buluşan Mehtap Fırat, serinin devamı için çalışmalarını sürdürmektedir.
Bana hediye edildi ve kütüphanemde yerini aldı.
Ben almadım. Yaklaşık 1 sene okuyamadım, bazen hesapta olmayan durumlarla karşılaşabiliyor insan. Ben de o tarz şeylerle karşılaştım sanırım. Yakın zamanda da okudum. Yani 2020 de, benim için 2020 nin bir başka felaketiydi diyebilirim.
Güzellik göreceli bir kavram. Sadece benim fikirlerim bunlar ve ben gerçekren beğenmedim.
1. Kitabı okumadım ama 2. Kitabın içeriğinden az çok kestirebiliyorum. Bu tür kitaplarda -ki tv de dizileri bolca var buna benzerleri- bambaşka bir yaşantıdan yani en dipten gelip en tepeye yerleşiyorsun ve birden travmalarını en tepedeki yaşantının olmayan geçmişinin geleceğinde büyümüş karakteriyle yaşıyorsun.
Burada mantık hatası var. Bir insan nasıl bir çevrede büyüdüyse o şekilde üzülür, uzun zaman o şekilde yaşar düşünür. Tabi bu bir kurgu, bir kitap. Sonu beni hiç şaşırtmadı ayrıca.
Genç bir kızın günlüğü tarzında birşeyler okumak isteyenlere gayet başarılı gelebilir. Aşırı aşk ama aşırı korumacılık, çokça iç ses, göz yaşı, kavuşamama hepsi var. Benim ilgimi çeken yıllarca Paşa' dan dinlediğim 'Sorma' parçasının söz ve müziğinin Minik Serçe' ye ait olduğunu öğrenmem oldu. Bunun dışında şaşırtıcı ve etkileyici bir olayla karşılaşmadım.
İnsanların zekası ile dalga geçilen bir kitap daha. Kitap yeşilçamı hiç aratmıyor. Bir tek ''Nayır'' ''Nolamaz'' eksik. Yazar olmak yetenek işi. Kitap okuyarak, film izleyerek yazar olunmaz yalnızca. Yetenek de olması lazım. En önemlisi hayal gücü.
Kitap ezilen iki kardeşin Yetimhane hayatından lüks bir hayata geçişini anlatıyor. Yazar adaylarına bunları yazmayın diye ders olarak okutulacak bir kitap.
Beğenmedim olmamış.
İstanbul’dan Rusya’ya uzanan deli dolu bir aşk hikayesi.
Yasemin ve Andreas arasında filizlenen bu aşkı okumaya var mısınız?
Andreas, İş hayatından uzak, sadece eğlence peşindeki biriyken tam tersi olan Yasemin başarı üstüne başarı kazanan biridir.
Babasının isteği ile havaalanından ortaklarını karşılamaya giden Andreas, yasemin ile tanışmasıyla her şey başlar demek isterdim ama ohooo bol şans efendim bu kadar inatçılığa ben pes dedim. Lafı daha fazla uzatmadan incelemeyi bitiriyorum. Çünkü kitaba zaten büyük bir önyargı ile başlamıştım. Aşk kitaplarını pek sevmem hele yazarın ismi türk olunca kendimi öyle bir geri çekiyorum ki elimde değil. Aslında bu kitabı ön yargılarımı kırmak için aldım desem yeridir. On bookstagramdan yedisinde bu kitabı görüyordum ve bir tane kötü eleştiriye maruz kalmıyordu. En sonunda pes ettim ve okudum. Elimde haftalarca sürüklenir sanıyorken 4 günde bitti.
Puanını biraz düşük tutarak kitaba haksızlık yapıyor olabilirim, ancak içimden gelen de bu. (6/10)