En Eski Mesut Karakulak Sözleri ve Alıntıları
En Eski Mesut Karakulak sözleri ve alıntılarını, en eski Mesut Karakulak kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Kölelik
Tüm dinlerin de köleliği onaylaması ve bir şekilde köleliğin var olan katı durumunu yumuşatmaya dayanan kaide ve kuralları, köleliğin zaman içerisinde değişmesini ve dönüşmesini sağladı.Ancak insanoğlunun sonsuz hırsı köleleştirmeyi evrensel bir ticari olgu haline getirdi.
Sayfa 13 - Kronik,2020
Köle-Milliyet
“Kölelerin fiyatlandırılmasında kölenin milliyeti de önemli bir etkendi. Örneğin çalışkanlıkları, fiziki yapılarıyla Rus köleler en çok tercih edilen köleler arasındaydı. 1819 yılı Hive'deki Rus köleler hakkında bilgi veren Muravyev, onların fiyatının 60-80 tilla arasında değiştiğini söylemektedir. Mac Gahan ise 1870'li yıllarda bir Rus kölesinin 100-200 tilla arasında satılabileceğini yazar. Pazarlarda en uygun fiyata satılan köleler ise Kürtlerdi. Ancak Muravyev onların neden daha az tercih edildiği üzerine bilgi vermez. İranlı köleler ise ortalama fiyatlar üzerinden pazarlanmaktaydı.”
Sayfa 71 - Kronik
YAĞMACILIK
Kadim zamanlardan beri konar-göçer hayat tarzı yaşayan Türklerin, Hunlardan başlamak üzere zorlu bozkır coğrafyasında hayatlarını idame ettirmek için temel faaliyeti yağma seferleriydi.
Sayfa 20 - Kronik KitapKitabı okudu
İstanbul'un panoramik yapısını tüm ayrıntılarıyla gözlemleyebilmek için kimi zaman Beyazıt Yansın Kulesi'ne (serasker kulesi), kimi zaman Galata Kulesi'ne, kimi zaman da Bulgurlu Tepesi'ne (küçük çamlıca) çıkarlar.
Sayfa 27 - KronikKitabı okudu
Pera Galata'yla birlikte Konstantinopol'ün Avrupai ya da Frenk kısmını teşkil ediyor. Fakat bu iki semtte de Avrupai zevke tamamen yabancı ve Doğu-Batı karışımı çok şey var.
Sayfa 29 - KronikKitabı okudu
Pera'nın tepesinden bir Boğaz'a bir Haliç'e bakarak, ikinci bir başkent kurmak için Avrupa'da daha uygun bir yer bulmanın mümkün olmadığını düşündüm.
Sayfa 31 - KronikKitabı okudu
Doğu karakterine bürünmüş olarak gördüğü şehrin bu kaderinin geçici olduğuna inanır. Batı’nın Doğu’yla tarih boyunca aralıksız mücadelesi sürecinde, şehrin temellerinin ve kültürel dokusunun Batılı olduğunu ve bu yüzden de gelecek asırlarda aslına döneceğini, Doğu’nun tesirini reddedeceğini düşünür.
Sayfa 31 - KronikKitabı okudu
Fener semtini boydan boya geçi Haliçe çıktık. Fener de yaşayan Rumlardan çoğu eski Bizans sülalelerine mensup kişilerdir. Yunanistan ayaklanmasına kadar onlardan birçoğu Divanda önemli yetkilere sahipti.
Sayfa 37 - KronikKitabı okudu
Adaların, Bizans döneminde soyluların, prenslerin, patriklerin hatta imparatorların ya taht kavgaları ya da dinsel sebeplerle, bazen ağır işkenceler altında, hatta gözlerine mil çekilerek çile doldurmaya ve ölümü beklemeye terk edildikleri bir sürgün yeri olarak bilindiğinden bu adı aldığı sanılmaktadır. Büyük Ada başta olmak üzere Helenistik dönemin, Roma döneminin izlerini taşıyan tarihi-arkeolojik zenginliğe sahip bu adalar Bizans döneminde sürgün yeri olmaları yanı sıra gözden ırak manastır ve kiliseleriyle de önem arz eder.
Sayfa 71 - KronikKitabı okudu
İstanbul'da hep Bizans ve Roma'yı aramaktadırlar. Sanki aradan yüzyıllar geçmemiştir. Şuur altında Osmanlının (Türklerin) İstanbul'daki yönetiminin geçici olduğu bir müddet sonra İstanbul'un asıl sahiplerine yani Hristiyan medeniyetine geçeceğini düşünerek eserlerini kaleme alırlar.
Sayfa 97 - KronikKitabı okudu
II. Mahmud;
Merhamet göstermek istediği zaman yumuşak bakışla hatta gülümseyerek selama karşılık veriyor. Fakat başıyla hiçbir zaman selam vermiyordu.
Sayfa 109 - KronikKitabı okudu
Osmanlı tahtında resme tutkun ve kendisinin de resim yaptığı bilinen bir padişah olan Abdülmecit oturuyordu.
Sayfa 122 - KronikKitabı okudu
Zaharov geminin güvertesinden bakınca, sahilde ışıkları yanan evlerin dışında belirli bir şeyler göremediğini, ancak bazı evlerden piyano sesleri ve İtalyan aryalarının duyulduğunu yazıyor.
Sayfa 125 - KronikKitabı okudu
Kabristanlıklar; gezme, görme, eğlenme, bedeni ve ruhu dinlendirme mekanları olarak İstanbul halkının en gözde yerleri arasındadır.
Sayfa 148 - KronikKitabı okudu
Milyukov Yunanistan'ı ve Yunan medeniyetini, Türkler tarafından harabeye çevrilmiş, Batılı devletler tarafından sömürülmek istenen ve bunlara karşı yeniden ayakları üzerinde durmaya çabalayan bir ülke olarak görür. Osmanlı idaresinde iken tahrip edilmiş olan medeniyetten geriye kalanlar ise sömürgeci Avrupa devletlerinin müzeleri ve galerilerinde yerini almıştır der.
Sayfa 157 - KronikKitabı okudu