Kitabın arka kapağından: Gözlerim son düzlükte ilerlerken mehtabına, İçindeki çocuğa kıyamadım ben.
İsterdim ki sen de gönlümün mabedinde öylece kalakalsaydın. Sevgi sözcüklerimle ısıtırdım içini. Kalbin ısınırdı başka ellere titremeden. Sarılırdım kokunu ellere hapsetmeden. Gözlerinin içine bakardım, bilirdim sen sözcüklerle sevgini anlatamazdın, gözlerinden anlardım gurbetini.
Saçlarını okşardım çölde suya hasret kalmak gibi. Kaşlarına dokunurdum, bilirdim gideceğin yolun habercisi idi. Göğsüne yaslanırdım kalbinin o muazzam ritmini yakalayabilmek için. Gülüşüne gizlerdim mutlu ol der gibi...
Sevgimi ellerinle nasıl itebildin?
Kitapta sevginin gücünü karşılıksız sevgiyi ve hissedilen hasreti gördüm. İçin acısa da bırakmak zorunda olmanın acısı. Bazen bırakmak gerekiyor yoluna devam etmen ayakta kalman için. Her ne kadar zor olsa da bırakır insan seni, senin onu sevdiğin gibi sevmezse. At içine gözyaşlarını bırak gitsin seni sevmiyorsa sevmesin...