Minka Nijhuis Sözleri ve Alıntıları
Minka Nijhuis sözleri ve alıntılarını, Minka Nijhuis kitap alıntılarını, Minka Nijhuis en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Binlerce yabancıya bazen pişirecekleri sebzeler için ta Kuveyt'ten su getiriliyor oysa Bağdatlılar düzenli olarak kesilen elektrik nedeniyle pompaların çalışmaması yüzünden susuzluk çekiyordu.
Sayfa 15 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Grafit tehlikeli bir madde kabul edildiği için öğrenciler kurşunkalem bulamıyordu. Oysa herhangi bir tehlike arz etmesi için milyonlarca kurşun kalemin bir araya gelmesi gerekirdi, anlaşılan bu dikkate alınmıyordu.
Sayfa 30 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Amerikan Savunma Bakanı Rumsfeld, seksenli yıllarda Saddam'ı ziyaret etmiş ve İran'a karşı savaşta Irak'a destek olacaklarını belirtmişti. Belki bu geçmişte kalmış önemsiz bir detay olarak görülebilir, ancak birçok Iraklı gibi onun için de bu davranış bazı Amerikalı siyasetçilerin ne kadar ikiyüzlü ve fırsatçı olduğunun açık bir göstergesi.
Sayfa 102 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
O dönem sadece ekonomik değil siyasi düşüşü de beraberinde getirdi. Olduğu kadarıyla çekingen muhalefet ya da muhalefet çabaları da yok oldu. Birçok Iraklı için hayatta kalma mücadelesi başlamışken, rejim her zamankinden daha sağlam bir şekilde yerinde duruyordu.
Sayfa 30 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Komşu kadınla ilgili hikâyeyi anlattığı için rahatlamıştı, arkasına dayandı. "Dedikodu sabun gibidir, yüreği temizler," dedi.
Sayfa 13 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Benzin istasyonlarında bazen o kadar uzun kuyruklar oluşuyor ki, insanlar bütün gece sırasının gelmesini bekliyor. Abbas içini çekerek "Ve bu, dünyanın en büyük petrol üreticisi olan ülkede yaşanıyor," dedi.
Sayfa 109 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Bir toplantı salonunda Suriye ile birlikte darbe tasarlamakla suçlananlar, başlarına gelecekleri bekliyor, karşılarındaki masada oturan Saddam ise Fidel Castro'nun gönderdiği Havana purolarından tüttürüyormuş. Yüz ifadesinden birkaç hafta sonra beş yüz Baas üyesinin öldürülmesinden sorumlu olacağı anlaşılmıyormuş. Varide, "Sonra ölüme gidenlerin sırayla ismi okunmaya başladığında Saddam da ağlamaya başladı. İşte o zaman onun zırdeli olduğunu düşündüğümü
hatırlıyorum,” dedi.
Sayfa 98 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Amerika Şii çoğunluğun İran'la bağları sayesinde iktidara gelmeleriyle sonuçlanabilecek bir isyanı desteklemek niyetinde değildi. Bu durum açıklık kazandığında Saddam, korkulan Cumhuriyet Muhafız Birliğini devreye soktu. Ayaklananların Irak'ın seçkin birlikleri karşısında pek bir öneminin olmadığı derhal anlaşıldı. On binlerce Şii öldürüldü, binlercesi de tutuklandı.
Sayfa 92 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Varide bu yok oluşu görmezden gelmeye çalışıyordu ancak Abbas;
"Bu bizim tarihimiz. Tekrarını yaşamamak için bunları iyi hatırlamalıyız," diyerek ona karşı çıkıyordu.
Sayfa 23 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Her ikisi de, Saddam'a ya da çevresine yakın kişilerin bu şekilde servetlerine servet katmalarından tiksiniyordu. Varide, "Üstelik de halkın geri kalan kısmı Birleşmiş Milletlerin koyduğu yaptırımlar yüzünden giderek daha yoksullaşırken.
Biz üçüncü dünya ülkesi değildik ama o hale getirildik" dedi.
Sayfa 29 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
"Toplumu değiştirmek isteyen herkes oy kullanmalı. Evde oturarak ne elde etmek istiyorlar ki?"
Sayfa 154 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Abbas Saddam'ın beş bin yıllık Babil'i tahrip ettiğini anlattı. Saddam modern Nebukadnezar olmak istiyordu. En görkemli görüntüyü verebilmek için, onun yaptıklarını taklit ederek eski kraliyet merkezini kendi merkezi haline getirmek istiyordu. Bu tam bir fiyasko olmuştu. Modern yapılar, benzersiz geçmişe ait her çağrışımı yok ediyordu. Ancak Abbas'ın festivalden dolayı Babil'le ilgili güzel anıları vardı.
Sayfa 108 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
Zeynep, hastanedeki eşyaların perişanlığı söz konusu olduğunda bütün suçu BM'in yürürlüğe koyduğu yaptırımlarda aramayı haksız buluyordu. "Bu aynı zamanda Irak'ın kötü politikasından kaynaklanıyor. Saddam devlet bütçesinden hastanelere para harcamak yerine tercihini müthiş bir orduyu ayakta tutmak ve kocaman camiiler yaptırmaktan yana kullanmıştı."
Sayfa 84 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
1258 yılına kadar Bağdat'ta zengin bir kültür varmış. Şehir o kadar varlıklıymış ki, hükümdarlar, şehri Tanrının bir lütfü olarak görürlermiş. Bu görkemli zamanlar, iktidarın iç çekişmeleriyle ve Moğolların şehre girmesiyle son bulmuş. Bağdat'ı yaka yıka işgal etmişler, on binlerce Bağdatlı öldürülmüş. Rivayete göre yeni hükümdarlar kafataslarından metrelerce yükseklikte anıtlar yapmışlar.
Değerli elyazmalarını, kitapları yok etmişler. Dicle nehri kan ve mürekkepten kurşuni renge bürünmüş olmalı. Muhtemelen şu andaki rengi gibi.
Sayfa 25 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu
"Din insanları böler, bunu unutma," dedi Varide. Kastettiği özel olarak Sünniler ve Şiiler arasındaki fark değildi. Daha muhafazakâr ya da daha ilerici dinci gruplar arasında da gerginlik yaşanıyordu. Tutucu grubun hükümette söz sahibi olacağından korkuluyordu. "Güçlerini yaygınlaştırmak için etkileyebilecekleri o kadar çok marjinal ve yoksul Iraklı var ki. Bazen bizim gibi insanlara gelecekte bu ülkede yer kalmayacağını düşünüyorum."
Sayfa 56 - Kitap Yayınevi, Gül ÖzlenKitabı okudu