Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mustafa Remzi Bucak

Mustafa Remzi BucakBir Kürt Aydınından İsmet İnönü'ye Mektup yazarı
Yazar
Çevirmen
0.0/10
0 Kişi
1
Okunma
0
Beğeni
390
Görüntülenme

Mustafa Remzi Bucak Gönderileri

Mustafa Remzi Bucak kitaplarını, Mustafa Remzi Bucak sözleri ve alıntılarını, Mustafa Remzi Bucak yazarlarını, Mustafa Remzi Bucak yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Diyarbekir’de Kolordu Kumandanı sıfat ve salahiyetiyle bulunduğu sırada, Gazi Mustafa Kemal Paşa, emrinde ki birliklerde mevcut Kürt askerlerden ‘Kürt taburu’ teşkil ettirerek, milli libaslarını, yani şal- şapiki giydirip, bellerine de meşhur Kürt hançerini taktırıp, müstakil birlik halinde talim ve terbiye ettirmiş; hatta daha da ileri giderek, bizzat kendi şahsi muhafızlığını da onlara tevdi ettirmek suretiyle, kendisinin en yakini, en mutemedi olduklarını gerek birliğe, dolayısıyla gerek bütün Kürdistan’a telkin ve ilan etmiş idi…
Sayfa 70
Sayın İnönü; zatı devletinize, tecrübeli bir devlet adamı olarak, Kürt Ne İster? Kürt, Ankara’nın tayin ettiği keyfici ve baskıcı memur amirlerden kurtulup, kendisinin yetiştirdiği öz evladının idaresinde yaşamak ister. Kendi topraklarının zenginliklerinden faydalanmak ister. Ve bütün bunlar içinde gerekli maddi gelirin, bizzat kendi topraklarından sağlanmasını ister. Mesela, bakır, krom, ham petrol vs. gibi doğal zenginliklerin işletilmesinde elde edilen gelirden pay almasını ister.
Reklam
Remzi Bey, senin kim olduğunu, ne maksat ve gaye güttüğünü biliyoruz. Hareketini yakınen takip ediyoruz. Unutma ki, Kürt meselesi bizim için Ermeni meselesinden çok, pek çok daha önemlidir. Aynı muamelenin başına gelmesini istemiyorsan, bu kadar muamele ve müsamaha size çoktur bile…
Sayfa 47
Kısacası, çare zatı devletinizin, alt tarafı seksen bin Kıbrıslı Türkçe konuşan zümre için düşünüp uygun gördüğünüz şekli idarenin, ya’ni FEDERATİF bir tarzı idarenin, bizzat Türkiye Cumhuriyeti hududları içinde yaşamakta bulunan SEKİZ milyonluk Kürt camiası için de kabul ve tatbikidir.
Sayfa 96
Prens Sabahattin merhumun Osmanlı İmparatorluğu için vaktiyle tavsiye ettiği bu tarzı idare vakti zamanında, günün devlet adamları tarafından idrak ve kabul edilmiş olsa idi, kim bilir, belki de, İmparatorluk taşa çalınmış bir avuç bilye gibi darmadağın olmaz idi.
Sayfa 48
Tekrar ediyoruz Sayın İnönü, Cumhuriyet devleti hududları içinde ve mütekâsif olarak asgari sekiz milyon Kürt yaşamaktadır ve bunlar mesela Kıbrıs’taki Türkçe konuşan kitlenin haiz olduğu siyasi, içtimai, harsi ve iktisadi hakları serbestçe kullanmaktan vazgeçtik, kendilerine Kürt diyebilmek, anadillerini serbestçe konuşmak ve okuyup okutabilmek hakkına bile sahip değillerdir.
Sayfa 50
Reklam
Yaşım elliye basmak üzere; bugüne kadar takip ettiğim ve edilmesini telkin ettiğim yoldan artık nükûl etmeme ne maddi ve ne de manevi imkân kalmış bulunmaktadır. Hemen şunu bir kerre daha şuracıkta ifade edeyim ki, ben aynı çatı altında, Türklerle beraber yaşanabileceğine kati olarak inanmış bulunmaktayım.
Sayfa 16
İster meşru ister gayri-meşru bir çocuk telakki ediniz; Şeyh Said Efendi merhumla İsmet Paşa’nın birleşmesinden hâsıl olan bu Kürt milliyetçiliği adlı çocuk, bugün en az kırk yaşında bir babayiğittir ve her bakımdan kuvvetli ve sıhhatli bir şahsiyet olarak dünya milletleri arasında yaşamak hakkını haizdir ve azimdedir. "Bu hakikati görmemek veya görmezden gelmek, sadece kendilerinden başkalarına yaşamak hakkı tanımayan hodkâmların sonunda duçar oldukları akıbete uğramak olur ki, bu hususta hele Osmanlı tarihi, pek çok misallerle doludur." "Kırk yaşındaki bu babayiğit de öğrenmiş, bilhassa kafasına vurula vurula kendisine öğretilmiştir ki, Kürtlük ve Kürtçülük dahi, en az Türklük ve Türkçülük kadar azizdir, lezizdir, hörmete ve yaşamağa layıktır ve o hakka da sahiptir."
Sayfa 99
Bu arada bir endişemizi açıklamaktan kendimizi alamamaktayız; tutula gelen bu durum memleket zimamdaranı arasında devam ettiği müddetçe, yani Kürd’ün mevcudiyeti inkâr edilip en basit hakkı olsun kendisine tanınmaktan sarfınazar edildiği müddetçe, Kürt-Türk arasındaki zıddiyet, maalesef husumete müncer olmakta ve bu husumet dahi, gün geçtikçe derinleşip kök salmış olmaktan asla geri kalmayacaktır. Bu, bir. İkincisi, bütün korkunç ve şeni tedbirlerinize rağmen, yok edemediğiniz ve edemeyeceğiniz Kürt milletini, tutulan bu idare tarzı devam ettiği müddetçe, eninde sonunda şahlanmaktan kimse men edemeyecektir. Ve o gün, artık çok geç kalındığı için kaybedilen imparatorluk azaları gibi Kürdistan vilayetlerini de kaybedeceksiniz
Sayfa 80
Kıbrıs’ta 80 bin kişi için istediğiniz federasyonu, Türkiye’deki 8 milyon Kürt için de düşünür müsünüz?
Reklam
1950 sonrasında Kürtlerin sıralarında yaşanan politik gelişmeler Dicle Talebe Yurdu’nda temeli atılan aydın hareketinin doğrudan ürünüdür. Demokrat Parti (DP) içerisinde bir Kürt grubunun oluşmasını, daha sonra Yusuf Azizoğlu öncülüğünde Yeni Türkiye Partisi’ndeki gelişmeler, 49’lar Olayı, Kürdistan Demokrat Partisi’nin kurulması olaylarını Dicle Talebe Yurdu’ndan bahsetmeden anlamak mümkün olmaz.
Sayfa 9