Mustafa Sarmış

Filmlerle Din Sosyolojisi yazarı
Yazar
0.0/10
0 Kişi
2
Okunma
3
Beğeni
556
Görüntülenme

Mustafa Sarmış Gönderileri

Mustafa Sarmış kitaplarını, Mustafa Sarmış sözleri ve alıntılarını, Mustafa Sarmış yazarlarını, Mustafa Sarmış yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Mü’minlerin gevşeklik göstermemeleri, üzüntüye kapılmamaları; çünkü eğer inanmışlarsa üstün gelecek olanların mü’minler olduğu söylenmektedir.385 Bu ayetteki “eğer inanmışsanız” sözü ile mü’minlerin zayıf bir iman ile değil, gerçekten bütün kalpleriyle olan imanlarından bahsedildiğini anlayabiliriz. Çünkü bir toplumun üyesi olarak sadece Müslüman olmanın, o toplumu üstün kılacağı anlamına gelmemelidir. Buradaki üstün kılınma şartının mü’minlerin imanlarındaki kuvveti gösterdiği açıktır. Bu bakımdan İslam toplumlarının düşmanlarına karşı başarı kazanabilmeleri için, gerçek anlamda Allah'ı ve onun emirlerini bilen, bu çerçevede Allah'ın rızasını kazanmak için yaşayan mü’minlerin bir fonksiyon göreceğini bilmemiz gerekecektir.
Her dini davranış, daima hem bireysel bir eylem, hem de toplumsal bir eylemdir.245 Din, her ne kadar bugün bizlere kul ile Tanrı arasında kişisel bir ilişki olarak gösterilmek ve bununla sınırlandırılmak isteniyorsa da, gerçek anlamını ancak kendisine bağlı “cemaat”ta bulabilmektedir. Din, dini cemaata muhtaçtır ve dini bir dünyada yaşamak da dini bir birliğe bağlanmayı gerektirir.246 Tek bir bireyin inancı olarak kalan bir din, o kimse ile beraber karanlıklara gömülmeye mahkûmdur. Bu bakımdan, objektif yönünün, yani bir topluma mal olma ya da cemaat oluşturma özelliğinin, dinin en önemli temel özelliklerinden biri olduğu anlaşılmaktadır.
Reklam
Din, insan ruhunun en karanlık noktalarına girerek, bir hayat anlayışı, hayat neşesi ve dayanma gücü verir. Böylece sosyal kurumları meydana getiren birimleri kaynaştırır.240 Din bir insan ve toplum gerçeğidir. Her nerede insan varsa orada din vardır. Dinden uzak bir zaman ve mekân yoktur. Sosyolojiye göre, ender de olsa bilinçli dinsiz bireyler bulunabilir; fakat dinsiz toplumlar görülmemiştir.241
Yeni bir toplum modeli, yeni bir insan tipi, yeni ilişkiler ağı demektir. Her yenilik yeni sorunlar, yeni uyum güçlükleri doğurur ve her doğum sancılıdır.209 Yerleşmiş bir toplumun değerlerine karşı çıkmak çok tehlikeli bir durumdur; çünkü insanlar o toplumun değerlerinden oluşmuştur. Eğer birileri o insanların değerlerini ellerinden alırsa, o insanların hayatları da yok olacaktır; çünkü çatışma temel bir değer üzerine geliştiğinde, toplumsal grubun varlığını tehdit edebilir.210 “Dini bakımdan yasallaştırılan bir toplum düzenine karşı gelmek, karanlığın ilkel güçleriyle sözleşme yapmak demektir.”211 sözü, din kadar, yerleşik düzene karşı çıkmak bağlamında da nasıl bir durumla karşılaşılacağını bize çok güzel göstermektedir.
Sinemada İdeolojik Söylem
“Seyirci dinî pers­pektifle yaklaşmadığı takdirde ve arka plandaki asıl anlamları fark edemediği sürece, bir filmden ne kadar anlam üretirse üret­sin bu durum onun çizilen sınırları aşmasını sağlayamayacak; aksine üretilen her anlam, seküler zihni daha da kuvvetlendire­cek ve o evren içinde sıkışıp kalınmasına yol açacaktır. Buradan dindar bir seyircinin seküler bir filmden üretebileceği anlamlar üzerinden bir sorgulama yapılacak olursa; filmin yapısı, anlam üretmede seyircinin dinî bakış açısının önüne geçerek anlamı seküler bir perspektifle inşa etmektedir.”
Mustafa Sarmış
Mustafa Sarmış
,
Filmlerle Din Sosyolojisi
Filmlerle Din Sosyolojisi
Sinemada İdeolojik Söylem:Alt Metinler | İlim Cephesi ilimcephesi.com/sinemada-ideolo...
Post/modern insanın yol açtığı krizleri göstermesi açısından “Mad Max, Terminatör, 12 Maymun, Su Dünyası, Yapay Zekâ, Matrix, Wall-E, I Am Legend, Oblivion, Maymunlar Cehennemi, gibi öne çıkan birçok post-apokaliptik film hem içinde yaşadığımız dünyayı yansıtması hem de onu etkilemesi açısından önemli bir kapsama sahiptir. Toplumsal yaşamdaki farklı gerilimleri kendisinde barındıran bu anlatılar bilimkurgu, korku ve ütopya/distopyanın geçiş noktasında bulunmaktadır. Söz konusu filmler bu dünyanın gerçek büyük sorunlarından, çatışmalarından ve gelecek korkularından beslenmektedir. Savaşlar, nükİeer güce dayalı felaketler, tabiatın tahribi neticesinde ortaya çıkan doğal afetler, yapay zekâ ve robotların saldırıları, biyolojik virüsler, salgınlar, ayrıca totaliter rejim ve diktatörler dünyayı yok olmaya sürüklemiş ve sonrasında dehşet verici bir yaşamla karşılaşılmıştır: Dünya artık güneşini kaybetmiş, çölleşmiş veya toprağını kaybetmiş, şehirler tarumar olmuş, kasvetli-güvenliksiz ortamlarda ve buna benzer farklı yaşam biçimleriyle insanlık çok zor koşullar altında yaşamak zorunda kalmıştır.
Sayfa 243Kitabı okudu
Reklam
38 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.