Bronz Atlı serisi benim için çok çok özel çok anlamlı bir seri. Bu serinin en iyi kitabı kuşkusuz Bronz Atlı kitabıdır. Tarihi romanları çok severim ve bu muhteşem seri bende çok büyük bir iz bıraktı. 1941'in soğuk Rusya'sında başlayan bu muazzam hikaye Amerika ‘da devam ediyor. Bazı yorumlarda gördüğüm kadarıyla ilk kitap kadar sevilmedi diğer kitaplar. Benim görüşüm her bir kitap ayrı bir güzeldi. Savaştan sonra herşeyin normal olması beklenilemez zaten. Evet bu hikaye ilk önce muhteşem bir aşk ile başlayan , sonrasında arbedeli bir savaşa ve savaş sonrasında devem eden normal hayata tutunma çabaları ve bu zorluklara, acılara göğüs gererek, herşeyi ile koca ömre yaşadıklarını sığdıran muhteşem bir hikaye. Bu kitapta aşk, sevgi olduğu kadar hayal kırıklıkları da bir o kadar çok . Tabi ki bazen konduramadığım o kadar çok kızdığım nokta vardı ki… Ama dediğim gibi bu kadar ağır koşullar altında geçen dolu dolu bir yaşanmışlık var. Ve bu kitap da biraz daha evlilik hayatının gerçeklerine yönelik olmuş ve evli bir çiftin sıradan sorunlarına odaklanmış. Amerika’da yeni bir hayat , yeni insanlar ve aile ortamı kitap bu şekilde ilerliyor. Kitabın son sayfalarına geldiğimde içim sızladı. O son sayfalar çok ağlattı ve kitapta kızmış olduğum bazı noktaları unutturdu. Herşeye rağmen muhteşem bir seriydi. Hayattaki acıyla, aşkla, umutsuzlukla, savaşla, barışla, ihanetle ve sevgiyle...Tatyana ve Alexcander ile büyüdüm, herşeyi birlikte yaşadık ve yaşlandık. Kırmızı güllü beyaz elbisesi ve elinde dondurması Tatyana ve yakışıklı genç subay Alexcander. İyi ki okumuşum. Sizlere de okumanızı tavsiye ederim.