Jones, emekli olmadan Cambridge ve Newcastle'daki üniversitelerde klasikleri öğretti ve Klasikler üzerine birkaç kitap yazdı.
Yunanlıların kim olduğunu açıklıyor ve Romalıların yükselişiyle biten Troya Savaşı'ndan başlayarak epik hikayelerini anlatıyor. Jones, Homeros, Sokrates, Platon, Aristoteles, Büyük İskender, Öklid ve Arşimet'lerin de aralarında bulunduğu çağın önemli figürlerini tanıtıyor.
Bana söz veriyorsun, hayatım, aramızdaki
tatlı aşkımız sonsuza dek sürecek diye.
Ulu tanrılar, gerçek olsun verdiği söz
Sağlayın içten, yürekten söylemesini bunu,
öyle ki kutsal dostluğumuzun bu sonsuz anlaşması
ömrümüz boyunca sürsün dursun.
Başka bir deyişle, Roma bir sınır şehriydi. O zamanlar kimse bu tepe halkının bir gün dünyaya egemen olup, onu tek bir çatı altında birleştireceğini hayal edememiştir.
Fransızca, İspanyolca ve İtalyanca tamamen Latincenin lehçeleridir. Romalılar ayrıca Yunanistan'ı da fethetmiştir fakat Yunanlar asla o kadim ve saygıdeğer dillerini değiştirmemişlerdir.
Ayrıca hiçbir antik kaynakta onun güzelliğinden bahsedilmez. Aslına bakarsanız, Plutarkhos, "Onun güzelliği özünde benzersiz bir güzellik değildi," dedikten sonra onu böylesine büyüleyici kılan şeyin konuşması ve karakteri olduğunu söyleyerek devam eder sözlerine. Asıl mesele de buydu: Güzellik görecelidir ve Kleopatra da hem kendi hem de Mısır'ın siyasi çıkarları bakımından kendisini nasıl güzel göstereceğini biliyordu.