Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Ray Moynihan

Ray MoynihanSatılık Hastalıklar yazarı
Yazar
7.4/10
9 Kişi
49
Okunma
1
Beğeni
759
Görüntülenme

Ray Moynihan Sözleri ve Alıntıları

Ray Moynihan sözleri ve alıntılarını, Ray Moynihan kitap alıntılarını, Ray Moynihan en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Hastalık satarken kullanılan farklı farklı promosyon stratejileri var fakat tümünün ortak noktası “korkunun pazarlanması”. Kalp krizi korkusu kadınlara menopozun hormon takviyesi gerektiren bir durum olduğu fikrini satmak için kullanılmıştı. Gençlerin intihar edeceği korkusu, ebeveynlere çocuklarının en hafif sıkıntısında dahi güçlü antidepresanlara ihtiyaç duyduğu fikrini satmak için kullanıldı. Erken yaşta ölüm korkusu, yüksek kolesterolü otomatik reçete gerektiren bir şeymiş gibi satmak için kullanıldı. Aslında ironik olan şu ki, reklâmı en çok yapılan ilaçlar, tam da önlemeyi iddia ettikleri rahatsızlığa bizzat kendileri neden olabiliyorlar.
Sağlık alanında olup biten hemen her şey gibi, hastalıkla ilgili fikirlerimiz dahi global ilaç devlerinin uzun gölgeleri altında şekilleniyor. Odak noktasının daraltılması, sağlık ve hastalıklarla ilgili büyük resmi görmemizi zorlaştırıyor. Bu, bazen birey, bazen de toplum olarak bize pahalıya patlıyor. Basit bir örnek vermek gerekirse, temel amaç insan sağlığını düzeltmek olsaydı, şu anda kolesterol düşürmek için pahalı ilaçlara yatırılan paranın birkaç milyar doları sigara içimini azaltacak, bedensel aktiviteyi arttıracak ve beslenmeyi geliştirecek kampanyalara ayrılırdı.
Reklam
Zengin ülkelerin açgözlülüğü , ölüm korkusuyla o kadar bağlantılı ki ... İnsanlar son dakikalarına kadar kendilerini ölüm gerçeğini inkar etmeye muktedirmiş gibi görüyorlar. Afrika ülkelerinde AIDS'ten ölenleri tedavi etmezken , batıda kolesterolü düşürmek etiğe aykırı.
Basit bir örnek vermek gerekirse, temel amaç insan sağlığını düzeltmek olsaydı, şu anda kolesterol düşürmek için pahalı ilaçlara yatırılan paranın birkaç milyar doları sigara içimini azaltacak, bedensel aktiviteyi arttıracak ve beslenmeyi geliştirecek kampanyalara ayrılırdı.
Pazarlama yöneticileri oturup hastalığın nasıl teşhis edilmesi gerektiğini yazmıyorlar ama bunu yazanları etki altına alıyorlar. Endüstri artık düzenli olarak hastalık tanımlarının tartışıldığı ve yenilendiği önemli tıp toplantılarını finanse ediyor.
Osteoporozun, yani kemik yapısındaki incelmenin belli bir yaşta yüzdeki kırışıklıklar kadar doğal olduğunu, ancak belli bir miktardan sonra tedavi gerektireceğini de unutturmak istiyor hastalık tacirleri... Oyunun adı “pazarlama” olduğu için yaşlıları da genç insan ortalamalarına göre değerlendirilip yine avuçlar dolusu ilaç reçetesi yazıyorlar.
Reklam
500 milyar dolarlık cirosu ile ilaç sektörü, dünyada üçüncü en büyük “sektör” konumunda. Ve bu dev sektör “malını” pazarlamak için her yolu deniyor. 100 binlerce kişilik ilaç tanıtım elamanı ordusu, yine binlerce kişiden oluşan “reklam-PR-manipülasyon” ordusuyla işbirliği yaparak bizleri şuna inandırmaya çalışıyor: “Aslında hepiniz hastasınız”...
İlaç şirketlerinin üst kademe yöneticileri için hazırlanan Reuters Business Insight raporuna göre, "yeni hastalık pazarları türetmek" ilaç satışlarını fırkatarak milyarlarca dolar kazandırıyor. Rapora göre, en temel satış stratejilerinden biri, insanların genel rahatsızlıkları algılama şeklini değiştirerek "doğal süreçleri" hastalıklara dönüştürmek.
İlaç endüstrisinin "hastalık uydurma" çabası global bir skandal haline geldi. Bu çaba temelde tıp bilimini çarpıtıyor, tıbbın uygulanışını bozuyor ve halkın doktorlara olan güvenini sarsıyor.
Bireylerin sağlıkları ve topluma maliyeti açısından bakıldığında hiç ilaç kullanmamak daha faydalı olabilecekken , acaba haddinden fazla insana mı hasta damgası vurulup ilaç yazılıyor?
Reklam
Aslında ironik olan şu ki , reklamı en çok yapılan ilaçlar tam da önlemeyi iddia ettikleri rahatsızlığa bizzat kendileri neden olabiliyor .
Hastalık tanımlarının birçoğunda, sağlıklı ile hastayı birbirinden ayıran çizginin nereden çizileceği konusunda büyük belirsizlikler var. “Normal” ve “anormal”i ayıran sınır genellikle son derece esnek. Bu sınır ülkeden ülkeye, hatta zaman zarfında değişiklikler gösteriyor.
Yaklaşık 30 sene önce Ivan Illich isimli bir düşünür, genişleyen tıbbi yapılanmanın hayatın kendisini “tıbbileştirdiğini”, insanın ölüm ve acı çekme gerçeğiyle başa çıkabilme yetisinin çökertilmeye çalışıldığını ve gittikçe daha fazla sıradan insanın hasta sınıfına sokulduğunu söyleyerek dikkatleri bu konuya çekmişti. Bkz: Sağlığın Gaspı
Bugün, dünyanın en büyük ilaç şirketlerinin pazarlama stratejileri saldırgan bir biçimde sağlıklı ve iyi durumdaki insanları hedefliyor. Günlük hayatın olağan iniş çıkışları sinir rahatsızlıkları oldu; genel şikayetler korkutucu hastalıklara dönüştürüldü ve gittikçe daha fazla sağlıklı insan hastaya çevrildi, içimizdeki ölüm, yaşlanma ve hastalık korkularını kaşıyan 500 milyar dolarlık ilaç endüstrisi, yaptığı promosyon kampanyalarıyla insan olmanın anlamını değiştiriyor.
Hastalığı tanımlayan sınırı ne kadar geniş çizerseniz, potansiyel hasta havuzu o kadar geniş, ilaç üreticileri için satış yapabilecekleri pazar da o kadar büyük oluyor. Günümüzde bu sınırı çizen uzmanlar ellerinde ilaç şirketi kalemleriyle toplantıya oturuyor ve her toplantıda sınırı gittikçe daha da genişletiyorlar.
43 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.