Bugün günlerden "Dünya Öykü Günü". Öykü hem yazarken hem de okurken çok zevk aldığım bir tür. Edebiyatseverler için bu güzel günün anlamına dayanarak sizlere geçen yıl okuduğum dört öykü kitabından bahsetmek istiyorum.
Cıs kitabında, büyülü gerçekçiliğin etkileyici atmosferiyle oluşan öyküleri görüyoruz.
İsteyen arkadaşlarım bu günü zenginleştirmek adına iletinin yorum kısmına geçtiğimiz sene okudukları ve sevdikleri öykü kitaplarını yazabilirler.
Şiirin dil olarak düzyazının öykü, roman gibi türleri için önemli bir etkisi olduğunu görebiliyoruz. Özellikle pek çok romancı ya da öykücünün ilk yazmaya başlamasının şiirle olduğu bilinen bir gerçeklik. Şiir, sadece estetik anlatım dili olarak değil kimi zaman biçim olarak da düzyazının içine dahil olmaktadır.
Benzer şekilde düzyazı türleri de şiiri hem biçimsel hem de anlatım olarak etkilemektedir. Düzyazı şiir / mensur şiir (Poem en prose) alt türü şiirin düzyazıyla biçimsel buluşmasını bizlere göstermektedir. Keza anlatım açısından baktığımızda da anlatımcı şiirleri görebiliriz. Öyküleyici anlatım şiirde de yer almaktadır.
Videoda düzyazı şiir kitapları olarak Ece Ayhan'ın
Bilinen Tüm Zamanlar, Vacilondo Kitap tarafından Aralık 2022 tarihinde yayımlandı. Yani çok taze çıkmış bir öykü kitabıyla karşı karşıyayız. Yedi öyküden oluşan bu kitapta biçimsel olarak en belirgin özellik öykülerin biri hariç hepsinde öykü türünde pek de görülmeyen bölümlerden oluşması. Bunun haricinde öykü sonlarında finaller manzum şekilde yapılmış. Özellikle üçüncü şahısla anlatılan öykülerin önemli bir kısmında Kafkaesk havayı görebiliyoruz. Kitabın ilk öyküsünün bu atmosferi en çok hissedebileceğimiz metin olduğunu söyleyebilirim. Recep Kayalı hep öykü türünde yazan birisi olsa da kendine has bir şiir diline sahip. Bu da metinlerin anlatım dilini güçlü kılıyor. "Ben" anlatıcının kullanıldığı son iki öyküdeyse çok daha rahat, sokak diline yakın bir anlatım söz konusu. Öykülerde anlatılanlar genel anlamda ortak olsa da bu iki öyküde dilsel bir ayrımı olduğunu söyleyebilirim. Zamanın ve mekanın neredeyse belirsizleştiği öykülerden oluşan Bilinen Tüm Zamanlar, dili, yaratılan atmosfer, içerik olarak da güçlü meseleleriyle son dönem edebiyatımız için önemli bir öykü kitabı olduğunu düşünüyorum.
Bu kitabı detaylıca incelediğim videoyu izlemek için: youtu.be/9rAkQtzjHDo
Eser, tam anlamıyla şiir tadında bir hikaye kitabı. Öyle ki şiir olmaklığın imgelem özelliğiyle her bir hikayesinde karşılaşıyorsunuz.
Bu ilk başta okumayı biraz zorlaştırıyor lakin kısa sürede alışıyorsunuz. Ve hikayenin anlatım gücüne şiirin hissettirebilme gücünün refakat ettiği o ilahi dostluğa şahit oluveriyorsunuz.
Kendinizi sayfaların akışına bıraktığınızda, size öyle özel hisler yaşatıyor ki bu hikayelerin birer kurgu olduğuna inanamıyorsunuz. Belki gerçektir diyorsunuz ama, bütün hikayeleri yaşayanın baş karakter dolayısıyla bizatihi yazar olamayacağını bildiğiniz için geriye yazarın sanatını ayakta alkışlayan kuvvetli alkışlarınız kalıyor.
Evet! Mübalağadan yoksun sözlerimiz.
Bu eser, bizim kütüphanemizde yılın eseri olabilmeye aday. Üstelik çok da güçlü bir aday. Nihayetinde şu ana dek hiç bir eserden böylesine etkilenmemiştik.
Esere dokuz puan vermemize neden olan ise son iki hikayesi. Ama bu demek değil ki bu iki hikaye başarısız. Bilakis bu hikayelerin kıyas edildikleri önceki hikayeler olduğu için eserin değeri yine de çok yüksek. Bu kısım sadece oluşan o beklentiyi karşılayamadı. Bu beklentiyi oluşturan da bu eserin ilk hikayeleri nihayetinde. Dolayısıla bizim esere dair olumlu kanaatimiz hâlâ zirvede.
Eseri bütün kitap severlere şiddetle öneriyor ve yazarı kutluyoruz. Kalemine sıhhat ve selamet diliyoruz.
Kamburuma Üç Sebep, yazar Recep Kayalı'nın üçüncü öykü kitabı. Belli ki bundan dolayı kitapta oturmuş bir üslup var. Yazarın öykülerindeki anlatım dili kıvrak, duygulu, sade ama güçlü. Bazen kitaba ismini de veren ilk öyküde olduğu gibi bir baba, evlat hikayesini okuyor, bazense distopik bir öyküyle karşılaşıyoruz. Ne anlatırsa anlatsın bizi bir
2022/8. Kitap: Kamburuma Üç Sebep
Recep Kayalı’dan okuduğum ilk kitap….
Kamburuma Üç Sebep; 8 öyküden ve 96 sayfadan oluşuyor.
Kamburuma Üç Sebep, “baştan sona bir acılar kitabı” desem yeridir. Kayalı, insanı merkeze alarak hep acıyı farklı cephelerden anlatmaya çalışmış. Genç bir yazar olan Kayalı, yer yer özgünlüğü yakalamış. “Gözyaşı ölüsü”nden (s. 10), “portakal tadı neşe”ye (s. 11) varıncaya kadar birçok alışılmamış bağdaştırmalara öykülerinde yer veren yazarın, gelecek vadettiğini söylemek mümkün.
8 öykü içinde en çok “Önce Dağlar Kar Tutar”ı beğendim. Bazı öyküler biraz zorlama hissi uyandırsa da yer yer gerçekliğin yakalandığını söyleyebilirim.
Kitaptan bazı alıntılar:
“Ondan ayrılmış olmak daha önce hiç tatmadığım rezil bir yemeği yemek gibiydi” (30).
“Var olanı bozduğunda da belirgin olabiliyor insan” (38).
“Ama günün birinde mutlaka çıkacak şiirden anlayan bir kadın karşıma” (42).
“İnsan çözemediği sıkıntılardan oluşur” (83).
“Cevabı olmayan soruların buhar yanığına benzer bir acısı olduğunu düşünürdü” (85).
Öykü seviyorsanız okuyabilirsiniz.