Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Rıza Nur

8.2/10
99 Kişi
351
Okunma
95
Beğeni
10,9bin
Görüntülenme

Rıza Nur Gönderileri

Rıza Nur kitaplarını, Rıza Nur sözleri ve alıntılarını, Rıza Nur yazarlarını, Rıza Nur yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Toplanıyoruz. Beni derin bir düşünce ve hüzün aldı. Yine gurbete gidiyorum!..Bu kaçıncı!..Gurbetten ise bıktım, usandım. İttihatçılar beni hudud haricine attıkları vakit Cenevre'de müthiş bir nostaljiye uğramıştım. o günleri hatırladım. İçim cayır cayır yandı. Gidiyorum, kim bilir neler çekeceğim, belki de aç da kalacağız...Hem birdaha bu vatanı görmek acaba nasib olacak mı? Sinop'tan ayrılırken de şöyle bir etrafa bakmış, “Sevdiğim Sinop, doğduğum ve büyüdüğüm yer! Acaba seni bir daha görecekmiyim?! Ah güzel yurt! Taşın, toprağın gözüme altın, elmas gibi geliyor” demiş gözlerim yaşarmıştı. Şimdi İstanbul'dan da ayrılıyorum. Düşünüyorum: Benim bu cezaya uğramak için ne kabahatim var? Sebep vatan ve millet...namus...Başa geçenler, eşkiya, zalim kesiliyor. Çalıp çırparak, asıp keserek onlara uyamıyorum. Ya beni atıyorlar, sürüyorlar, zindana sokuyorlar. İdâm ve imhaya savaşıyorlar, ya da ben bu seferki gibi ihtiyâri sürgüne kendim gidiyorum.
“Abdülhamid düşmanlığı gözlerimizi o kadar kör etti ki, Mekteb-i Tıbbiye’ye İngiliz bayrağı çekecek kadar alçalmıştık” Rıza Nur
Reklam
Monarşist muhalefet mecbur kaldığı için siyasal bir parti içinde veya etrafında –önce Fırka-i Ahrar, 1911’den sonra da Hürriyet ve İtilâf Fırkası içinde– örgütlenmek zorunda kaldı; muhalifler, 1908 Devrimi sonucu değişen koşullar nedeniyle, İttihadçıların stratejisini taklit etmeye zorlandılar. Ne var ki, resmen siyasal parti olarak kurulmuş olsalar da, bu monarşist partiler liberal demokratik bir rejimde olması gereken siyasal örgütler gibi işlemedi. Partinin gerçek liderleri olan Kâmil Paşa ve Prens Sabahaddin Meclis-i Mebusan dışındaydı; fakat meclis görüşmelerini pek de saygı duymadıkları seçilmiş mebuslar aracılığıyla, dolaylı olarak denetliyor ve yönlendiriyorlardı.
Sayfa 13 - 1. baskı - 1996
Nazım Hikmet'in Ölene Dek Hasmı Kalan Hamdi Suphi Tanrıöver'in Karakteri
Birgün İsmet [İnönü] gelmiş, hana Hamdullah Suphi'den [Tanrıöver] şikayet ediyor. Ne olmuş! - Hamdullah orduya gitmiş, dolaşmış, İsmet de kolundan tutup ordudan kovmuş "Ne oldu?" dedim. "Ne olacak! Orduda nutuklar söylüyor. Hep kendisini methediyor. Orduda propaganda yapıyor." dedi. Bu da tuhaf hakikaten Hamdullah'ın başka bir
Sayfa 900 - 1. baskı - 1968
Mustafa Suphi Ve 14'lerin Katledilmesi Olayı
Mustafa Suphi ve arkadaşları olarak 14 kişi Rusya'dan Kars'a geldiler. Türkiye'ye gidiyorlar. Komünist propagandası yapacaklarmış. Ruslar kendilerine para ve mücevherat da vermişler. Bu sahada da halkta Komünistlik aleyhine şiddetli bir aksülamel hasıl olmuş olduğunu görüyorduk. Karabekir de aklını başına almış, orduyu ihtilalden kurtarmış,
Sayfa 730 - 1. baskı - 1968
Ankara Sabık Valisi Nuri Conker
Bir gün Mustafa Kemal hasta imiş. Latife Hanım beni çağırdı. Gittim. Yatak odasına aldılar. Baktım, Safvet [Arıkan] ve Nuri [Conker] Mustafa Kemal'in yanında. Derhal muamma halloldu. Nuri [Conker] Selaniklidir. Oradan Mustafa Kemal'in ahbabıdır. En sadık adamıdır. Dünyanın en et kafalısı da bu adamdır. Vaktiyle onu Mustafa Kemal Ankara valisi yapmıştı. O kadar sersemce hareket etmişti ki, kendi kaldırmağa mecbur olmuştu. Fakat yine daima yanındadır. Çünkü ona kadın bulur, para ve rüşvet dalaveresine vasıtalık eder.
Sayfa 1184 - 1. baskı - 1968
Reklam
Vaktiyle Moskova'da Ruslardan aldığımız paradan yüz bin Rus altınını Safvet [Arıkan] alıp Almanya'ya gitmiş. Avrupa'da bu parayı kamilen ve Nuri [Conker] (Kütahya meb'usu) ile beraber zevkle yemiş. Devletin cephaneye o şiddetli ihtiyacı zamanında bir tane fişek bile göndermemişti. Müdafaa-i Milliye Vekaleti'nde Divan-ı Harp Safvet'in [Arıkan]
Sayfa 1184 - 1. baskı - 1968
966 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.