“Ve işte Kaukasos’un sarp dağları yükseldi.
Ayaklarıyla kolları çözülmez tunç zincirlerle
bağlı Prometheus her gün uçarak ziyaretine
gelen bir kartalı burada ciğeriyle besliyordu.
Akşama doğru kartalın çok yükseklerden,
bulutlara yakın, teknenin üzerinde uçtuğunu
gördüler. Büyük bir gürültü çıkaran güçlü
kanat çırpışıyla teknenin yelkenlerini şişirdi.
Havada uçan bir kuşa benzemiyordu ve hızlı
kanatlarını parlak küreklermiş gibi çırpıyordu.
Uzun süre geçmeden ciğeri kopartılan Prometheus’un
yürek paralayıcı çığlıklarını duydular. Kartalın aynı
yolu izleyerek dağdan döndüğünü görene kadar sesler
havada yankılandı.”