Saim Savaş

XVI.Asırda Anadolu'da Alevilik yazarı
Yazar
8.3/10
7 Kişi
42
Okunma
0
Beğeni
1.075
Görüntülenme

En Yeni Saim Savaş Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Saim Savaş sözleri ve alıntılarını, en yeni Saim Savaş kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı-Safevi mücadelesi sırasında, genellikle arada kalıp ezilen Kızılbaş halkın dertlerine şiirleriyle tercüman olan Pir Sultan ile Pir Ali isimli bir Kızılbaş şairin bazı dizelerinde de, her bakımdan bunalan bu insanlarda ki bir kurtancı bekleme inanışının varlığı açıkça görülmektedir.
Sayfa 9 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Toplumsal ayrışma...
Önceleri Osmanlı Devleti tarafından, Safevi Devleti ve bu devletin Anadolu'daki taraftarlarını küçümsemek için hakaret anlamında kullanılan "Kızılbaş" tâbiri, zamanla toplumsal farklılaşma ve kopmaları ardından yükselen önyargı duvarlarının bilgisizleştirdiği zihinlerde, gayri ahlâki çağrışımlar yapan bir kelime halinde telaffuz edilmeye başlanmıştır.
Sayfa 7 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Reklam
Şeyh Haydar'dan itibaren Safeviye tarikatı mensupları için kullanılan "Kızılbaş" tabirinin, aynı zaman da bazen Safevi Devleti ve bazen de bu devletin hakim olduğu coğrafya için kullanıldığ; ancak zamanla sadece Anadolu'daki Alevi topluluklan için kullanılan bir terim haline geldiği anlaşılmaktadır.
Sayfa 7 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Şeyh Cüneyt'in öldürülmesinden sonra Erdebil sûfileri tarafından pir ve hatta "Tanrı'nın zuhuru" olarak tanınan oğlu Şeyh Haydar'ın, 12 dilimli Kızılbaş tacı giymeğe, kızıl sarık sanınmağa başladığa, müritlerine de, derecelerine göre, aynı tâca, sarıklı ya da sarıksız olarak giydirdiği ve bu yüzden bu tip taca "haydarî tâç" denildiği, söyleniyor.
Sayfa 7 - TÜRK TARİH KURUMU 3. BASKIKitabı okudu
Mezhebi farklılaşma ve aynı zamanda devam eden sıcak ve soğuk savaş, genelde Osmanlı toplumunda ve özelde söz konusu mücadele ve farklılaşmanın yaşandığ coğrafyada yaşayan insanlarda, bir taraftan aşılmaz önyargı duvarlarının örülmesine sebep olurken, diğer yandan karşılıklı içine kapanma ve karşısındakini mutlak yanlış ve kötü görme anlayışının doğmasına sebep olmuştur. Söz konusu anlayışın, bilhassa sıcak savaş dönemlerinde siyasi, dini ve askeri önderlerce körüklendiğini tahmin etmek güç değildir. En başta her iki devletin karşılıklı olarak birbirlerini küfürle itham etmeleri ve din adamlarının bu yönde fetvålar verebilmeleri bu durumu açıkça göstermektedir. İçine kapanma ve zamanla meydana gelen karşı taraf hakkındaki bilgisizlik, akla ve havsalaya sığmayacak bir takım suçlama ya da iftiraların ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Etkileri günümüze kadar gelebilen bu tür sosyal gelişmelerin, toplum kesimleri arasında nasıl kapatılması güç çatlaklar oluşturduğu bugün bile görülebilmektedir.
Sayfa 145
Safevilere Kızılbaş denilmesinin, Şeyh Haydar'ın, 12 dilimli Kızılbaş tacı giymesi, kızıl sarık sarınması, müritlerine de, derecelerine göre, ayna tâcı, sarıklı ya da sarıksız olarak giydirmesi üzerine başladığı, söyleniyor. Şeyh Haydar'dan itibaren Safeviye tarikatı mensupları için kullanılan "Kızılbaş tâbirinin, aynı zamanda bazen Safevi Devleti ve bazen de bu devletin hakim olduğu coğrafya için kullanıldığı; ancak zamanla sadece Anadolu'daki Alevi toplulukları için kullanılan bir terim haline geldiği anlaşılmaktadır. Onceler Osmanlı Devleti tarafından, Safevi Devleti ve bu devletin Anadolu'daki taraftarlarını küçümsemek için hakaret anlamında kullanılan "Kızılbaş" tabiri zamanla toplumsal farklılaşma ve kopmaların ardından yükselen önyargı duvarlarının bilgisizleştirdiği zihinlerde, gayri ahlâkî çağrışımlar yapan kelime halinde telaffuz edilmeye başlanmıştır.
Sayfa 144
Reklam
51 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.