Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.36.38
Selami Genli
Selami Genli Yorumları ve İncelemeleri
Selami Genli yorumları ve incelemelerini, Selami Genli kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Selami Genli puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yaşamak sadece hayatta kalmak değildir."
Öncelikle kitabın konusu ve içeriği hakkında biraz sizlere bilgi verip daha sonra düşüncelerimi paylaşacağım. Kitapta, Mehmet isminde bir karakterimiz var. Mehmet bir kitap yazacaktır. Bu kitabı için birkaç hikaye toplamak ister. Bunun için ise bir tımarhaneye gider. Tımarhanede ki hastaların hikayelerini okur ve dinler. Birkaç gün orada kalır. Gideceği zaman ise çok farklı olaylara tanık olur.
Şöyle başlayayım. Kitaba başlarken çok büyük bir beklentim yoktu. Daha farklı bir şeyler bekliyordum ancak beklediğim gibi değildi kitap. Daha korku ağırlıklı bir kitap okumayı umuyordum. Kitap ise biraz daha psikolojik gerilim tarzı gibiydi. Bu aslında beni mutlu etti. Çünkü pek korku kitapları okuyabilen birisi değilim. İçerisindeki hikayeler çok iyiydi. Hem üzücü hem de şaşırtıcı hikayelerdi. Yazar çok güzel bir sekilde anlatmıştı olayları. Cidden çok sürükleyici bir kitaptı. Beklentimin çok cok üstünde ve beklediğim kurgudan kat kat iyiydi. Yazarın kalemine ve hayal gücüne hayran kalmamak zor gerçekten. Beğendiğim ve tavsiye edeceğim bir kitaptı.
Selami Genli’nin Bilgi yayınevinden çıkan ilk kitabı Tımarhane gerçekten adı gibi.Okumaya başladığınız anda elinizden bırakamıyorsunuz. Nerden başlasam ne desem bilemiyorum.Kitap bitti ama ben hala etkisindeyim.İnsan düşünmeden edemiyor.Hastahane’de yatan hastalar mı ? yoksa onları hasta edenler mi? Yada asıl tımarhane kendi beyinlerimiz ve içinde taşıdığımız düşünceler mi ? Cevaplar kitapta kitapyorumum’a gelecek olursamKahramanımız ilk kitabını yazabilmek için “adada bir tımarhane’yi “ ziyarete gidiyor ve orada bulunan hastaların hayatlarını kitabının konusu olarak ele alıyor.Yazarın hayal gücüne hayran kalmamak elde değil.Kitaptaki hikayelerin sertliği karşısında nutkunuz tutulacakBeklenmedik bir son ve başarılı bir kitap.Hiç zaman kaybetmeden okuyun
Çünkü yaşamak, sadece hayatta kalmak değildir!...
.
Mehmet Kağan... gazetede çalışıyor, aynı zamanda kitap çıkartmayı düşünüyor.. Aklındaki kurgu için Ege Denizi 'nin yirmi mil açığındaki Gümüş adasındaki Tımarhaneye gidiyor. Amacı, orada bulunan sınırlı sayıdaki hastaları tanımak, öykülerini dinlemek ve kitabını hazırlamak... Ancak, hayat biz planlar yaparken yaşadıklarımızdan ibarettir sözü Mehmet için söylenmiş gibi görünüyor... Hikayelerinin içinde kayboluyor derken, akıl almaz olayların içinde buluyor kendini... Bilinç altındaki o karanlık dehlizlerde amansız bir düşünce, hayal _ gerçek karmaşası sarmalıyor etrafını... Kim dost kim düşman... Doğruyu kim söylüyor... Kendi doğruları bile kendisine yabancı... Acaba bir doğru var mı? Kafanız karıştı değil mi? Güzel!.. Benim de istediğim tam olarak bu... Neden mi? Çünkü ikinci kitabın yorumunda kafamızdaki soru işaretleri tek tek cevaplarını bulacak? İnanıyorum... Ve çok merak ediyorum!... Mehmet'in peşine takıldım sınırlarda, uçlarda bir maceraya hazırlanıyorum...
.
İkinci kitap yorumuyla geldiğimde size tüm soruların cevaplarını yazacağım... Tabii bu macera sonucunda Dönebilirsem ... Dem, nem, cem, gem....
Tımarhane yada öyle mi :)
Mustafa Kağan yetişkinliğinin evresinde sinema okuduğu halde bir kitap yazmayı hep istemiştir. Bu yüzden ada gibi bir yerde bir tımarhane olduğunu öğrenir. Kitabı için iyi bir malzeme olacağını düşündüğü için adaya gelir ve hastaların hikayelerini öğrenmeye başlar , öğrendikçe dehşete düşer ve burayı keşfetmeye başlar. Keşfettikçe sırlar ortaya çıkar aynı zamanda Mustafa burada bişey daha keşfeder; aşkı
Kesinlikle okuduğum çoğu kitaptan farklıydı. Ne okuduğunu,kitabın ne anlattığını bir süre anlamıyorsun evet dil akıcı konusu da var ama ya o romanda anlatılanlar çok çok farklı bir kitaptı.
Yazar zaten çakallarla dans filmininin de senaristiymiş. O filme de bayılıyorum. Kitapta ağırlıklı olarak cinsel temalar bolca var . O yüzden hem bundan hem de kitabı anlamak açısından belli bir yaş üstü kitlesinin okumasını tavsiye ederim.
Ayrıca , konu olarak bana kitap Leonardo Di Caprio'nun meşhur bir filmini de hatırlattı hatta çok çok benziyor. Kitabın devamı da olduğu için sonu zaten tüm bilmecelerin açıklamaları ile bitmiyor. Sebebini yazar devam kitabına bırakmış.
Klişelerden uzak bir kitap okumak isterseniz mutlaka tavsiye edebilirim.
İlk kitaba kıyasla çok kötüydü. Karakter ister normal olsun ister sanrılı, böyle bir metinle hikâyeye devam etmesini kabul edemiyorum. On yaşında bir çocuğun hayal gücüyle yazılmış sanki. Hâlâ şaşkınım. =(
_"Sen Kimsin"
Güzel soruydu..
"Ben Kimdim?"
.
Gazetede çalışan Mehmet, Tımarhaneye yaptığı ziyaret sonrası aşkı bulmuş, kaybetmiş... Bir sürü soru sormuş.. Cevabını kimse vermemişti... En önemli sorusu ise "BEN KİMİM" olmuştu... Takıldım Mehmet'in peşine, sorusunun cevabını ve kaybolan aşkını arıyorum... Okudukça, yeni bir düğüm daha ekleniyor kafa karışıklığıma.. Mehmet, öyle bir belaya bulaşmış ki!... Kahraman mı? Zalim mi? Aşık mı? Kayıp mı? Yoksa hiç kaybolmadı mı? Sahi, Mehmet kim? Sorularımızın cevabı ve fazlası eserimizde der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim
Korkmak yok!..
Pes etmek yok!...
Arkana bakmak yok!...
.
İşte Erich, henüz 6 yaşındayken bu cümleleri sıralayarak karanlık bir ormanda koşuyordu.. Korkutucu olan karanlık değil, insanlardı.. Şimdi sizlerle 1940'lı yılların Nazi Almanya 'sına gideceğiz... Aparkat lakaplı Andreas Schwartz ve oğlu Erich' in yaşadığı zorlu hayata ortak olacağız.
.
Kahraman, eli kolu sıkıca bağlı olarak yattığı hastahane odasında ölümü bekliyordu. Aslında, tek derdi zayıf kalbi durmadan intihar edebilmekti.. Denemişti de... Derken yanında mızıka çalan bir ihtiyar gördü.. Önce sinirlendiği, susmasını istediği sakin ihtiyar Erich'ten başkası değildi... Artık, Kahraman susacak Erich anlatacaktı... O anlattıkça biz anlayamayacak, bu kadar vahşetin sebebini hep sorgulayacaktık...
.
Andreas Schwartz, çıktığı 29 maçın tamamını rakiplerine hiç beklemediği anda atığı Aparkatlar sayesinde nakavtla kazanmıştı. Ancak son maçında kazanmaması gerekiyordu... Yine attığı Aparkat ile maçı kazanan Andreas hemen oğlunu ve karısını alıp kaçmayı planlıyordu.. Ancak, eve geldiğinde O'nu çok kötü bir sürpriz bekliyordu. Toplama kampına gönüllü giden Andreas , bundan sonra Aparkatlarını, oğlunu bu cehennemden kurtarmak için atacaktı. Baba_oğulun yürek burkan hayatta kalma mücadelesine ortak olmak isterseniz bu güzel kitap tavsiyemdir der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim Kitapla Kalın
.
Hayat sana kroşe vuruyorsa, sen ona aparkat çak..
Korkmak yok!.. Pes etmek yok!... Arkana bakmak yok!...
İşte Erich, henüz 6 yaşındayken bu cümleleri sıralayarak karanlık bir ormanda koşuyordu.. Korkutucu olan karanlık değil, insanlardı.. Şimdi sizlerle 1940'lı yılların Nazi Almanya 'sına gideceğiz... Aparkat lakaplı Andreas Schwartz ve oğlu Erich' in yaşadığı zorlu hayata ortak olacağız.
Kahraman, eli kolu sıkıca bağlı olarak yattığı hastahane odasında ölümü bekliyordu. Aslında, tek derdi zayıf kalbi durmadan intihar edebilmekti.. Denemişti de... Derken yanında mızıka çalan bir ihtiyar gördü.. Önce sinirlendiği, susmasını istediği sakin ihtiyar Erich'ten başkası değildi... Artık, Kahraman susacak Erich anlatacaktı... O anlattıkça biz anlayamayacak, bu kadar vahşetin sebebini hep sorgulayacaktık...
Andreas Schwartz, çıktığı 29 maçın tamamını rakiplerine hiç beklemediği anda atığı Aparkatlar sayesinde nakavtla kazanmıştı. Ancak son maçında kazanmaması gerekiyordu... Yine attığı Aparkat ile maçı kazanan Andreas hemen oğlunu ve karısını alıp kaçmayı planlıyordu.. Ancak, eve geldiğinde O'nu çok kötü bir sürpriz bekliyordu. Toplama kampına gönüllü giden Andreas, bundan sonra Aparkatlarını, oğlunu bu cehennemden kurtarmak için atacaktı. Baba_oğulun yürek burkan hayatta kalma mücadelesine ortak olmak isterseniz bu güzel kitap tavsiyemdir der hepinize şimdiden keyifli okumalar dilerim Kitapla Kalın
Hayat sana kroşe vuruyorsa, sen ona aparkat çak..
Kitaba hiçbir beklentim olmadan başladım. Kitap Mehmet adlı bir yazarın kitap yazmak için bir adadaki tımarhaneye gitmesi ile başlıyor. Hastaların hikayelerini tek tek yazmaya başlıyor. Hastaların başlarına gelen kötü olaylardan ötürü kafayı yemelerinin anlatıldığı hikayelerden bir iki tanesi hariç diğerleri gayet güzeldi. Tek sıkıntı hikayelerin bazılarında aşırı cinsel öğelerin olmasıydı. Kitabın ortalarından sonra ise kitap bambaşka bir hale bürünüyor.
Filmlerde sık sık gördüğümüz senaryolara benzer şekilde gitse de kitap sürükleyici, merak uyandırıcı ve kendini okutturuyor. Devam kitabı olan “Ben Kimim-Tımarhane 2” yi de okumak istiyorum.
Ilginç bir gerilim romanı. Alt hikayelerle zenginleştirilmiş son derece akıcı ve merak uyandırıcı bir hikayesi var. Bende yarattığı tek sıkıntı, konusunu okur okumaz çok ünlü bir filmi çağrıştırmış olması, çünkü sonunu daha okumadan kestirmeme neden oldu. Yine de okunmaya değer.
Bir arkadaş bu kitaba yorum yazarken -sağ olsun- kitabın sonundaki asıl sürprizi de yazmıştı. Aradan epey zaman geçtiği için başlarda hatırlamasam da hikaye devam ettikçe sonu geldi tabii ki aklıma. Buna rağmen çok beğendiğim bir kitap oldu. Yani sonunu hiç bilmeseydim, muhtemelen daha da etkilenirdim. Bir gazetecinin, "Adadaki Tımarhane" haberinden yola çıkarak adayı ziyaret etmesini ve hastaların hikayelerini toplamasını okuyoruz. Hepsi birbirinden ilginç, tüyler ürpertici vakalar üstelik. Gerisi sürprizi bozar, benden bu kadar. Tavsiyemdir. =)
132 syf.
10/10 puan verdi
| Ben Kimim? Timarhane 2 |
Tımarhane kitabının devamı olan Tımarhana 2, yine kurgusu ile beni mest etti. İlk kitap öyle bir bitmişti ki aklımızda soru işaretleri kalmış ve merak ediyorduk devamında ne geleceğini. Tımarhane 2, ilk kitaptaki soru işaretlerini gideriyor ve okurun aklını yine karıştırmayı başarıyor. Yazarın güçlü anlatımıyla kitap su gibi akıyor. Sıkılmadan okuyup bitiriyorsunuz. Betimlemeler ise öyle güçlü ki okurken film sahnesi gibi canlandırdım gözümde yaşanılanları.
Sonuna geldiğimde ise Tımarhane 3 ‘ün gelebileceğinin sinyalini aldım. Tabii henüz yazarla konuşmadım ne düşünüyor bilmiyorum ama benim düşüncem mutlaka devamı gelmeli.
Keyifle okuduğum bu güzel seriyi tavsiye ediyorum ️
Yazarın okuduğum 3. kitabıydı. Bu kitabı da Tımarhane ve Ben Kimim kitapları kadar beğendim. Film senaryosu tadında, okurken keyif veren bir kitaptı. Her ne kadar sonunu tahmin etsem de olayların nasıl bağlanacağını merak ederek okudum. Tavsiye ederim.
Konusunu anlatmak isterdim ama spoiler olmasın diye bahsetmeyeceğim. Size tavsiyem konusunu okumayın. Merak eden direkt kitabı okumaya başlasın.
“Korkmak yok!
Pes etmek yok!
Arkana bakmak yok!”