Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Selim Erdoğan (Hidrojeolog)

Selim Erdoğan (Hidrojeolog)Sakarya yazarı
Yazar
9.5/10
208 Kişi
1.220
Okunma
129
Beğeni
4.495
Görüntülenme

Selim Erdoğan (Hidrojeolog) Gönderileri

Selim Erdoğan (Hidrojeolog) kitaplarını, Selim Erdoğan (Hidrojeolog) sözleri ve alıntılarını, Selim Erdoğan (Hidrojeolog) yazarlarını, Selim Erdoğan (Hidrojeolog) yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir an aklından geçen bu fikir yüzündeki ışığı alır götürür.Baskalarının yazdığı hikayelerde figüranlık yapmaya alışmıştır Ahmet Muhtar.Kendi hayallerinin başrolünde olmak ürkütücü gelir.
384 syf.
10/10 puan verdi
İlk olarak Selim Erdoğan hakkında bütün hüsnüzanımı bir kenara bırakarak okumaya başladım. Sevgili hocamıza, harp tarihi ve coğrafyası üzerine olan hayranlığımı bastırarak sadece ilk eserini icra etmiş acemi bir romancı gözüyle sayfaları çevirmeye başladım. Lakin son sayfaya kadar tesiri altında kaldığım muazzam bir üslup ve kurgu ile
Hain
HainSelim Erdoğan (Hidrojeolog) · Kronik Kitap · 2023167 okunma
Reklam
“Muhtar değil lan! Ahmet Muhtar demeyi öğreneceksiniz, hepiniz!”
Sayfa 377Kitabı okudu
İngiliz’e bile İngiliz’le ihanet edebilen başka hain var mı bildiğin? Benden daha mahirini bulamazsın.
Sayfa 357Kitabı okudu
“Bronz peşinde koştururken kurşuna denk gelmek de var.”
Sayfa 328Kitabı okudu
Lloyd George, are you kidding us?
Anadolu'daki askeri varlığını artırmak ve Mustafa Kemal'in karşısında daha sağlam durmak isteyen Lloyd George, Irak'taki üslerde görev yapmak üzere sevk edilecek olan 1.000 kişilik havacı personeli İstanbul'a göndermek ister. Havacıların tamamı teknik personeldir. Hayatlarında ellerine tüfek almış değillerdir. Buna rağmen Başbakan'ın talimatıyla bu 1.000 havacı İstanbul'a gönderilir. Gelen bu ilginç takviyeyi görünce İngilizlerin İstanbul İşgal Kuv. Kom. General Harrington'ın Londra'ya gönderdiği mesajı oldukça manidardır: "Tüm yardımlarınız için teşekkürler. Gönderdiğiniz 1.000 kişilik havacı birliğe göz kulak olmak için elimden geleni yapacağım!"
Sayfa 254Kitabı okudu
Reklam
Ödetilmeyi bekleyen bedeller var. Türk hafızası diridir!
Türk süvarilerinin gün içerisinde aldıkları Yunan esirleri gören kadınların öfkeli sesleri giderek yükselmektedir. Yakılan köyün kadınları esirlerin kendilerine verilmesini istemektedir. Tepki ve isyan büyüyünce Ahmet Zeki Bey kalabalığa hitaben, "Bize itimadınız yok mu? Türk kadını böyle pis canavarların kanıyla elini kirletmesin." sözleriyle sakinleştirmeye çalışır. O sırada kalabalık arasından yaşlı bir kadın öne çıkar. Aniden entarisini sıyırır. Bacaklarının arası parçalanmış, kan içindedir. Bir gün önce Manisa'dan çekilen Yunan jandarmasının 17 yaşındaki kızını kaçırdığını, mani olmak isteyince de kendisini bu hale getirdiklerini anlatır. Sitemkâr şekilde "ne yapıyorsanız yapın" diyerek göz yaşları içinde geldiği yöne giderken kalbi daha fazla acıya dayanamaz, son nefesini verir, yere yığılır kalır. Ahmet Zeki Bey de zabitler de tümen efradı da mahvolmuştur. Tümen komutanı karargâh subayına kaçamak bir bakış atar. Emrin söze dökülmesine gerek kalmaz. Muhafızlar yanındaki 40 kadar esirle kadınların arasından çekilip toz ve sisin arasında "hayalet süvari" adına yaraşır şekilde gözden kaybolurlar. Ellerinde orak ve bıçaklar, gözleri alev alev, üç buçuk yıl boyunca zulmedilmiş Türk kadını... İntikamın vücut bulmuş haliyle zalim arasında hiçbir engel kalmamıştır.
Sayfa 151Kitabı okudu
Askerlik ne değildir, sorusuna pratik bir örnek!
Kemalettin Sami Paşa ertesi sabah bir haftadır dövüştüğü ve şimdi esiri olan General Trikopis'i yani düşmanını huzura kabul edecektir. Ama paşa acı bir kahve içirmeden önce, Yunan Küçük Asya Ordusu'nun mağlup kumandanına yanmış yıkılmış Uşak sokaklarında, ordusunun katlettiği kadın ve çocukların cansız bedenleri arasında ufak bir gezinti yaptıracaktır. Çünkü Yunan ordusu artık kendi yarattığı cehennemin esiridir. *** İki Türk paşası Yunan komuta kademesini yanmış ve süngülenmiş sivil Türk şehitlerinin arasında dolaştırıp Mustafa Kemal Paşa'nın huzuruna götürürken Yunan generallerinin duydukları tek cümle vardır: "Siz asker değil, üniforma giymiş eşkıyasınız."
Türk Askeri Geleneğine Pratik Bir Örnek
Yzb. Kemal Efendi, teslim olmak isteyen General Trikopis'i karşısında bulur. Yüzbaşının askerce selamladığı mağlup general, bitik bir sesle, "Teslim olmak tek çıkar yoldu. Kabul ediyorum" diyebilir. Tugay komutanı da bu önemli esirleri fazla bekletmez, karargâhı ile birlikte Kosur Boğazı'na gelir. General Trikopis'i selamlayarak elini uzatan Ali Rıza (Benli) Bey'in sözleri yüzlerce yıllık askeri kültürün galibiyete kattığı asaletin ta kendisidir: "Üzülmeyin General. Harp talihi her asker için yenmek kadar yenilmektir de. Esasen Yunan ordusu için memleketimizde yapılacak bir iş de yoktu. Netice Hakk'ın tezahürüdür. Öyle değil mi?"
Sevginin zıttı nefret değil, kayıtsızlıktır.
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Mehmet Nazım'ın bilinen son sözü
Yaralı komutanını istasyondaki doktorlara yetiştirmek için atını dolu dizgin süren Ankaralı Zeynel Çavuş ağlayarak ona yalvarır: "Gözünü seveyim dayan komutanım" . Yarbay Mehmet Nazım'ın bilinen son sözü dudaklarından burada dökülür: "Asıl siz dayanın çocuğum." (Ruhlarınız şad olsun.)
“Mademki gücü gücüne yetene, o halde görsün bakalım Mister Lloyd George el mi yaman, bey mi.”
Sayfa 214Kitabı okudu
"Dünyanın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rastlanmamıştır."
Sayfa 293Kitabı okudu
"Hürmet sana ey şan dolu sancağım, Baştan başa arza hakim ol şahım, Türk Ordusu, Türk Ordusu sayende, Sakarya'da kurtuldu şan otağım, Dünyalara bedeldir mahcemalin, Allah'ıma emanettir Kemalim."
Sayfa 268Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.