Shirley Serde Gönderileri
Shirley Serde kitaplarını, Shirley Serde sözleri ve alıntılarını, Shirley Serde yazarlarını, Shirley Serde yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kendinize ortada bir yarış olmadığını, uğruna savaşmaya değecek bir şey olmadığını söylerseniz, o zaman gerilmenin bir anlamı yoktur; var mıdır?
Sayfa 204Kitabı okudu
Ama ya panik atağı durmazsa? Eninde sonunda durmak zorunda.
Sayfa 135Kitabı okudu
Delice düşünceleri düşünmemek için aşırı bir savaş vermek onların gerçekten aklınıza geleceğinin garantisidir.
Sayfa 65Kitabı okudu
Bana zarar verebilecek bir şey uğrunda çabalamak neden?
Sayfa 64Kitabı okudu
Bacağınızı kırdıysanız eğer, hemen koşmamalısınız, öyle değil mi? O halde, vücudunuzun ve zihninizin iyileşmesi için de onlara zaman tanımalısınız.
Sayfa 53Kitabı okudu
Savaşma konusuna gelince, savaştınız. Yalnızca, doğru silahlara sahip değildiniz. Gerilip dişlerinizi sıkmak ve kendinize, "Yo, hayır. Bu defa bunun olmasına izin vermeyeceğim " demek, yangına körükle gitmektir.
Sayfa 12Kitabı okudu
İmkânsız kılan sensin!
Üçüncü Aşama: Egzersiz "Egzersiz yapmak, Valium almak gibidir." Jane Brody The New York Times bilim editörü
Egzersiz neden bu kadar rahatlatıcıdır? Eski bir dansçı ve beden eğitimi öğretmeni Pam Colari, aşa-ğıdaki söyleşide bunun cevabını veriyor:
PAM: Egzersiz aslında stresi azaltır. Bildiğiniz gibi stres, çeşit kas gerginliğidir.
Sayfa 119 - İnkılâp YayıneviKitabı okudu
Kafein ve Panik Ataklar
Üzerinde Düşünülmesi Gereken Diğer Gıdalar
Kafein ve Panik Ataklar
PASS'taki ilk müşterilerimden birini hatırlıyorum (SS). Panik atakları sorunu yaşayan bir cerrahtı. Elleri çok fazla titrediği için çoğunlukla ameliyat yapamıyordu. Beslenme şeklini sorduğumda bana, günde yirmi fincan kahve içtiğini söyledi! Ona panik ataklarının nedenlerinden birinin bu olduğunu söyledim. Bana öfkeyle, "Bu doğru olamaz. Ben yıllardır kahve içiyorum ve bu beni daha önceleri asla rahatsız etmedi!" cevabını verdi. (Son zamanlarda belirgin bir şekilde daha fazla stres altnda olduğunu düşünmek için duraksamadı bile.) "“Ayrıca" diye devam etti, "tıp literatüründe, kahve ile panik ataklarının bir bağlantısı olduğunu gösteren hiçbir bulgu yok!" Kesinlikle var. Ulusal Akıl Sağlığı Enstitüsü'nün eski araştırmacılarından Dr. Thomas Udhe, paniğe eğilimli olan kişilerde kafeinin yarattığı zararlı etkileri gösteren bir çalışma yapmıştı. Dr. Udhe, kafeini, dünyada insanların ruh halini en çabuk değiştiren en yaygın uyuşturucu olarak nitelendirmişti. Kafein yalnızca kahvede bulunmaz, çayda, alkolsüz içkilerde ve çikolatada da bulunur! Aynı zamanda, reçetesiz satılan baş ağrısı ve nezle ilaçlarında da genellikle bulunur. Her gün aşırı miktarda kahve içme alışkanlığınız varsa, eksiklik duygusunu yaşamayı önlemek için kahveyi yavaş yavaş azaltabilirsiniz.
Sayfa 98 - İnkılâp YayıneviKitabı okudu
" Eğer çözmeniz gereken özellikle can sıkıcı bir sorununuz varsa, bunu yazmak yararlı olacaktır. Sorununuzu kâğıda dökme işlemi, düşüncelerinizin aydınlanmasına yardımcı olur. Ve sorun bir kez tanımlandıktan sonra, çözülmesi daha kolay bir hale gelir. " "İyi ifade edilmiş bir sorun, yarı çözülmüş sorun- dur."
Sayfa 61 - İnkılâpKitabı okudu
" Birinci Korku'ya İkinci Korku'yu eklemenin, yalnızca Birinci Korku'yu yoğunlaştırdığını kolaylıkla görebilirsiniz." " Bu, sakin bir havuzun kenarında durup, havuza çakıl taşı atmaya benzer. Tümüyle yok olup havuz yeniden durgunlaşana kadar, dalgacıkların yayılmasını ve giderek belirsizleşmesini izlersiniz. Ama havuza durmadan çakıl taşı atarsanız havuz nasıl durgunlaşabilir? "
Sayfa 69 - İnkılâpKitabı okudu
" Tanımladığınız bir isme o kadar da sıkıca sarılmayın." " Kendinize bir yafta yapıştırdığınızda, kendinizi belli bir kategoriye dahil eder, belli bir zihinsel eğilime girersiniz. Bu da sizi doyuran bir tatmin halini alır ve değişmenizi zorlaştırır. Belli bir şekilde hareket etmeyi umarsınız ve de belli bir şekilde hareket edersiniz. Fakat kendinizi bu olumsuz etiketten kurtarırsanız ve bir geçiş hali yaşadığınızı düşünürseniz (ki öylesiniz), yeni şeyleri denemek ve deneyim kazanmak konusunda çok daha iyi bir durumda olursunuz. Eğer konuya, "benim agorafobim diyerek yaklaşmaya devam ederseniz, bu, sizin kulağınıza sevgi dolu bir ifade gibi gelecek ve ondan ayrılmak istemeyeceksiniz! "
Sayfa 67 - İnkılâpKitabı okudu
" Delice düşünceleri düşünmemek için aşırı bir savaş vermek onların gerçekten aklınıza geleceğinin garantisidir."
Sayfa 65 - İnkılâpKitabı okudu
" Panik duygusu, beynin derinliklerindeki elektriksel patlamalarla tetiklenir. "
Sayfa 36 - İnkılâpKitabı okudu
Endorfinler
"Endorfinler LC üzerinde yapılan ek çalışmalar, LC'nin oldukça zengin bir biçimde uyuşturucu reseptörlerle donatıldığını ortaya çıkartmıştır. Uyuşturucu reseptörler, yalnızca, afyona benzeyen kimyasalları morfin gibi afyon türevlerini kabul eden sinir hücresi alıcılarıdır. Bu, son derece şaşırtıc bir keşiftir. Vücut afyonun kullanılacağını nereden bilebilirdi? Keşif, kimyasal olarak afyonun yapısını andıran ve doğal olarak meydana gelen maddeler üzerinde yoğun bir araştırmaya yol açtı. Ve en sonunda. bu tür maddeler bulundu. Bunlara endorfin adı verildi. İste, endorfinlerin ne işe yaradığı: ağrıyı, endişeyi ve korkuyu azaltırlar; vücudun bağışıklık sistemini güçlenndirirler (dolayısıyla da strese karşı koyma yeteneğini artırırlar); ve zevk eşiğini düşürürler ki bu da, zevk veren herhangi bir uyarıcı unsurun ulaşmasını kolaylaştırdığı anlamına gelmektedir. Endorfin ve uyuşturucu reseptörleri kimyasal bakımdan tamamlayıcıdırlar. Aynen anahtarın kilide uyması gibi, biri diğerine uyar. En basit deyişle anlatmaya çalışırsak eğer, endorfinler, beyinde bulunan korku merkezinin etrafını tıkarlar ve bu nedenle de korku ortaya çıkmaz. Beyinde bir korku merkezinin bulunduğu keşfi ve bu korku merkezinin uyuşturucu reseptörleriyle zengince donatılmış olması çok önemlidir; çünkü bu bilgi bizlere, korku cevabını ele alma yöntemiyle ilgili bir başka neden vermektedir. Bu da, denebilir ki, endorfin üretiminin artması yoluyla "hiper" sinir sisteminin sesini kısmanın bir yolu olduğunu göstermektedir."
Sayfa 41 - İnkılâpKitabı okudu
MVP
" Zaman zaman, bilhassa stresli dönemlerde, beyne yeterli miktarda kanın yeterince hızlı gitmediğini görebilirsiniz. Bu, geçici bir baş dönmesine veya sersemlik duygusuna neden olabilir. Beyne daha fazla kan gönderme çabasında olan vücut, kalp atışlarını hızlandırır. Ancak bu noktada zihin kırmızı bir alarm da verebilir. Kalp krizi geçirmekte olduğunu zanneden hangi insan korkuya kapılmaz ki?
Eğer olası kalp sorunlarından şüpheleniyorsanız, kendi huzurunuz için doktorunuza görünmelisiniz.
Yine de eklemek istediğimiz bir nokta var: Kalp bir kastır. Ve vücutta bulunan herhangi bir kas gibi, kalp de egzersiz yoluyla kuvvetlendirilebilir. Kalp güçlendikçe, yavaşlamaktan ötürü zarar görmez. Zira, artık her atışla, daha fazla kan kalpten geçebilir. Ve bu da, elbette beyin hücreleri de dahil olmak üzere, bütün hücrelere daha fazla oksijen, daha fazla gıda gitmesi anlamına gelir. Egzersiz yoluyla forma sokulmamış olan bir kalp -yani, egzersiz eksikliğinden ötürü zayıf olan bir kalp- bilhassa stres anında daha fazla, daha fazla atmak zorundadır. Tek bir atışla fazla miktarda kan pompalama gücüne sahip olmamasından õtürü, kalp, durmamak için çok sayıda ufacık atış yapar. Daha güçlü bir kalbin daha iyi kan sağladığı ve baş dönmesi olayını azalttığı açıktır. "
Sayfa 43 - İnkılâpKitabı okudu