Demokritos, duyularımızı karalayıp; renk yalnızca bizim tasavvurumuz, tatlı hissi yalnızca bizim tasavvurumuz, acı yalnızca bizim tasavvurumuz dedikten sonra sahneye, akılla şöyle bir konuşma yapan duyguları çıkarıyor:
"Zavallı akıl, dayandığın her şeyi bizden almış olduğun halde bizim hiçliğimizi kanıtlamak istiyorsun. Bizi yere sererek aslında kendi sırtını da yere getirmiş oluyorsun."