Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Stephane Lauzanne

10.0/10
2 Kişi
10
Okunma
1
Beğeni
356
Görüntülenme

Öne Çıkan Stephane Lauzanne Gönderileri

Öne Çıkan Stephane Lauzanne kitaplarını, öne çıkan Stephane Lauzanne sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Stephane Lauzanne yazarlarını, öne çıkan Stephane Lauzanne yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
-Sizi temin ederim ki Trablus'ta hiç bir zaman 1700' den fazla Türk askeri bulunmadı... Eğer 1700 Türk 100.000 İtalya'nı yenilgiye uğratmışsa Yazık ! Matematiğe sığmayan bir şey varsa o da savaştır..
Reklam
Hepimiz birer tutsağız bir resimde ,ve herkes birbirine yabancı...
Stephane Lauzanne
Stephane Lauzanne
''Çorlu 31 Ekim... Dün savaş tekrar başladı...Savaş sürüyor.''
Sayfa 46 - KastaşKitabı okudu
Çorlu'dan çekilen yedi yüz yirmi kelimelik telgrafın binbaşı Vasfi Bey tarafından beş kelimeye indirilmesi olayını buna örnek verebilirim. Harika sansürcü telgrafın yalnızca birinci cümlesini ve sonuncu cümlesini bırakmıştı. Tek bir çakı darbesiyle kâgıdın bütün orta bölümünü kesmiş ve metin tamı tamına şu hale gelmişti: “Çorlu, 31 Ekim Muharebe dün başladı... Muharebe sürüyor.”
Jön Türkler konusunda ne denilirse denilsin şurası teslim edilmeli: Seferberliğin ilk haftasında 250 bin askerin donanımı (Türk askeri tarihinde görülmemiş bir hadise) eski Savunma Bakanı Mahmut Şevket Paşa'nın yurtseverlik hisleriyle ve gayretleriyle oldu.
Reklam
Savunma Bakanı 1897 yılındaki muameleden acı acı şikayet ediyordu. Osmanlı hükümi Yunanistan'ı mağlup edip de Ethem Paşa Atina üzerine yürümeye başladığı zaman Çar doğrudan doğruya Padişaha bir telgraf çekmiş, savaşa son vermesini istemişti.
Kırklareli uykudan uyandı. Manzara benzerine rastlanmayacak şekilde faciaya dönüştü. Baştan aşağı silahlı çok sayıda insan sokaklara doldu. Mahmut Muhtar Paşa’nın yaverleri de geri çekilmek gerektiğini sanarak genel karargâhı terk ettiler. Evrakı, eşyayı, haritayı, planları hatta memurların sicil dosyalarını ve başkumandanın yazışmalarını bile orada bıraktılar. Bunlardan biri, şaşkınlığından sadece komutanının kahve takımını götürmeyi akıl etti. Bu faciada örnek olacak bir hareket varsa o da buydu. Ama o da bir işe yaramamıştı. Çünkü üç gün boyunca Mahmut Muhtar Paşa’nın yanında teçhizat namına bundan başka bir şey bulunmadı. Paşa Lüleburgaz’da felaketten kurtarılan biraz çay ve birkaç bisküvi ile karnını doyurabildi.
Sayfa 36
Hukuk devletten devlete, milletten millete ve doğal olarak Avrupa'nın kimden yana tavır koyduğuna göre değişiyor.
Savaşın sürdüğü dört gün zarfında Türk ordusu Baskumandanı Abdullah Paşa genel karargâhının bulunduğu Sakız köyünde, küçük bir evde kapanmış kalmıştı. 29 Ekim akşamı Daily Telegraph gazetesinin başarılı muhabiri A. Berthold büyük bir rastlantı sonucu Paşayı o evde ziyaret etmişti. Başkumandan adeta açlıktan ölüyordu. Emir subayları tırnaklarıyla evin faki bahçesindeki toprakları kazarak bir iki mısır kökü çıkarmaya uğraşıyor ve bu kökleri bir parça un ile bulamaç gibi pişiriyorlardı. İşte 175 bin kişiye kumanda eden kişinin bütün yiyeceği bundan ibaretti.
15 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.