Talha Uğurluel

Arzın Kapısı Kudüs - Mescid-i Aksa yazarı
Yazar
8.9/10
2.707 Kişi
10,4bin
Okunma
1.192
Beğeni
36bin
Görüntülenme

En Eski Talha Uğurluel Sözleri ve Alıntıları

En Eski Talha Uğurluel sözleri ve alıntılarını, en eski Talha Uğurluel kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Osmanlı padişahları yönetime geçtiklerinin ilk cuması "Taklidi_i Seyf "merasimi için Eyüp Camii'ne gitmektedirler. Topkapı Sarayı'ndan kayıklarla Haliç Bostan İskelesi'ne gelen padişah buradan cülus yoluna geçer, at üzerinde caminin yakınına kadar yürütülürdü. Burada bugün hâlâ durmakta olan binektaşı üzerinden attan iner ve Ebu Eyyüb el_Ensar Hazretleri 'nin huzuruna geçerdi. Türbenin önünde kılıç merasimi yapılır ardından caminin dış avlusunda bulunan ikinci bir binek taşı üzerinden yeniden ata bindirilirdi. Haliç kıyısından Edirnekapı 'ya yönelen padişah, tarihi Edirnekapı içinden aynen dedesi Fatih'in fetihte şehre girmesi gibi at üzerinde şehre girer ve dedelerine ait kabirleri ziyaret ederek saraya dönerdi.
Sayfa 174Kitabı okudu
Mısır gezisine çıktığınızda, piramitleri gezerken yanınıza yaklaşan bir şahsın, üzerindeki elbisenin içinden bir kol, el ya da parmak çıkarıp mumya ister misiniz dediğine 1950'lere kadar bir çok turist şahit olmuştur. Mumya parçalarını satın alanların "Mısır Hatırası " diye bunları evlerine götürüp sergilediklerini sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Mumya ticareti yüzyıllar öncesine dayanan bir gelenektir ve süs eşyası amacı ile değil tamamen şifa maksadıyla satılmaktadır.
Reklam
Peki eski Osmanlı kaynaklarında piramitler hangi isimle adlandırılıyordu? Cevap: Yusuf Ambarları. Biz bugün tarih ve arkeolojik bulguların çoğunu yabancıların literatüründen öğrenmeye çalışıyoruz. Halbuki o topraklarda bir İngiliz bir asır kaldı ise Osmanlı tam dört asır kalmıştı.
İnsanın yaratılışından bu yana, insanın insan ile imtihanı hep süregelmiştir. Kabil'in Habil'i öldürmesinen itibaren cinayetlerin ve işkencelerin ne yazık ki ardı arkası kesilmemiştir. Güçlü olan zayıf olana, zalim olan mazlum olana baskı yapmayı,kendi kuralları doğrultusunda hasmını işkence etmeyi ve onu sindirmeyi her zaman kendisine vazife olarak görmüştür. İnsanlık tarihi, insanın insana uyguladığı baskı ve işkence sahneleri ile doludur.
Muhammed İkbal; hacdan gelenlere, "Oralardan ne getirdiniz?" diye sorar. Tesbih, takke, seccade vb. cevaplar alınca da, "Keşke oralardan tesbih yerine Hz. Peygamber'in güzelliklerini, takke yerine Hz. Ebubekir'in sıdkını, seccade yerine Hz. Ömer'in adaletini, Hz. Osman'ın hilmini şefkatini getirebilseydiniz," diyecektir.
Peygamber Efendimiz (sas) kendi döneminde Hz. Hacer'e seslenerek, "Ey annecim! Neden dur dur (zem zem) dedin. Ak ak deseydin bu su büyük bir nehir olacak ve o şekilde akmaya devam edecekti, " diyecektir.
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.