Ölümünden en fazla 40 - 50 yıl sonra hiç kimsenin seni hatırlamayacağını, karının / kocanın seninle yatarken başka birini düşündüğünü, çok zeki sandığın çocuğunun son derece sıradan bir çocuk olduğunu, dünya üzerinde senden farklı olmayan milyarlarca insanın yaşadığını ve senin asla özel biri olmadığını, gelmiş geçmiş milyarlarca insan gibi son derece sıradan biri olduğunu ve bunlar gibi onlarcasını bilsen ve bir şekilde bunların kanıtları gözünün önüne konacak olsa kendi küçük ve kurgusal dünyandan vazgeçer miydin?
Hiçliğe ne kadar dayanabilir ya da dokunabilirsin? Var oluşun duyumsanışı ya da hiçliğin keşfi bir boş zaman uğraşıdır. Hiçliğe bakılamaz, ona sadece düşülür... Kendi hiçliğinden başın dönmesin, kendi uçurumlarına düşmesin diyedir gündelik hayata yöneltilen çılgın enerji... Etrafındaki yüz binlerce renk, koku, tat ve sese bezenmiş nesnelerin, seni hiçlikten korumak için çevrene doldurulduğunu hâlâ anlayamadın mı? Evrendeki boşluk, insanın içinde akar; bu nedenle insan en çok içine bakmaktan korkar...
Son yüzyıllarda medyada ve çeşitli neşriyatlarda bana ait olduğu iddia edilen çeşitli sözler yayınlanmıştır. Gerek internet ortamında gerekse medyanın çeşitli alanlarmda şahsımm adı da bizzat verilerek "Zerdüşt böyle buyurdu", "Zerdüşt böyle de buyurabilirdi" vs gibi başlıklarda çeşitli yazılar yayınlandığı görülmüştür. Sözü edilen yazıların şahsımla hiçbir ilişkisi bulunmamaktadır. Bu konuda gerekli yasal ve dinsel işlemler ivedi olarak başlatılacaktır. Kamuoyunun ve bana inanan bütün kullarımın dikkatine saygıyla sunulur.
Zerdüşt...
Bu kitap kontrolsüzce kalbe sokulan bir neşterdir; amacı tedavi etmek değil parçalamaktır.
(...)
Ve sen; bütün bunları okuduktan sonra hâlâ aptal olduğunu anlamadıysan gerçekten aptalsın demektir.