Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Turgut Cansever

Turgut CanseverKubbeyi Yere Koymamak yazarı
Yazar
8.8/10
96 Kişi
419
Okunma
155
Beğeni
11,2bin
Görüntülenme

Hakkında

Türk mimar, şehir plancısı, düşünür. Dünyada üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü almış tek mimardır. "Bilge Mimar" da olarak anılır. Kent, imar, koruma alanlarında pek çok görev almış,Beyazıt Meydanı'nı tasarlamıştır. Türkiye'deki ilk sanat tarihi doktora tezinin sahibidir.   Hayatı 1920 yılında Antalya'da doğdu. Doktor Hasan Ferit Bey ile eşi Saime Hanım'ın beş çocuğundan en büyüğüdür. Babası Doktor Hasan Ferit Bey, Kasımpaşa Turabi Tekkesi şeyhi ve Bab-ı Ali'nin üst düzey bürokratlarından birisi olan Şeyh Ali Efendi'nin oğlu idi. Bürokrat olmak yerine tıp okumayı seçen, savaş yıllarında Sina Cehpesinde Sahra Başhekimliği yapan, Türk Ocakları'nın kurucuları arasında yer alan Hasan Ferid Bey; devlet ideolojisine muhalif kalmış, Ankara'da üst düzey görev tekliflerini reddederek Antalya'da, Adana'da sıtma mücadelesinde görev almayı tercih etmiş, Tavşanlı'da Bursa'da sürgün hayatı yaşamış bir fikir adamı ve doktordur. Annesi Saime Hanım ise Filibe kökenli bir öğretmendir. Halide Edip Adıvar'ın öğrencisi olarak yetişmiş, 19 yaşına geldiğinde gönüllü olarak Kudüs'te öğretmen olmayı kabul etmiş bir hanımdır.  Öğrenim Hayatı Turgut Canserver, ilkokulu Ankara ve Bursa'da okudu. İlkokul yıllarından sonra ailesi İstanbul'a taşınmıştı. Lise öğrenimini Galatasaray Lisesi'nde tamamladı. Okul ve sınıf arkadaşlarından bazıları Turan Güneş, Turhan Feyzioğlu, İlhan Usmanbaş, Avni Arbaş, Cihat Burak'tır. Ressam olmak düşüncesiyle girdiği İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde Halil Dikmen’le, Mazhar Şevket İpşiroğlu’yla, Sedad Hakkı Eldem’le tanıştı. Mimarlık öğrenimi görmeye karar verdi. Sedad Hakkı Bey'in yardımcısı oldu. Mimarlık öğreniminden sonra sanat tarihi doktorası yapmaya yöneldi. 1946 yılında derslere başladı ve İslam Sanatı tarihi hocası Ernst Diez onu çok etkiledi. 1949’da yazdığı “Osmanlı ve Selçuklu Mimarisinde Sütun Başlıkları” adlı doktora tezi, Türkiye’de yapılan sanat tarihi doktora tezlerinin ilkidir[3]. Tezi için 14 Anadolu şehrini ve 111 yapıyı ziyaret etti[4]. Eser, 2010 yılında "Sonsuz Mekânın Peşinde: Selçuk ve Osmanlı Sanatında Sütun Başlıkları" adıyla yayımlandı. Fransa'ya giderek bir süre Avrupa'yı dolaştı. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nden “Modern Mimarinin Sorunları” adlı 1960 tarihli tezi ile doçent ünvanını aldı. Meslek hayatı 1949 yılında Sadullah Paşa Yalısı’nın restorasyonu gerçekleştirdi. Bu, meslek yaşamının ilk önemli deneyimi oldu. 1951'de ortağı Abdurrahman Hancı ile birlikte ilk mimarlık bürosunu kurdu. Birlikte tasarladıkları Anadolu Kulübü Oteli, önemli eserlerindendir. Karatepe Açık Hava Müzesi, Diyarbakır Koleji, ODTÜ Kampüsü yarışma projesi, Türk Tarih Kurumu binası 1950'li yıllarda tasarlanmış çalışmalardandır. 1952 yılında Nilüfer Hanım ile evlendi çiftin Hasan, Emine ve Feyza (1961) isminde çocukları oldu ve mimarlık mesleğini seçtiler. Cansever 1958'de Beyazit Meydanı tasarımına başladı. Bu çalışma, onu kent, imar, koruma alanında mücadele vermeye yönlendirdi. Bu alanlarda kısa süreli pek çok görev aldı. Aldığı görevlerin bazıları şunlardır: 1959-1960’ta kuruluşunda bulunduğu Marmara Bölgesi Planlama Teşkilatı Başkanlığı ve 1961’de İstanbul Belediyesi Planlama Müdürlüğü; 1974-1975’te Dünya Bankası İstanbul Metropol Planlama Projesi’ne başkanlık; 1974-1976 arasında Avrupa Konseyi Türk Delegasyonu Üyeliği; 1975-1980 arasında İstanbul Belediyesi’nde, 1979’da Ankara Belediyesi metropol planlama, yeni yerleşmeler, kent merkezleri ve koruma danışmanlığı. 1960'lı yıllar, Cansever'in Bodrum'la tanıştığı dönemdir. Kendisine 1980'de aldığı iki Ağa Han Mimarlık Ödülü'nden birisini getirecek olan Ertegün Evi restorasyonu Bodrum'la tanışmasının sonucudur. Türk Tarih Kurumu binası (1951-1967, Ankara, Ertur Yener ile birlikte gerçekleştirdiği) ve Ahmet Ertegün evi yenilemesi (1971-1973, Bodrum) ona 1980 yılında iki Ağa Han ödülü getirdi. Üçüncü ödülü ise 1992 yılında aldı. Bodrum'un 9km. kuzeyindeki Mandalya Koyu'nda toplam 3 otel ve 500 evden oluşan; Emine Öğün, Mehmet Öğün ve Feyza Cansever ile gerçekleştirdiği Demir Evleri Projesi kendisine üçüncü Ağa Han Ödülü'nü getirdi. Üç kez Ağa Han Mimarlık Ödülü almış dünyadaki tek mimar oldu. 1983'te Mekke Üniversitesi'nde eğitim programı hazırlık danışmanı olarak çalıştı. Aynı yıl, Ağa Han Mimarlık Ödülü Master Jürisi'nde görev aldı. Cansever, doksanlı yıllarda yayım etkinliklerini sürdürdü. Pek çok makale yayımladı, yazı derlemelerini kitap haline getirdi. Anıtsal bir yapıt olan Mimar Sinan kitabını 2005 yılında yayımladı. 2007 yılında İstanbul'da, hakkında “Turgut Cansever: Mimar ve Düşünce Adamı” başlıklı sergi açıldı. Küratörlüğünü Uğur Tanyeli ile Atilla Yücel'in yaptığı sergi, Türkiye'de arşiv belgesi niteliğinde malzemeye dayanarak yapılmış ilk retrospektif mimar sergisidir. 2000 yılında kalbine pil takılan ve 2008 temmuzundan itibaren yatağa bağlı tedavi gören Turgut Cansever, 22 Şubat 2009 günü İstanbul Kadıköy Çiftehavuzlar'daki evinde vefat etti. [6] [7] Turgut Cansever'in cenazesi 23 Şubat 2009 günü Fatih Camii'nde ikindi namazından sonra kılınan cenaze namazının ardından Edirnekapı Mezarlığı'da toprağa verildi.
Unvan:
Türk Mimar
Doğum:
Antalya, Türkiye, 1920
Ölüm:
22 Şubat 2009

Okurlar

155 okur beğendi.
419 okur okudu.
39 okur okuyor.
784 okur okuyacak.
17 okur yarım bıraktı.
Reklam

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Mimarî, insanın çevresini biçimlendirme çabasının ürünüdür.
Bu yapma iradesini yönlendiren kültür temelinin yerini satılabilirlik alınca, bir anda kültür meselesi gündem dışı hale geliyor. Dosdoğru kültürel kirlilik oluyor
Reklam
İnsanlık tarihi biri yahut öbürü için kendini bağımlı sayan çağların yanılgılarıyla doludur
Eğer biz, yüce insanın güzel bir dünya inşa etmek için yola çıktığını düşünüyorsak, bu insanları unutan bir dünya olamaz; bir pathos, bulanıklık, bir etkileme dünyası da değildir inşa edilecek dünya
İnsanın dünyadaki esas vazifesi dünyayı güzelleştirmektir.
"Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, ihmâl ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri tahrip eder."
Turgut Cansever
Turgut Cansever
Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmâl ederseniz, ihmâl ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri tahrip eder. |
Turgut Cansever
Turgut Cansever
👏
Reklam
"Şehri imâr ederken nesli ihyâ etmeyi ihmal ederseniz, ihmâl ettiğiniz nesil imâr ettiğiniz şehri tahrip eder."
Turgut Cansever
Turgut Cansever

Yorumlar ve İncelemeler

Tümünü Gör
176 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Dünyayı Güzel Kılma Çabası
Turgut Cansever bir mimar, şehir planlayıcısı,  entelektüel ve  mütefekkir. Gayesi "Dünyayı Güzelleştirmek" İnsani bir yaklaşım ile değil, gerçek anlamda dünyayı güzelleştirmek. 2001 yılı başlarında Cansever Hoca ile bir röportaj yapmaya başlayan Beşir Ayvazoğlu bu okyanus kadar derin şahsiyetin anlattıkları içinde kaybolduğunu fark
Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le Konuşmalar
Dünyayı Güzelleştirmek-Turgut Cansever'le KonuşmalarBeşir Ayvazoğlu · Timaş Yayınları · 2016125 okunma
400 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
ÜLKE, ŞEHİR, MİLLETE İHANET ve BETON EKONOMİSİYLE İLGİLİ BİR İNCELEME
Yıl 1987 ve betonlaşmanın yapacağı yıkımı ta o zaman fark eder Turgut Cansever ve: "Evet, şehirleşmede, mimaride çok kötü olduğumuz doğru ama her şeye rağmen gittiğimiz bu kötü yoldan geri dönebilir dikey yapılaşma yerine, yaşanabilir, az katlı binalara dönebilirsek 300 milyar dolar karımız olur. Aksi halde sürekli daha yüksek ve daha sıkışık binalara yönelir, şehirlerde yaşama alanlarını betona boğarsak, bu şehirler yaşanmaz olacağından ya bütün şehirleri yıkıp yeniden yapmak, ya da şehri başka bir yere taşımak zorunda kalırız, bunun da maliyetini kaldıramayız” diyor. Yani, Turgut Cansever ve onun gibi mesleği ve kendine saygısını yitirmemiş, parayı her şeyin önünde tutmayan, işini bilen mimarların sözüne kulak verseydik, otuz yıldır İsatanbul'un, yirmi yıldır da ülkenin kaderine hükmedenler, 'yavuz hırsız ev sahibini bastırır' misali “Biz bu İstanbul’a ihanet ettik” itirafında bulunmak zorunda kalmayacaklardı. Şehirlerde sizi boğan, hoşunuza gitmeyen, yanlış olan ne varsa Sayın Cansever bunu yıllar önce görmüş ve kitabında adeta kollarını açıp yalvarmış “durun, gitmeyin, bu yol çıkmaz sokak” demiş ama kıblesi para olanlar ne yazık ki onu dinlememiş. Betona boğulduğumuz, hırsız müteahhit, kirli siyaset ve dini kazanç kapısı eden sahtekarların evimizi başımıza yıktığı bu gönlerde, her satırı bir atasözü niteliğindeki bu kitabın mutlaka alınması, okunması, okutulması, dersler çıkarılması gereken eşşiz bir çalışma. Özet olarak Cansever: "Doğayla kavga etmek, ona hükmetmek yerine onunla uyum içinde yaşa" diyor bize... Okuyarak kalın.
Kubbeyi Yere Koymamak
Kubbeyi Yere KoymamakTurgut Cansever · Timaş Yayınları · 2007122 okunma
240 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İslam'da Şehir ve Mimari -Turgut Cansever
Ülkemizi son yıllarda beton yığınına çevirenlere diyor ki yazar: Eğer Türkiye şehirleşmesini bugünkü hale getiren yanlışlardan vazgeçmezsek ne olacak?  İşte yazar, bu hale getiren zihniyeti, bu zihniyete Tanzimat'tan beri kapı aralayan "sözde aydınları" şiddetle kınamaktadır. Turgut Cansever'e göre, ilerleme adı altında yapılan modern
İslam'da Şehir ve Mimari
İslam'da Şehir ve MimariTurgut Cansever · Timaş Yayınları · 2016119 okunma