Yüce Sultan bu şevket ve azametle Anadolu yakasına geçerken mübarek mizacında değişiklik vuku buldu.
Karşıya göçmek ve denizi geçmek esnasında eski marazının depreşmesi sebebiyle incinip ansızın bir ah çekti.
Yanında bulunan merhum Mehmet Paşa üstün kabiliyetli, aklı başında gayet kâmil bir vezirdi. Sultan'ın dudaklarından dökülen bu Ahtan anladı ki, Padişahın ızdırabı vardır.
"Ehl-i İslam'dan nice melik ve sultan İstanbul'un güzelliğine rağbet göstermişler, sayısız asker tertip ve techiz ederek onu almaya çalışmışlardır. Fakat hiçbirinin eli ona yetişemeyip, hasretle yaralı çiğerleri dağlı gitmişlerdir. Bu itibarla İslam arazisi ortasında bir yanık gibi duruyordu. Ve dahi Osmanlı diyarı arasında nazik vir sevgilinin yanağındaki ben misalinde idi."