Vekîʼ b. el-Cerrâh er-Ruâsî Gönderileri
Vekîʼ b. el-Cerrâh er-Ruâsî kitaplarını, Vekîʼ b. el-Cerrâh er-Ruâsî sözleri ve alıntılarını, Vekîʼ b. el-Cerrâh er-Ruâsî yazarlarını, Vekîʼ b. el-Cerrâh er-Ruâsî yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ebû Zerr (r.a.)'in rivayet ettiğine göre
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular:
"Kıyamet günü huzura bir adam getirilir. Bu sırada: "Bunun küçük günahlarını kendisine arz edin!" denilir. Bu yapılır. Büyük günahları ise kendisine gösterilmez. Ona: "sen şu gün şu günahı, şu zaman şu günahı işledin mi?" diye sorulur. O da günahlarını inkâr etmeyip hepsini itiraf eder. Ancak o, asıl, büyük günahlarının açıklanmasından korkup çekinmektedir. Bu sırada: "Bu adamın işlediği günahların yerine birer hasene veriniz!" denilir."
Rasûlullah (s.a.v.) devamla şöyle buyurdular:
"Adam hala (kendisine yapılan bu sürpriz ihsânı kavrayamaz ve zihni büyük günahlarında takılı olarak): "(Hani) benim bir takım günahlarım daha varmıştı ya?! " demeye çalıŞır."
Ravi Ebû Zerr (r.a.) der ki:
"Bunu anlattığı sırada Rasûlullah (s.a.v.)'ın azı dişleri görününceye kadar güldüğünü gördüm."
Müslim, V/177; Tirmizî, IV/713; Müsned, V/157.
Hayatı Allah'a Adamak
"Muâz b. Cebel (r.a.), bir gün yanında bulunanlara şöyle bir soru yöneltti:
"Şu üç şey karşısında durumunuz nasıldır?
1-Boyunlarınızı kesen dünya,
2-Âlimlerin hata etmesi,
3-Münafık bir kimsenin Kur'ân'a dayanarak tartışmaya girişmesi.Orada bulunanlar sustular.
Bunun üzerine Muâz b. Cebel (r.a) şöyle dedi:
"Boyunlarınızı kesen Dünya... Allah Teâlâ kime gönül zenginliği vermişse onu hidayete erdirmiş demektir. Böyle kılmadığı kimse ise, dünya konusunda ziyandadır.
Âlimlerin hatasına gelince, o doğru yolda olsa bile, dininiz hususunda kör bir taklitle ona uymayın; Hataya düştüğü takdirde de onu büsbütün dışlamayın. Zira mümin fitne üstüne fitneye maruz kalır Ama gün gelir tövbe eder.
Münafığın Kur'ân'la mücadele etmesine gelince, her yolun mutlaka bir işareti bulunduğu gibi Kur'ân'ın da hiç kimseye gizli kalmayan apaçık yol işaretleri vardır Onlardan bilip tanıdıklarınıza sımsıkı sarılın. Size müşkül gelenlerini de iyi bilen (âlim)lere havale edin!"
Taberânî, el-Mu'cemü'l-Eusat, X/355; Hilyetü'l-Evliya, V/97.
Hayatı Allah'a Adamak
Selmân (r.a.)'ın rivayetine göre Hz. Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu:
"İçinizden birinizin dünyadan elde edeceği miktar bir yolcunun azığı kadar olsun."
Tirmizî, IV/563; Nesâî, II/94; İbn Mâce, II/1374; Müsned-i Ahmed, V/438.
Abdullah İbn Mesûd (r.a.) demiştir ki:
"Ben dünyada, (Allah uğrunda) binitli olarak sabah erkenden yola çıkan, sonra da geri dönen (bir mücahit) kimse gibi olmayı isterim."
İbn Asâkir, Târîhu Dimaşk, 33/172.
Hayatı Allah'a Adamak
Mücâhid (rh.a.)'den yapılan rivayete göre o şöyle anlatır:
"Ebû Zerr (r.a.) şöyle demiştir:
"Gök gürler nasıl gürlemesin ki, orada bir karış yer bile yoktur ki, mutlaka bir melek secdeye kapanmış olmasın. Benim bildiklerimi siz bilseydiniz, yataklarda hanımlarınızla birlikte olmaktan dolayı lezzet alamaz, yüksek yerlere çıkar, yalvarır yakarır durmadan ağlardınız!
Tirmizî, IV/556; İbn Mâce, II/1402; Müsned-i Ahmed, V/173.
Hayatı Allah'a Adamak
Zühdün Mahiyeti
2. Ebu Vâkıd el-Leysi [radıyallahu anh] anlatıyor:
"Dünyada (bazı) amellerin peşinde düştük de dünyadaki ameller arasında ahiretle ilgili ameller olarak zühdden daha hayırlı bil amel bulamadık."
3. Süfyân es-Sevrî [rahmetullahi aleyh] anlatıyor:
Hz. Ömer [radıyallahu anh], Ebû Musa el-Eş'arî'ye [radıyallahu anh] yazdığı mektubunda şöyle der :
" Sen dünyada ahiret ameline zühdden daha faziletli bir şey ile ulaşamazsın."
Sayfa 37
Çok severek okudum. Kitaptaki rivayetlerin Arapça metinlerinin de bulunmasını, tercümesinin doğruluğunda tereddüt ettiğim bazı rivayetleri karşılaştırabilmek için isterdim. Buna rağmen bütüncül şekilde baktığımda çok faydalı bir kitaptı.
Kitabın 
İslâm Ansiklopedisi 43. Cilt 'ndeki tanıtımında şu bilgiler yer almaktadır:
Güzel ahlâk ve âdâba dair 539 rivayetten oluşan eserde 200 merfû, 193 mevkuf, 132 maktû‘ ve 14 İsrâiliyat nevinden haber yer almaktadır (neşredenin girişi, I, 160-162). Abdurrahman Abdülcebbâr el-Feryevâî eseri el-Câmiatü’l-İslâmiyye’de (Medine) yüksek lisans tezi olarak neşre hazırlamış (Medine 1984; Riyad 1994), 
Ali Pekcan da kitabı Hayatı Allah'a Adamak başlığıyla Türkçe’ye çevirmiştir (İstanbul 2010).
Yazar ilk dönem alimlerinden olduğu için kitabı bir temel kaynak eser, tıpkı 
Abdullah B. Mübarek gibi. Kitabındaki dipnotlar, yazarın bu hadisi Buhâri'den ve benzeri alimlerden aldığını göstermiyor, Buhâri vb. alimlerin yıllar sonra bu hadise (çeşitli yollar, kişiler ve vesilelerle) ulaşıp kendi kitaplarında nakledip sıhhati hakkında değerlendirmelerde bulunduklarını gösteriyor.
İsrafın ve çoklukla övünmenin olabildiğince övüldüğü günümüzde, Allah'ın razı olduğu hayata dönebilmek, örnek hayatlarından ibret alabilmek için, Selef-i Sâlihin'e ait Kitabu'z-Zühd eserlerinin her birini tavsiye ederim. Vekîʼ b. el-Cerrâh er-Ruâsî 'nin kitabı da bunlardan biri.
417-418: Hasan-ı Basrî, "O müminlere cahiller bir hitapta bulunduklarında, onlara 'selâm' diyerek karşılık verirler." (Furkân, 63) ayeti hakkında şöyle der: "Halîm olanlar câhillik etmezler. Şayet kendilerine câhilce bir davranış sergilenirse, bunu ağırbaşlılıkla karşılarlar."
Mücâhid ise aynı ayetteki «هونا» kelimesini 'vakarlı ve sâkin olmak' şeklinde; «سلاما» sözcüğünü ise, 'güvende ve selâmette ol!' biçiminde tefsir etmiştir.
İbrahim en Nehaî (rahmetullahi aleyh) der ki:
“Sizden öncekiler, giysi bakımından sizden daha sade, kalp bakımından da daha merhametliydiler.”
Sayfa 126Kitabı okudu
Ömer (radiyallâhu anh)'ın yanında, çalıştırmak üzere kiraladığı bir adam vardı. Bu esnada Ömer'in oğullarından biri geldi ve Ömer onu öptü. Bunu gören işçi adam: "Benim dört (veya beş) tane çocuğum var onları hiç öpmedim." dedi. Ömer (radiyallâhu anh) bunun üzerine şöyle dedi: "Senin müminlere karşı merhametin az. Bu yüzden bir daha iş için benim peşimden gelme!"
Sayfa 119Kitabı okudu
Abdullah b. Mes'ud (radiyallâhu anh) şöyle demiştir:
"Kalpler, kalplere benzemedikçe kıyafetler de birbirine benzemez."
Sayfa 80 - Kıyafetlerin benzerliği gönüllerin benzerliğinin bir sonucudur. O halde kıyafet ve görünüş, basit bir gösterge sayılmayıp aynı zamanda örnek alınan kimselerin inanç ve düşüncelerini de yansıtır.Kitabı okudu
334) Ömer (radiyallâhu anh) şöyle dedi:
"Eğer Allah seni, herhangi bir müslümanı sevmekle rızıklandırırsa, sen bunun elden gitmesini önlemek için çok çaba göster!"
Sayfa 81Kitabı okudu
306) Hasan-ı Basrî (rahmetullahi aleyh) şöyle dedi:
"Münafık kişi, namaz kılarken gösteriş yapar, namazı kaçırsa hiç üzülmez. Bir de malının zekâtını vermekten kaçar."
Sayfa 76 - Firyabi, Sifâtul Munafik ve Zemmul Munâfikîn s.66Kitabı okudu
283) Selmân-ı Fârisi (radiyallâhu anh) dedi ki:
"Kıyamet gününde, günahı en çok olanlar, (dünyada iken) günah olan konularda çokça konuşanlar olacaktır."
Sayfa 72 - Ahmed b. Hanbel, Kitabu'z-Zühd 2/349Kitabı okudu
"Sen Allah için bir şeyi terk edersen, Allah, terk ettiğin şeyden daha hayırlısını senin için yaratır."
Zahidler Kitabı
Şüphesiz ki mümin, müminin bir parçasıdır. İhtiyacı da onadır, sıkıntısı da. Onun sevinciyle sevinir, üzüntüsüyle üzülür. O, kardeşinin aynasıdır. Eğer onda hoşuna gitmeyen bir şey görürse, onu düzeltir ve doğruya yöneltir. Gizlide ve açıkta onu korur. Şüphesiz sana dostundan dolayı bir nasip vardır ve sevdiğin kişiyi hatırlamandan dolayı da senin için bir nasip vardır. O hâlde kardeşlerini, arkadaşlarını ve oturacağın meclisleri iyi seç.