Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

William Plank

William PlankNietzsche ve Varlık yazarı
Yazar
7.0/10
1 Kişi
9
Okunma
2
Beğeni
477
Görüntülenme

William Plank Sözleri ve Alıntıları

William Plank sözleri ve alıntılarını, William Plank kitap alıntılarını, William Plank en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Nietzche'nin tüm eserleri öylesine muazzam bir tutarlılık içindedir ki, bütün eserlerini okumuş olan bir kişi bunların hangi sırayla okunduğunun önemli olmadığını farkedecektir. Eserlerin sıralaması konusunda kızkardeşi Elizabeth ve editörlerin yarattığı sorunlar eserlerin tüm bölümleri birbirinden koparılır, Tristan Tzara usulü boş bir deftere yapıştırılıp oradan okunursa dahi, sadece Güç İstenci değil, diğer tüm eserlerin de esasen aynı şeyi söylemekte oldukları görülecektir. Her bölüm geride kalan diğerleri ile tutarlılık içinde olacaktır, çünkü filozofun kafasında defalarca her şeyi açıkladığını söylediğim ve gerçek anlamda iç çelişkileri nadir olan Güç İs- tenci kavramı vardır. Bu nedenle, Nietzche'nin kapsamlı ve düzenli bir düşünce sistemi ortaya koymak açısından yeterli olmadığı eleştirileri içi boş bir iddiadan ibaret olup aslında Nietzche'nin veciz ve bölümlere ayrılmış üslubu olduğunun bir açıklamasıdır. Sabit fikirli ve her şeye tepeden bakan Sokratçı Yahudi-Hıristiyan metafiziğini reddederek, Nietzche insan aklmı Doğa'yı ve insanın Doğa içindeki konumunu yeni bir ışık altında görebilmesi için özgür bırakmıştır.
Sayfa 371 - :) - PdfKitabı okudu
“Kuantum Kuramının Soruları”
Atom-altı parçacıklar neden atom ya da moleküler madde gibi davranmaz? Bir şey, kendisi orada yokken başka bir şey üzerinde nasıl etki yapabilir? Ortada etkisini görebileceğimiz bir “neden” bulunmuyorsa, neden-sonuç ilişkisinin doğası nedir? Eğer bir şey kendisi ortada yokken bir etki oluşturabiliyorsa, birbirleriyle iletişim içinde oldukları
Sayfa 91 - 92 - 93 - PdfKitabı okudu
Reklam
Nietzche'den sonra dahi, Nietzche'nin olguculuğunu gerçekten anlayabilen ilk kişi, kitabının zar atışı üzerine olan bölümü (1962) ve “makinesel bilinçdışı” ve “arzu makineleri” kavramlarıyla Güç İstenci'ni yeniden yaratışı (1972) ile Deleuze olmuştur.
Sayfa 253 - PdfKitabı okudu
Ahlakın Soykütüğü, ahlakın kökenlerinden nelerin çıktığı üzerine bir yöntem arayışı içindedir, bizim ne yapmamız gerektiği üzerine değil. Nietzche'nin bu eserde “sarışın canavarlar” ifadesi ile tanımladığı şeyler, gücün ahlaka denk olduğunda geçmişte nelerin olduğunu bizlere sunmaktadır, gelecekte nelerin olması gerektiğini değil. Bu nedenle Übermench asla bir "sarışın canavar" değildir.
Sayfa 129 - PdfKitabı okudu
Artık Zerdüştün ilk bölümlerine bakıp, Üstinsan kavramı hakkındaki oldukça gizemli görünen bu ifadelerin ne anlama geldiğini ele alabiliriz. Bu konuda sınırlı bir yaklaşım gütmek yerinde olacaktır, çünkü Nietzche'nin bütün eserleri dağıtıcı sistemler ya da cam bilye oyunları bakış açısıyla ele alınabilir. Bu bakış açısıyla Nietzche'nin
Sayfa 365 - 366 - PdfKitabı okudu
Neden Güç İstenci yeterli gelmemiş ve işleri Üstinsan ve Bengi Dönüş ile daha karmaşık hale getirmiştir? Nietzche'nin ailesinin geçmişi ve kendi psikolojisi burada işin içine hiç karıştırılmasa daha yerinde olur, fakat Nietzche, İsa ve Platon'u reddedince kaybettiklerinin yerine çok daha fazlasını koymuştur. Yine de, eserlerinden çıkarılabilecek bir içsel dinamizm vardır, ki buna Nietzche dörtlüsünün dinamizmi diyorum. Nietzche, Güç İstenci kavramını Bengi Dönüş kavramı ile ebedi bir kozmoloji haline dönüştürmüş ve Cennet'i devamlı tekrarladığımız “dönüşüm itkisi” haline getirmiştir. Üstinsan kavramıyla da bu ebedi kozmolojik gücü, geçici de olsa ahlaki bir yaratıcılık ve kusursuzlaştırılabilme yatkınlığıyla ile insan ile ilişkilendirmiştir. Ahlaki yaratıcılık, Nietzche'ye özgü ve oldukça çarpıcı bir kavramdır ve modern dinci sağcılar bu kavram karşısında otomatik silahlar kuşanıp kapılarını kilitlemek durumunda kalırlardı. Güç İstenci bir yanda kozmosu, diğer yandan insanı, bir yandan teleolojik-olmayan maddenin mekanizması ya da ergodik kozmik evrim, diğer yandan ahlaki yaratıcılık ve kusursuzlaştırılabilme becerisini biraraya getirmektedir. Böylece, Nietzche ahlak ile bilim arasında bilimsel bir ilişki kuran ve bunu sihir ya da dinsel fanatikliğe başvurmadan yapabilen ilk kişi olmaktadır. Bengi Dönüş bu açıdan son derece bilimsel bir kavramdır. Değerlerin yeniden değerlendirilmesinin anlamına yeni bir bakış kazandırmakta ve arada bir diğer bir insana iyilik yapma yönünde duyduğumuz arzunun kökeninin evrenin evrimi ve parçacıkların rekombinasyonunda yatıp yatmadığı sorusunu önümüze getirmektedir.
Sayfa 409 - 410 - PdfKitabı okudu
Reklam
Üstinsan, “bir diğer idealdir. . . güç ve bolluktan gelen saf bir edayla oynayan bir ruhtur.” Burada sadece “en büyük ciddiyet başlar . . . tragedya başlar” (İİ, IX, 2). Bu, Üstinsan olan trajedi, yani trajedi olan Diyonisos'tur. Bu Übermensch için diğer hiçbir Güç İstenci konfigürasyonu ebedi değildir; “evrimin son aşaması diye bir şey
Sayfa 369 - PdfKitabı okudu
Nietzsche ve Darwin Güç İstenci kavramı Darwincilik ya da yeni-Darwincilikle uyum içindedir; Lamarkçılık tamamıyla gereksizdir; sonradan edinilmiş niteliklerin kalıtsal hale gelmesi diye bir şey yoktur ve buna gerek de yoktur; Güç İstenci'nin açıkça gösterdiği üzere doğrusal nedenselliğe de gerek yoktur. Doğrusal gerçeklik, gözlem yapar ve haklarında bir yargıya ulaşırken nesnelere çok yakından bakmanın yarattığı bir yanılsamadır. Mesafe, gözlemin nasıl sonuç vereceğini belirler. Şehirlerde sıçan ve hamamböceği ile mücadele eden ilaçlama uzmanlarının en başarısız oldukları nokta zehir geliştirme konu-çsudur ve bunun nedeni bu organizmaların zehirlere karşı doğrusal bir nedensellikle direnç geliştirmeleri değil, sıçan ve hamamböceğinin Güç İstenci̇'nden inanılmaz derecede çok konfigürasyon oluşturabilme yönündeki genetik potansiyelinin zehirlerin kimyasal yapılarının potansiyelinin çok üzerinde olmasıdır. Bu nedenle, Nietzsche'nin cevheri reddi, Darwin'in “en uyumlu olanın hayatta kalması” ilkesini ya da Nietzsche'nin Darwin'e ait olduğunu düşündüğü en uyumlu olanın hayatta kalması ilkesini man- tiken reddetmesine yol açar. Nietzsche'nin bakış açısıyla (ve Darwin'in kastetmediği) “en uyumlu olan,” evrim için bir reçete sunan, uyum yönünde bir kasıt ve çevrenin yarattığı koşullardan kaynaklanan sorunlara yönelik olası en iyi çözüm görevini gören cevherci bir kavramdır. Aslında işin içinde bir teleoloji, doğrusan nedensellik, nedensel bir doğrusal uyum, evrimde ya da Güç İstenci'nde bir niyet veya olası en iyi çö- züm diye bir şey yoktur.
Sayfa 136 - PdfKitabı okudu
… Nietzsche ontolojisine göre her şey yoruma bağlıdır. Daha açıkça söylemek gerekirse, biz insanlar atomlar ve moleküllerden ibaretiz ve kuantum mekaniği atom ve molekülleri parçalarına ayırdığında bizim algılarımız da allak bullak oldular; örneğin, bir şeyin var olmadığı bir yerde etkisinin olabilmesi, zaman ve uzayın sorgulanmaya açık olmaları vb. aynen Nietzsche'nin bizim önyargılarımızı allak bullak etmesi gibi. Nietzsche felsefesi ve kuantum mekaniğinden birbirine çok benzer dersler çıkarmaktayız.
Sayfa 127Kitabı okudu
Nietzsche, Spinoza'yı akılcılığa ontolojik bir konum verdiği, ilahi bir özün mantık mekanizmasını kullanarak evreni yarattığını ileri sürdüğü için eleştirmişti. Moles, bu noktada Nietzsche'nin Spinoza'ya adil davranmadığını düşünür. Nietzsche güçlerin etkin olduğu bir evrende akılcılığın ve mantığın sıradışı bir durum olduğunda ısrar eder. Fakat, bu noktada Spinoza'ya karşı çıkmasına karşın, kendi gereklilik kavramının içinde de bir mantıksal unsur bulunmaktadır. Nietzsche'nin iddiasına göre, herhangi bir noktadaki güçler öylesine bir konfigürasyon içine girerler ki, bu derhal yeni bir konfigürasyon yaratılmasına neden olur; ayrıca, güç istencinin doğası hatırlanacak olursa, bu yeni konfigürasyon o anda olası olan yani otaya çıkabilecek tek konfigürasyondur. Özellikle de Nietzsche'nin bütün olayların gerekli olduğu genellemesi hatırlandığında buradaki olasılıkta mantıksal bir durum olduğu görülmektedir (Moles, 217).
Sayfa 48 - PdfKitabı okudu
72 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.