Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Sarınay

Yusuf Sarınay24 Nisan 1915'te Ne Oldu? yazarı
Yazar
Editör
9.2/10
7 Kişi
48
Okunma
5
Beğeni
1.776
Görüntülenme

En Yeni Yusuf Sarınay Sözleri ve Alıntıları

En Yeni Yusuf Sarınay sözleri ve alıntılarını, en yeni Yusuf Sarınay kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Gerçekten de İslamlığı kabul eden milletler arasında hiçbiri, kendi millî kimliğini İslam ümmeti içinde eritmekte Türklerden daha ileri gitmemiştir."
Sayfa 25 - Ötüken Neşriyat
Osmanlı Hükümeti Ermeni iddialarının araştırılması için Birinci Dünya Savaşı'ında taraf olmayan İspanya, Hollanda, Danimarka ve İsveç'e gönderdiği notalarla bu ülkelerden ikişer hukukçu gönderilmesini istemiştir. Bu notalarda tarafsız hukukçuların oluşturacağı komisyonun Ermeni iddialarını tahkik etmesi istenmiştir. Sadrazam Salih Paşa da Fransa, İtalya ve İngiltere Yüksek Komserliklerine verdiği notada, bu olaylar hakkında karma bir komisyon oluşturularak, soruşturma açılması teklifini tekrarlamıştır. Ne yazık ki bu girişimler İngilizlerin müdahalesi üzerine sonuçsuz kalmış, ilgili ülkeler temsilci göndermeyi reddetmiş, dolayısıyla konunun soruşturulması engellenmiştir.
ideal kültür ve yayıncılık
Reklam
Mayıs 1915'te başlatılan tehcir, 25 Kasım 1915 tarihinde geçici olarak, 24 Ekim 1916 tarihinde de tamamen durdurulmuştur.
Osmanlı hükümeti sevk ve iskan uygulamasını o günün şartlarında bir kanuna dayandırmış, keyfi bir uygulamaya da gitmemiştir.
1915'te alınan sevk ve iskan kararı, olabilecek, yani ihtimal dahilindeki bir Ermeni isyanına karşı düşünülmüş bir tedbir değil, fiilen ortaya çıkan isyana ve düşman ordusuyla işbirliğine karşı alınan geçici bir tedbirdir. Dolayısıyla yapılan sevk ve iskan planlı ve siyasi amaçlı değil, tamamen askeri ve güvenlik nedeniyledir.
Sayfa 43 - ideal kültür ve yayıncılık
Osmanlı dönemi arşiv belgeleri objektif bir şekilde değerlendirildiğinde, Osmanlı Devleti'nin son elli yılına damgasını vuran Ermeni sorununda dönemin büyük devletlerinin desteği ile Ermeni Komitacılarının 1890'lı yıllarda başlattıkları terör olaylarını Birinci Dünya Savaşı içinde silahlı isyana kadar vardırdıkları görülecektir.
Sayfa 37
Reklam
Türk Milliyetçiliğinin Doğuşu
Milliyet şuuru Türk toplumunda tarihin en eski çağlarından itibaren mevcuttur. Gerek Orhun Abidelerinde, gerekse Asya Hun İmparatorlarından Çi-çi'nin halkına verdiği nutukta bunun belirtileri açıkça görülür. Bu nutku tarihte milliyet fikirlerinin ilk dile gelişi diye tefsir eden Fr. Hirth'te göre: "Tarihte milliyetçiliği devlet siyasetinde temel yapan ilk devlet adamı Çi-çi'dir."
Eğer ülkemiz toplum yapısı içerisinde bir "Kürt sorunu" varsa, bu durumun sosyolojik olarak tanımlanması için günlük hayatın gerçekleri içerisinde kendisini Kürt olarak tanımlayan vatandaşlarımızın aleyhlerine yönelik eğitim, iş, ekonomik ve yerleşim alanları ile anayasal olarak ayrıcalıklar yapıldığını ortaya koymaları gerekir. Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgemizin eğitim, sağlık ve ekonomik problemlerinin çözülmesinin en önemli devlet politikası olduğu günümüzde, bir "Kürt sorunu" iddiasının ancak uluslararası politikalar veya içerde yer alan bazı çevrelerde bir anlamı olabilir. Fakat sosyolojik ve ilmi anlamda böyle bir problemi tanımlamak, bilimsel prensipler dahilinde mümkün gözükmemektedir.
"Millet sevgisi kadar büyük sevgi yoktur. İstiklâl Harbinde benimde milletime ettiğim bir takım hizmetler olmuştur zannederim. Fakat bunlardan hiçbirini kendime maletmedim. Yapılanın hepsi milletin eseridir dedim. Aranacak olursa doğrusu da budur. Mazide sayısız medeniyet kurmuş bir ırkın ve milletin çocukları olduğumuzu ispat etmek için, yapmamız lazımgelen şeylerin hepsini yaptığımızı ileri süremeyiz. Bugüne ve yarına bırakılmış daha birçok büyük işlerimiz vardır, ilmi araştırmalar da bunlar arasındadır. Benim arkadaşlarıma tavsiyem şudur; şahsınız için değil, fakat mensup olduğunuz millet için elbirliği ile çalışalım. Çalışmaların en büyüğü budur."
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
"Millet sadece sayı ve yığın değildir. Türk milleti kavramı içinde Malazgirt'ler, Mohaç'lar, Plevne'ler Çanakkale'ler ve Milli Mücadele gibi nice kahramanlık destanları vardır. Onda Ulubatlı Hasan'lar, Nene Hatun'lar, cehpeye mermi taşıyan analar, Mehmet Akif'in "Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda" diye andığı sayısız şehitler
Atatürk'ün en çok güvendiği ve bu sebeple de, Türk bağımsızlığını ve Türkiye Cumhuriyeti'ni ilelebet koruma görevini emanet ettiği Türk gençliğinin bu kutsal emanete sahip çıkabilmesi ancak, O'nun çizdiği doğru yolu takip etmesi ile mümkündür.
Bir milletin birliği ve bölünmezliği ancak milli değerlere bağlı, gelişmiş bir dilin varlığı ile sağlanabilir.
"Türk Milleti'nin dili Türkçe'dir. Türk dili Türk Milleti için kutsal bir hazinedir. Çünkü Türk Milleti geçirdiği nihayetsiz felâketler içinde ahlâkını, ananelerini, hatıralarını, menfaatlerini, kısacası bugün kendi milliyetini yapan her şeyin dili sayesinde muhafaza olduğunu görüyor. Türk dili Türk Milleti'nin kalbidir, zihnidir."
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
"Millî his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin millî ve zengin olması millî hissin inkişafında başlıca müessirdir. Türk dili dillerin en zenginlerindendir. Yeterki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
Mustafa Kemal Atatürk
Mustafa Kemal Atatürk
56 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.