Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Zekiyüddün Şa'bân

Zekiyüddün Şa'bânİslam Hukuk İlminin Esasları yazarı
Yazar
8.7/10
38 Kişi
279
Okunma
4
Beğeni
1.130
Görüntülenme

Zekiyüddün Şa'bân Gönderileri

Zekiyüddün Şa'bân kitaplarını, Zekiyüddün Şa'bân sözleri ve alıntılarını, Zekiyüddün Şa'bân yazarlarını, Zekiyüddün Şa'bân yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Üzülmeyen ve sevinmeyen hiç kimse yoktur. Fakat mümin uğradığı felaketi sabra, elde ettiği nimeti de şükre dönüştürür."
Sayfa 369
600 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Fıkıh ilmine başlamadan önce mutlaka eğitiminin alınması gereken usul ilmi için tavsiye edebileceğim bir kitap. Farklı farklı alimlerden ve mezheplerden usul ile alakalı görüşleri aktarıyor. İlahiyatta ders kitabı olarak okuduğumuz bu kaynak fıkıhla ilgilenen herkes için başucu kitabıdır diyebilirim.
İslam Hukuk İlminin Esasları
İslam Hukuk İlminin EsaslarıZekiyüddün Şa'bân · Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları · 2021239 okunma
Reklam
Örfün Kaynak Değeri
... İslam hukukunda hükümlerin konulmasındaki esas gaye, insanların durumlarını düzeltmek, aralarında adaleti gerçekleştirmek ve onların sıkıntılarını gidermektir. O halde, İslam hukukuna göre hüküm verilirken, insanların adet edindiği ve aklıselim sahiplerinin tasvip ettiği şeyleri dikkate almamak, insanları sıkıntı içine atmak olur, ki bu, İslam hukukunun üzerine bina edildiği temel gayeye aykırı düşer(...) Şari' teala bu adetlerden sadece kötü ve zararlı olanlarını ilga etmiştir.
Sayfa 261
İmam Şafii Ve İstihsan
... İmam Şafii'nin istihsana karşı çıkmasını ve "İstihsan yapan, kendi başına din koymuş olur" sözünü, istihsanı hüccet kabul edenlerin anladığı anlamdaki istihsan olarak değil, bir başka anlamda yorumlamak gerekiyor. Bu da, şer'i bir delile dayanmaksızın şahsi arzuya ve sübjektif mülahazalara göre hüküm vermektir. Şüphesiz bu anlamda istihsan herkese göre batıldır; değil büyük İslam hukukçularının, herhangi bir müslümanın dahi böyle bir tutumu kabulleneceği düşünülemez.
Sayfa 256
Sonuçlar sebeplerine tâbidir; sebepler varsa sonuçları da vardır.
Sayfa 171
Kıyasta akli delil
... Kuran ve sünnetteki teşrî'î içerikli naslar ise sınırlıdır, artık vahiy sona erdiğine göre bunlara başka naslar da eklenmeyecektir. Buna karşılık insanların karşılaştıkları ve karşılaşacakları olayları sınırlı değildir, her an yeni olaylar ortaya çıkmaktadır. Sınırlı kaynaklar sınırsız olayları karşılayamayacağına göre, yeni olayların hükümlerini elde etmeyi sağlayacak başka bir kaynağın (hüküm çıkarma yolu) bulunması zaruridir. İşte bu hükümleri elde etme yolu, hakkında nas bulunan hükümlerin hangi gerekçelerle konulduğunu belirleyerek bu hükümleri benzeri olaylara uygulama metodudur ki böylece nasların uygulanma çerçevesi genişletilmiş olacaktır. Bu ise kıyastır.
Sayfa 177
Reklam
Kıyas
Sonuçlar sebeplerine tabidir; sebepler varsa sonuçları da vardır. Fıkhi kıyas da bu düşüncenin dışında kalan bir işlem değildir. Zira kıyas, sonucun (yani hükmün) sebebin(yani illetin) varlığına bağlanmasından ibarettir. Bir başka deyişle, bir olaya, onun benzeri olan olayın hükmünü uygulamaktır.
Sayfa 171
Fiyatlara narh koymak(Tes'îr)
...bir adam gelip Hz. Peygamber'e, "Ya Resulellah! Bizim için mallara narh koy!" deyince, o, "Hayır, siz Allah'a dua edin" cevabını vermiş, bir başkası da aynı talepte bulununca, "Fiyatları asıl yükselten ve düşüren Allah'tır. Ben herhangi bir kimsenin üzerimde haksızlık iddiası olmaksızın Yüce Allah'a kavuşmak isterim" buyurmuştu(...) Evet Hz. Peygamber ve ashabı tes'îr uygulamasına girmemişlerdir. Çünkü bunu gerektiren bir durum yoktu. Hz. Peygamber'e şikayet edilen pahalılık, tes'îri gerektiren bir pahalılık değildi. Bilindiği gibi fiyatlardaki yükselme bazan talebin arzdan fazla olmasından kaynaklanır, bazan ise tacirlerin veya üreticilerin büyük kârlar elde etmek için piyasayı kendi hakimiyetleri altına alıp fiyatlara suni müdahalede bulunmaları sebebiyle meyana gelir. Öyle görünüyor ki Resulullah dönemindeki pahalılık birinci türden, yani fiyatların tabii seyri içinde yükselmesi türünden idi. Şayet ikinci türden olsa idi Hz. Peygamber'in onu öylece bırakması düşünülemez(...) Tabiîn devrinde ikinci türden pahalılık ortaya çıkınca, bu devrin fakihleri tes'îrin cevazına hükmettiler. Bu hüküm "Geniş kapsamlı zararın önlenmesi uğruna dar kapsamlı zarara katlanır" şeklindeki genel kuralın uygulanması kabilindendi.
Sayfa 161
Asıl sabır, olayla ilk karşılaşmada gösterilen sabırdır. (Buhari, Cenaiz, 32)
Sayfa 94
Reklam
” Allah'ın lutfu çok geniştir. İçtihadın belirli asırlara mahsus olduğunu iddia eden, genişi daraltmış ve yalan söylemiş olur. Geceler nice beklenmedik şeylere gebedir...”
Sayfa 569 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Zarûriyyât, toplumun varlığını koruyabilmesi için kaçınılmaz olan değerler demektir. Bu zaruri değerler şunlardır: Din, nefis, akıl, nesil, mal... Dünya ve âhiretin mamur olması bu zarûriyyât–ı hamse ( beş zaruri değer) üzerine kuruludur. Gerek fertlerin durumu gerekse toplumların düzeni bunların korunması ile yoluna girer...
Sayfa 535 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Sebebin özel oluşu değil, lafzın umumu dikkate alınır...
Sayfa 464 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Bir kimse bir işten nehyedilse, sonra o kimse herhangi bir vakitte bir defa bile o işi yapsa, onun nehye uyuduğu söylenemez. O halde nehyedilen şeyden el çekmenin hem derhal gerekli olması hem de sürekliliği, nehye uymanın gerçekleşmiş sayılabilmesi için zaruridir....
Sayfa 441 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okudu
Bir şeyin illet veya sebebi tekerrür ettikçe o şey de tekerrür eder....
Sayfa 436 - Türkiye Diyanet Vakfı YayınlarıKitabı okudu
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.