Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu

Yunus Emre yazarı
Yazar
10.0/10
2 Kişi
19
Okunma
8
Beğeni
1.465
Görüntülenme

En Eski Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu Gönderileri

En Eski Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu kitaplarını, en eski Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu sözleri ve alıntılarını, en eski Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu yazarlarını, en eski Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kadın sesinin ve kadın gülüşünün mesela orman uğultusu, at kişnemesi, su sesi... gibi tabiatın ayrılmaz bir parçası olarak kaldığı, sırası düşünce kahkahası, sıhhat ve hayat taşan renkli çehresiyle, yoldan geçen yolcuya neş'e aşıladığı yerlerden biri Alsas dağlarıdır. J.J.TRousseau'nun buralarda gezdiğinden bahsediliyor. Doğru olup olmadığını bilmiyorum. Tortumlu Türk'ün asıl hayran kaldığı nokta, bu tabii yaşayışın, derelerden yükselip dağların etrafına halka halka akseden ve bir teviye ezeli günahı hatırlatan çan sesleriyle anlaşmada gösterdiği hayat zekasıdır. Türk ruhuna uzanan kara elin, Anadolu'da yükselen yabancı sesin, akliselim rehberliği ile yürüyen halk hayatına vurduğu gemi düşünüyorum. Gözümün önünden, mesela erkekler geçerken sesini kesip çöken, büzülerek arkasını yolcuya çeviren, kadın olan sesini erkeğe işittirmek günahını irtikap etmemek için dişlerini sıkarak eziyetle konuşan Ayşe'lerin, Fatma'ların bükük ve sıkılgan hayalleri geçiyor; bu hayaller bir an, bulunduğum dağların dimdik gezerken yüzleri ve alınları hayata bakan kadınlarıyle karşılaşıyor.
Şimdi Alsas'ın bir deresindeyim: Karşımda Jop isimli sigara kağıdı fabrikaları tütüyor, Voj dağlarını kaplayan dumanları, Tortum köylerinin on sene evvelki figanlı manzarasını daha iyi aydınlatıyor. Bulunduğu muhitten uzaklardaki bir gıdayı almağa ne ihtiyaç, ne de zevk hissetmeyen hayvanın gırizesine aklıselim dense yeridir. İnsanda fazla olarak bu aklıselimin mevcut olmayan şey'i yaratmak derecesine varacağını düşünmüyor değilim. Her ne olursa olsun, içtimai ve iktisadi yaşayışımızda, şöyle böyle iki yüz yıl önce başlayan tarih dönümü, her halde, bizden, hayvanlarda bile bulunan bu aklıselimi nez'etmiş olmalı!
Reklam
Fransız felsefeyi, dimağının girintilerinde beslerken, Alman onu damarlarında yaşatıyor. Her Fransız'da sanki Descartes'den bir parça ve Alman'da Goethe'den bir taraf var!
Bana öyle geliyor ki, her Amerikalı, doğar doğmaz çocukluğunu ve gençliğini geçirmeden hemen kırkına basmıştır. Çocukluğunu ve gençliğini geçirmiş halkların geçmiş günlerine ve o günlerden kalma eserlerine hasretinin sebebini burada aramalı. Amerikalının, Avrupa ve Asya'da düştüğü bu hasret, tarihsiz olmanın ıstırabı ile karışık bir duyguya da benziyor!
İbni Haldun, Hadaramut'tan Endülüs'e hicret et­miş bir aileye mensuptur.
Kur'an tahsilinden sonra fıkhi ve hukuki derslere başlayan İbni Haldun, İs­lâm âleminde meşhur El-Tefassî, El-Muwatta', El-Teshil, El-Muhtasar adlı ve muhtelif fakıhlar, hukuk­çular tarafından yazılmış fıkhî eserleri tetkik etmiş, kendisinin kullandığı kelimelerle ezberlememiş, sa­dece anlayarak okumuştur.
Reklam
95 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.