Nedendir, hala bilmem, Ama bu kalem benim sırdaşım, Kitaplar benim kalbimin sesi. Hayat benim yazma sebebim, Düşler tek çare mutluluğuma, Acılarım bahanedir yazmama. Yazıp yazıp haykırıyorum gecelere, Ama ne sesimi duyan var, Ne bir el uzatan kimse. Ben yıldızlara bakarken, Gözüme parıltıları vuruyor, Bir bakıyorum ki halim aynı, Gözlerim yaşlı, aklım bulanık, Düşünceler hangar olmuş beynimde, Sorgulasam da bitmiyor hayatın çilesi, Malumdur ya; Hayat bir han misali, Ne sonrası belli ne evveli...
Zehra
Demir kapıyı açıp karanlık avludan içeriye girdi. Avlu soğuktu. Biraz yürüdükten sonra geniş tahta merdivenin önüne geldi. Kapancanın boşluklarından beliren ışık, evdekilerin uyumadığını gösteriyordu. Kirli fistanın içine üşüyen ellerini koyarak beklemeye başladı. Iki saat kadar bekledikten sonra kapancanın üzerindeki ışık süzmeleri çoğaldı.
Reklam
Anlamlı bir alıntı
Daha çocuktum ama aklım eriyordu. Bir gün rahmetli babaannem pirinç ayıklıyordu. Bir tane yere düşünce babaannem eğilerek, aramaya başladı. Gözünde gözlükler bakınıyor, bulmaya çalışıyordu. Çocukluk işte, “Aman babaanne. Bir pirinç tanesi için bu kadar uğraşmaya yorulmaya değer mi?” Rahmetli doğruldu, tebessümle saçımı okşayarak, “Ah evladım.Sen
Proje yazma çilesi
Epoksi..Kil..Bor... Kompozit... yaz..yaz..yaz hızlan.. bu proje bitcek aksi takdirde çıldırmaya az kaldı 😥