Yener

Yener
@yeneryildiz
62 okur puanı
Haziran 2016 tarihinde katıldı
Nasıl olduysa oldu; ama nasıl olduğu hakkında bir şey söylenemezdi, çünkü her şey adım adım ve belirsizce oluyordu. Hastalığının üçüncü ayında başta kendisi olmak üzere İvan İlyiç'in karısı, kızı, oğlu, hizmetçiler, dostlar ve doktorlar, onun başkalarını ancak bir yönden ilgilendirdiğini biliyorlardı artık. Bu, onun ortadan ne zaman kalkacağını, etraftaki canlıları varlığıyla tedirgin etmeye ne zaman son vereceğini, kendisinin de çektiklerinden ne zaman kurtulacağını bilmekten ibaretti.
Reklam
Rumeli'yi Neden Kaybettik
Gerçekten Onaltıncı Kolordunun toplanabilmiş olan beş taburu ile bir topçu alayı Doğu Ordusu Kumandanının emriyle 10 Ekimde Pınarhisar'dan Yenice'ye doğru yola çıkmış imiş ve umumi gerileme başlayınca Kırkkilise-Vize yolunu kuzeye karşı korumak üzere hemen Üsküp'e doğru hareket emrini almış imiş. Bu kolordunun piyadeleri bizim kaçan askerleri görünce; onlar da dağılarak birlikte kaçmağa koyulmuştur. Topçular ise Üsküp istikametinde ilerleyerek mevzie girmiş olduklarından toplar çamurdan çıkarılamayarak hepsi terkedilmiş imiş. Askerî tarihte bu ölçüde sebepsiz bir geri çekilişe ve kaçışa rast gelinemez. Bulgarlar savaş yapmadan pek büyük bir zafer kazanmışlardı. Türkler de hiçbir baskı görmeksizin yalnız yağmur ve çamur yüzünden savaş malzemelerinin de üçte birini terk ederek bozguna uğramışlardı. 3. Kolordu Komutanı Mahmut Muhtar Paşa
VİZE'YE GERİ ÇEKİLİŞ
Kırkkilise'den çıkınca Vize şosesini tamamiyle topçu, araba, asker ve göçmenlerle kaplı buldum. Hepsi akın hâlinde kaçmakta idi. Şu hal telgrafhanede meydana gelen konuşmanın mübalağalı olmadığını doğruluyordu. Kırkkilise-Vize şosesi, bir bölümü yapılmış geri kalan bölümü de yapılmamış durumdadır. Tamamlanmayan kısımlarda toprak tesviyesi işleri bitirilmiş, taşlar da kırılarak yığınlar halinde durmakta idi. Taş döşenmemiş olan bu kısımlar yağmur sebebiyle araba ve ağırlıkların geçirilmesine engel olmakta ve imkan vermemekte idi. Bunun için topların ve arabaların çoğu saplanıp kalıyordu. Askerler dahi güçlükle geçiyordu. İşte bu sebeptendir ki kolordunun, top, toparlak, cephane ve ağırlıklarından yarısına yakın bir kısmı saplanıp kaldı ve yolsuzluk yüzünden kurtarılamadı. Geri çekilişin görünüşü o kadar acıklıydı ki onu açıklayıp anlatabilmek ancak bir Zola'nın kalemine muhtaçtır. Bu geriye kaçışın hiçbir mağlubiyet sonucu olmadığı ve hiçbir düşmanın baskısı altında ve takibinde olmaksızın meydana geldiği düşünülünce büsbütün acı duymamak ve ümitsiz olmamak mümkün değildi. O gece karargâhımla sabaha kadar yol alarak 11 Ekim sabahı Pınarhisar'a geldim. Bu kasabaya akşamdan gelmiş ve yerleşmiş olan bir Redif taburu vardı. Bu tabur aracılığı ile kaçışın önünü almayı ümit ediyordum, fakat sabahleyin saat yedide kalktığımda tabur meydanda yoktu. Sabahleyin düşman süvarisi geliyor diye bir haber yayılması üzerine kaza kaymakamı ve telgraf memurları da kaçmışlardı. 3. Kolordu Komutanı Mahmut Muhtar Paşa

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Rumeliyi Neden Kaybettik / Mahmut Muhtar Paşa
Sabah saat 6.45'te karargâhımla atlara binmek üzere iken ilerden bir atlı subay geldi ve Şükrü Bey tümeninin kaçmakta olduğunu söyledi. Dörtnal ile köyden çıktım ve derhal kendimi, can korkusu ile kaçıp gelmekte olan karma karışık Redif askerleri ve bataryalar içinde buldum. Bütün maiyetimle hemen kılıçları sıyırarak askerleri zorla
Balkan Harbinden Günümüze Bakış / Harp Akademileri Komutanlığı Yayınları
1908 Meşrutiyeti ile Balkan Harbi arasında Bosna-Hersek, Doğu Rumeli ile beraber Bulgaristan, Kuzey Çad'la beraber Libya'yı kaybeden imparatorluk, bu suretle Adriyatik'ten Meriç'e çekilerek, 550 yıllık Rumeli topraklarını, Balkanlar'ı kaybediyordu. Taht şehri henüz Avrupa'da bulunmakla beraber, Avrupa'daki topraklarının ehemmiyetsizliği bakımından, daha çok bir Asya devleti hüviyeti alıyor, Anadolu-Doğu Trakya-Arabistan yarımadasından ve himaye bölgeleri olarak Mısır-Sudan'dan ibaret kalıyordu. Maddi kaybın bilançosu budur ve manevî kayıplar daha da ağırdır. Balkan Savaşı, 2.500 yıllık Türk tarihinin en sayılı felâketlerinden biridir. Türklerin Anadolu'dan sonra ikinci anayurt haline getirdikleri ve bunun için milyonla şehit verdikleri Rumeli, kaybedilmiştir. Birçok bölgesinde ezici Türk çoğunluğu bulunan ülkeler, on binlerce tarihi Türk sanat ve bayındırlık eseriyle beraber, yok olmaya terk edilmiştir. Göç ve göçmen felâketi, 35 yıl önceki 93 Harbi'nden sonra ikinci defa, imparatorluğun nüfus dengesini alt üst etmiştir. Milyonlarca göçmen, her şeyini bırakarak, eriye eriye İstanbul'a erişmiş ve oradan Anadolu'ya, hatta Arabistan'a dağılıp iskân edilmiştir. Balkanların, bilhassa Bulgarların yaptıkları zulüm ve katliamlar, tüyler ürpertici olmuştur. Ömer Seyfeddin'i, Refik Hâlid'i, Pierre Loti'yi okumak kâfidir. On binlerce sivil Türk, kadın, ihtiyar, çocuk ve bebek, her türlü işkenceyle doğranmıştır.
Reklam
599 öğeden 31 ile 45 arasındakiler gösteriliyor.