Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
.... Atatürk'ün Din Hakkında Sansürlenen Görüşleri Atatürk'e ilişkin olarak 2 önemli çarpıtma yapılıyor. Biri Batılılaşma konusunda... Diğeri din konusunda... İlki, Atatürk'ün hedef olarak Avrupa'yı göstermediği iddiasına dayanıyor. İkincisi, -dinci kesimin ve medyanın sürekli yaptığı gibi- ısrarla Atatürk'ü dua ederken,
çocuk oyunlarının görsel bir ansiklopedisi
Bruegel “Çocuk Oyunları” adlı eserindeki kalabalık düzenlemede herhangi bir oyun ya da figür grubunu odak noktaya yerleştirmeyerek, izleyicinin yapıtı algılama sürecini de oyunsallaştırır. Bir ipucunun peşine düşemeyen izleyici, sahnenin sunduğu oyun çeşitliliğine koşut olarak resme bakış biçimlerini çeşitlendirir. Yapıttaki ayrıntı zenginliğinin
Reklam
Restore edilmiş bina misali dışı; yeni ve güçlü , içi yılları sırtlamış bir kaleydi.
Okul isimlerini değiştirmeyelim!
Liseye başladığımda okulun ilk ismine alıştık bir süre sonra okul ismi ve bina değişti. İlk ismini kullandık hep yeni ismine alışamadık ama yine de ikinci ismini de biliyorduk. Mezun oldum sonra yine okul ismi değişmiş, eğitim sistemi değişmiş, üçüncü ismi kullanılıyor hala ve haberim yoktu ben hep ilk ismini kullanıyorum. Madem tamamen değişim yapacaktınız tekrar ilk ismini koysaydınız da ilk mezun olan öğrencileri olarak havamız olurdu. Nereden mezun olduğumuz belli olurdu. Mezun olduğum lise ortada yok aşırı saçma. Herkes okulu ilk ismiyle tanıyor biliyor fakat diplomada sistemde ikinci ismi yazıyor ama öyle bir okul yok gerçekte, o okul başka bir okul olmuş. Öğrencilerin de bir fikrini alsaydınız keşke.
O kadar şaşılası iddialar ile karşılıyoruz ki; şaşkınlığın getirdiği duygu yoğunluğu sebebiyle iddianın gerçeklik ile olan bağlantılarının güçlü yanları yada zayıf yanlarını sorgulayacak iradeyi ortaya koyamıyoruz. İşin kötü tarafı, karşılaştığımız bu şaşılası iddiaların büyük çoğunun hammaddesi yalan üzerine kurulu bir bina gibi ve, yıkılması
Toplumsal çöküş!
On dört asır önce insanlık bir kez daha ateş çukurunun kenarına kadar gelmiş, yeryüzü ifsat olmuş, doğrular ve yanlışlar, iyiler ve kötüler yer değiştirmişti. Yaratıcısını unutan insan, aklın kabul etmeyeceği bir şekilde kendi elleriyle yaptıkları putlara mistik güçler yükleyerek kutsayıp yüceltiyordu. Yaratıcıyla birlikte ilahi mesajlar da
Reklam
Dinini kâfir rejime satanlar KISITLANAN ürünlerin satışı üzerinden boykot yanlılarına kazuratlarını kusuyor. Ürünler şu şekilde: "Alüminyum Profiller, Alüminyum Teller, Boyalar, Bakır Profiller, Çubuklar ve Teller, Beton Mikserleri, Çelik Borular Ve Bağlantı Parçaları, Çelik Filmaşin, Çelik Kaplar ve Depolar, Çelik Köprü Aksamı, Çelik
CANSİPARANE...
- Cansiperâne, nasıl bir roman, kısaca bahseder misiniz? - İçinde çözüm ipuçları verilen onlarca sosyal mesele olan enteresan bir roman… Özünde (özünde diyorum dikkat edin) Nakşibendîlerin kitabı… Yüzünde de var Nakşibendîlikten bahis: İsmail Ağa’da hafız olarak yetişen, Hızır Hoca’dan, Metin Hoca’dan ders alan bir tribüncünün ibret verici
Yapay İroni
Bugün de birkaç çocuk öldürdük. Kızmayın bana, sizin menfaatlerinizden alıyoruz gücümüzü. İki gün bağrışıyor, 3 gün yürüyorsunuz sonra biz kaldığımız değil devam ettiğimiz yerden katletmeye devam ediyoruz. Karşı mı çıkıyorsunuz. Sizi duymuyoruz. Aslında her şey "alışmakla"" alakalı. İnsanoğlu her şeye alışır. Alışmadığı bir şey görebiliyor musunuz ? Mesela ölümler ilk başladığı hafta bizleri taşlıyordunuz. Tıpkı şeytan taşlar gibi. Sonra biraz daha hedef kitlesi yükseldi-büyüdü. Dünya karşı çıktı "Filistin`de katliyam var" diye. Üzerinden iki üç ay geçti ve sesler kesildi. Bizi bir mahkemeye sevk ettiler. Dava görülmekte lakin her şey bir formalite. Binlerce insan katlettik ve epeyce bir toprak kazandık. En kötü ihtimalle Almanlarda olduğu gibi belli bir miktarda tazminat öderiz ve her şey yoluna girer. Tabi her şey bir Filistinle kalacak değil. Bakın Irak` üzerinden yirmi seneden fazla bir süre geçti. Kimse konuşuyor mu ? Ya Afganistan? Peki ya Suriye? Ukranya? Biz Satranç oyununu masaya koyarız ve dünya üzerinde sadece biz mat ederiz. Sonuçta Vadedilen topraklar diye bir şey var. Biz uydursakta-uydurmasakta bu böyle. Siz gece rahat uyurken biz yeni bombalarla yeni hayatları yok edeceğiz. Malum dünya nufusu fazla... Hem medya haber bekliyor, doğru değil mi? Size her şeyi sunuyoruz. Şimdi bize müsade yerlebir edilecek daha çok bina ve hayat var.
Deprem
İstanbul’da oturmaktayız.İşim için İzmir’e gittim. Tam işim bitti dönecektim ki,İzmir. Seferhisar’da oturan arkadaşım bizde kalmadan dönmek olmaz deyince. Seferhisar’ı gittim. Tam evden içeri yeni girmiştim.Dep- rem oldu.Çok korktum.Ortadoğu okul yıllarından arkadaşım,yerbilimci hocasını aradım.Olan depremi sordum. “Bu deprem küçük deprem ama İzmir Seferihisar merkezli yedi derece büyüklüğünde deprem bekliyoruz. Çünkü oradaki fay hatları çok diri hemde yeryüzüne çok yakın Yöneticileri uyarıyoruz Seferhisar tehlikeli bölge tsunamide olabilir. Buradaki yerleşim birimini buradan taşıyın “diye. Peki bizim İstanbul için tehlike yok mu evimiz çok katlı akıllı bina. “Çok katlı binalar daha deprem görmediği için henüz bilmiyoruz “ dedi. Olanları bilginiz olsun istedim. Cengiz Bektaş
Reklam
YAVAŞÇA KAYBOLUYORUZ! Ailece doğa belgeselleri izliyoruz bugünlerde. Doğaya pek fazla çıkma imkânımız olmayınca en azından çocuklarımız görsün, bilgi sahibi olsun, diyorum. Köy hayatı, bahçeler, şelaleler, küçükbaş hayvanlar, yumurta, süt, yoğurt, peynir, dalından koparılan doğal sebze ve meyveler, sonbaharın rengârenk ağaçları ve yollara
555 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.