Ey er-Rahman ey er-Rahim, Ey İman edenlerin Rabbi!
Ey kâinatın Maliki, ey Din Gününün sahibi, zalimler, yeryüzünde bütün ahlak kaidelerini ve bütün vicdanların reddettiği ve nefretle kınadığı, bir zulmü işliyorlar.
Rabbim! Sen kullarına merhametle baktın ve onların merhametinle istedikleri din ve hayat tarzı üzerine kalmalarına izin verdin.
1. BÖLÜM
SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM
1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI
Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde
(...)10
Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine
ve ledünniyat ve
Mustafa Kemal Atatürk'ün Söylediği 75 Söz | Atatürk Sözleri ve Anlamları
Cumhuriyetimizin kurucusu, başöğretmenimiz Mustafa Kemal Atatürk, yaşam şekli ve üstlendiği görevleri gereği çok yönlü bir liderdi. Verdiği demeçler, söylediği sözler, aktardıkları ve daha nicesi hayatın her alanında önemli tavsiye, fikirler ve sözleri içeriyor. Spor,
Tükendi galiba sözler, gülüşler...
Akşam üstü rüzgarda savrulurken umutlar,
Yüreğime batan can kırıklarından akan kanlar,
Kırgınlıklarımda dolaşan hayaller...
Tükendi galiba...
İçimdeki umut, yaşama sevinci...
Doğan güneşin yeni yaralarla gelişi,
Hüznün dem vurup gitmeyişi,
Batan geminin sonsuz beyleyişi...
Tükendi galiba...
Her şey
Herkes
Ve ben...
Sarı sıcak yüzlerimiz var, sarı sıcak alnımız, sarı sıcak yanaklarımız ve sokak lambasından bize doğru uzayan sarı sıcak kelimeler. Birkaçını yakalayıp içini oyuyoruz. Sonra yeni anlamlar, düşler dolduruyoruz içine. Eskisiyle hiç ilgisi olmayan yeni kelimeler üretiyoruz böylece. Yalnız bizim bildiğimiz. Dünya üzerinde yalnız iki kişinin konuşup anladığı bir dilden daha korunaklı sığınak yoktur çünkü. Az kalsın ayrıldığımızda dilsiz kalacağımızı yazacaktım. Buna hayıflanacaktım. Ama biliyoruz, ayrılırken sözlüğümüzdeki tüm kelimeleri sırayla öpüp tekrar atacağız denize ve böylece ifadenin suyunda, bizim de öptüğümüz kelimeler yüzüyor olacak.
Doğan Güneş Bizi Yakar
Alper Cidan
Sis dergi Ocak 24
yarın Kudüs'te olsaydım Rahmet Mescidinde murabıtlar için hazırlanan iftara katılırdım. "tok olsan da biraz ye, bu yemekte bereket vardır".
ben başka hiçbir yeri özleyemiyorum.
yüzüme çarpan o bereketli havayı soluyarak bir kediyi severken bana uzatılan tabbulenin tadını düşünüyorum. beş dakika öncesinde karnımın acıktığını fark
seni seviyorum ,
ama nasıl,
avuçlarımda camdan bir şey gibi kalbimi sıkıp parmaklarımı kanatarak kırasıya, çıldırasıya...
seni seviyorum,
ama nasıl,
kilometrelerle derin, kilometrelerle dümdüz ,
yüzde yüz ,yüzde bin beş yüz,
Bir kaç yıl sonra yeni çıkan kitapları almadan önce "yapay zekaya" bu kitaba dahilin var mı diye sormak zorunda kalacağız, böyle hissediyorum. İnsan aklının salt tecrübelerinden doğan kitaplar varlığını ne kadar sürdürecek? Bunun beraberinde kitap kavramı, yapay zeka ile beraber ne noktaya evrilecek? Cevabını gerçekten merak ettiğim sorular.
"Aktı mı dereler,
bir daha asla dönmez
doğduğu kaynağa,
geçip gitti mi saatler,
geri dönmez asla.
Dolu dolu yaşayın gençliğinizi:
Yıllar koşar gider çabuk adımlarla,
doğan her yeni gün,
bir öncekini aratır mutlaka."