Merhaba bugün #22 farklı yazardan #22 öykü yer alan, geçen sene başlatılmış ve her sene +1 ekleyerek yoluna devam etmek ve kadınların sesi olmak isteyen, farkındalık oluşturan bu güzel projenin güzel kitabı ile geldim.
Acılar, aldatmalar, ölümler, yaşanamayanlar kısaca her öykü yaşamımızın içinden kalbimize fazlasıyla dokunacak derinden etkileyecek türden öyküler.
İçlerinde kitaplarını daha önce okuduğum ve okuyacağım yazarlar, kalemi ile yeni tanıştığım yazarlar vardı. Hepsinin kalemi çok güzeldi sizin de tanışmanızı isterim.
* Kitabın geliri #kadındayanıșma derneklerine verilecektir.
Kitapla tanışmamı sağlayan
Samimidir şair, samimiyetten beslenir. Karanlık zamanlar yaşamıştır, bu yüzden ışığı açmayı görev, aydınlığı yol edinir. Aydın ve demokrat geçinenlerin ucuzlaştırdığı bir ortamda, el etek öpmeden, taviz vermeden dimdik durmayı seçer. 1975 yılında Darphane müdürüyken, görevinden alınır. Yeni göreve gelen Milliyetçi
Cephe hükümetinin Maliye Bakanı Yılmaz Ergenekon, siyasi
fikirleri nedeniyle Süreya'yı görevden almayı kafasına koyar. Ergenekon bu niyeti için darphaneye bir teftiş düzenlese de ne bir açık, ne de eksik bulamaz. Ama Süreya yine de görevden
alınır. Gerekçe ise, teftiş sırasında darphane binasının pis olmasıdır. Süreya ise görevden alınma yazısına, "Darphane binası, tarihi boyunca yalnızca 2 saat kirlenmiştir, o da bakan beyin ziyaretleri
nedeniyle" diye karşılık verir.
Herkese selam,
21 Kadın 21 Öykü serüveni, 22 Kadın 22 Öykü olarak devam edip, böylece süregelen bir farkındalıkla birbirinden değerli yazarlar
okurlarına sesleniyor. Her yıl 8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne özel olarak hazırlanan kitap, toplumun kadınların üzerinde oluşurduğu her türlü baskıyı görmek, duymak başka okumak çok başka diyerek
3 MAYIS 1944'Ü HAZIRLAYAN ORTAM
Yakın dönem Türk siyasi hayatının önemli sıra taşlarından biri de 3 Mayıs 1944'te cereyan eden olaylar ve akabinde sahnelenen Türkçülük Davası'dır.
3 Mayıs 1944'te Türkçülüğe karşı Haçlı Seferine girişilmiştir. İsmet İnönü'nün cumhurbaşkanlığı sırasında CHP, devletin bütün imkânlarını
CHP'ye Atatürk ilkeleri dışında yeni bir çizgi aranıyordu.
Dahası, projenin arka planında dış dinamikler ve FETÖ'cü-ler vardı.
Sonrası gelişmeler bu tespitimi doğruladı.
Mesela Kılıçdaroğlu hatırlayın, 2010 referandum sürecinde Tunceli meydanında akıl almaz bir biçimde PKK için genel af teklifinde bulundu.
İlaveten o günlerde sürdürülen Ergenekon ve Balyoz ope rasyonlarına, aralarında CHPli iki milletvekili de olmasına karşın hep mesafeli durdu.
Sonrası süreçte ve bugün benzer tavırlar...
Söyleyin Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir kere olsun PKK'ya alçak ve katil dediğini duyan oldu mu?
Söyleyin, Kemal Kılıçdaroğlu yine Fethullah için bir kere olsun CIA uşağı, din bezirganı, casus şebeke şeyhi dedi mi?
📍ÖZETLER-
✍🏻HAZIRLAYAN: TANER ERKAN
Genç Kalemler:
1911-1912 yılları arasında on beş günde bir yayınlanmıştır. Ziya Gökalp’in birçok yazısı bu dergide çıkmıştır.
Türk Yurdu:
İlk sayısı Kasım 1911’de çıkan dergi, 13. sayıdan itibaren Türk Ocakları’nın resmi yayın organı olmuştur. Dönem dönem yayınını çeşitli nedenlerden dolayı durduran ve
Son 20 yılda iktidarın “Yeni Türkiye” dediği yapıya Atatürk’süz yeni bir tarih yazılmak istendi. Daha önce Necip Fazıl ve Fesli Kadir tarafından geliştirilmiş Atatürk karşıtı alternatif tarih tezleri daha da çeşitlendirilip basın yayın organlarıyla kitleselleştirilmek istendi.
Bu dönemde Atatürk müfredattan, kitaptan, okuldan, stattan, kurum ve kuruluşlardan, kısacası hayattan uzaklaştırılmak, ulusun kolektif belleğinden silinmek istendi.
FETÖ ve siyasal ortakları, Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk kumpaslarında Atatürk’ü hedef aldılar. Nutuk’u suç delili saydılar. TSK’yı sanık PKK’yı tanık yaptılar. Atatürkçüleri tutuklayıp Silivri zindanlarına attılar. Milli bayramları yasakladılar. 23 Nisan’a, 19 Mayıs’a, 30 Ağustos’a, 29 Ekim’e alternatif günler, alternatif zaferler, alternatif bayramlar icat
ettiler.
Yerliler çiçek gibi bakmışlardı Amerikalara. Akarsuları tertemiz, otlakları yemyeşil, mor dağları dumanlı, vadileri çiğnenmemiş, ormanları ellenmemiş güzeller güzeli o bakir Kıtalar, insanoğluna bu gezegende nasip edilen son kışlaklardı. Har vurup harman savrulan, altyapı üstyapı kavgalarının yaşamsal kaynaklarına kilit vurduğu "Eski Dünya"dan kurtuluş, yeni bir evrensel Ergenekon olabilecekken muhteşem fırsat heba edildi. Ellerine yüzlerine bulaştırdılar. Şimdilerde artık terk edip gitmekten bahsediyorlar, yavrum. Mars'ta olmazsa, Venüs' teki yeni müstemlekelere(sömürge).
"Ergenekon" hayatı yaşayan
bir Türk halkı vardı. Osmanlı medeniyeti bunun üzerine çökmüş, şimdiye kadar görünmesine mani olmuştu. Şimdi o, yeni bir Bozkurt'un rehberliğiyle bu Ergenekon'dan sağlam, dahi bir millet olarak meydana çıkıyor
Ziya Gökalp