Yazarın Rus-Japon savaşından Rusya’nın yenilgi ile çıkmasından sonra kaleme aldığını öğreniyoruz kitabı. Bir Rus subayının savaş sırasında tuttuğu günlüğü kardeşi tarafından tamamlanmasından ibaret bu metin. Savaşın ne kadar akıl almaz, ne kadar ürkünç ve dehşet dolu bir vaka olduğunu saptamaya yönelmiş bir metin diyebiliriz. Bu nedenle yazarın savaş karşıtı olduğu kanısı uyandı bende.
Kitap çok kısa, aslında bir solukta okunabilir, ben birkaç gün ara vermek zorunda kaldım, son 20 sayfada adaptasyonu yitirdim, bu da beni metinden kopardı. Bu nedenle ara vermeden okumak çok daha iyi olacaktır.
İkinci bölümde, artık asıl kahramanımız olan subayın kardeşi anlatıcılığı eline aldığında, artık delirmiş olan kahramanımızın kuru bir divitle, olağanüstü bir hızla sayfalar dolusu yazılar yazmaya çalıştığı sahne oldukça etkileyiciydi bence.
Jean-Jacques Rousseau
Savaş, insanlık tarihi boyunca varlığını sürdüren bir kavram. Dünyanın her yerinde bugüne dek sayısız savaş yaşandı ve sayısız insan hayatını kaybetti. İşkenceler, bombalı saldırılar, kılıçlı ve silahlı çatışmalar sonucu nice katliam ve soykırım
