İnsan ölünce ne olacaktı? Ölünce toprağa koyacaklardı. Tüm bedeni çürüyecek, kurtlanacaktı. Vığıl vığıl kurtlar gözlerinde. Kemikleri kalıncaya kadar kurtlar onu yiyeceklerdi. Sonra kıyamet kopacaktı. Kıyamet nasıl kopacaktı? Bir yel esecekti yıldızlardan. Sert bir yel. Dünyada son insan da kalmamış. Hiçbir şey yok.
"İnançların insan mahsulü ve tarihin o derin ve kadim zamanlarında o günkü yer demir gök bakır zorunluluklarına bir cevap olarak çıkmış ve biyolojik evrimsel sürecin bir yan ürünü olduğunu kavradığınızda ve putperestin de, muvahhidin de bir futbol fanatiğinin de inanırken beyninin benzer şekilde çalıştığını, benzer kognitif süreçlerden geçtiğini öğrendiğinizde işte o gün gerçek ışığı bulmuş, aydınlanmış, karanlıktan çıkmış, körü körüne inançlardan kurtulmuş, kısacası zulümden sıyrılıp nura kavuşmuş olursunuz.
Tevhit, şirk fark etmez tüm İnançlar zulümdür, karanlıktır, inançları esas almayan düşünce ise nurdur, ışıktır, aydınlıktır. İnançlar karartır, düşünce aydınlatır."
Kendi düşen ağlamaz. Bu sözü duymusluğun var mi ?Çürük dişi sökerler.
Hiç duymuşluğun var mı? Söker atarlar . Kötülüğe kötülükle karşılık vermeli. Bu makbul bir sözü de bilmişlik var mı? Kanı kan temizler .Bu da çok makbul bir sözdür.
Yıkar götürür. Duymuşluğunda var mı? Kaşındaki adamın canı seninkinden de tatlıdır. Bu da güzelce bir sözdür işitmişliğin var mı?
Çoktan beri karanlık, kurşun işlemez, soluk aldırmaz, dört duvar arasındadır. Diline pelesenk etmiştir: "Bana yer demir oldu, gök bakır. Gök bakır. Gök bakır."