İnsan kendine karşı tümüyle içten olabilir mi? Heine öz yaşam öyküsü yazmanın hemen hemen olanaksız olduğunu, insanın kendisinden söz ederken birtakım yalanlar katabileceğini söyler. Heine’ye göre Rousseau, İtiraflar adlı kitabında mutlaka yalan üstüne yalan kıvırmış, üstelik bunları gururu sebebiyle bilerek, isteyerek yapmıştır. Ben de Heine’nin haklı olduğuna inanıyorum. İnsan gerçekten de bazen yalnızca gururu nedeniyle kendisini ucuz cinayetlere kadar uzanabilecek yalanlara bulaştırabilir. Bunun nasıl bir gurur olduğunu da çok iyi anlıyorum. Ama Heine, itirafını topluma, başkalarına sunan bir kimseden söz ediyordu. Oysa ben yazdıklarımı yalnız kendim için yazıyorum. Okuyuculara niçin mi sesleniyorum, bunun daha kolay bir yazma şekli olduğunu düşündüğüm için böyle yazıyorum. 
Bu kitap ne ciddi kavgaların, ne büyük ve yaygın sıkıntıların, ne de ezilen insanların romanıdır; bu kitap, mustarip bir ruhun iç çekişlerinin romanıdır. Sizlere hizmetten şeref duyan yayınevimiz iftiharla sunar: Tutunamayanlar.
Anlatmaya Selim'den mi, Turgut'dan mı ya da anlaşılmayan milyonlardan mı başlasam; bilemedim. Ama en doğrusu Selim
Baylar ve Bayanlar size yeraltından sesleniyorum demek isterdim lakin Dostoyevski dururken burada kimsenin haddine seslenmek düşmez yazarın çektiği nutuğu dinlemek düşer bizlere.
Ben bu kitabı okuyan düz bir okuyucum ve ben bu inceleme için ne yazarsam yazayım hep bir şeyler eksik kalacaktır. Rus yazarlar dünya edebiyatında her zaman üst
YouTube kitap kanalımda Dostoyevski'nin hayatı, bütün kitapları ve kronolojik okuma sırası hakkında bilgi edinebilirsiniz:
ytbe.one/0i9F0L1dcsM
Dostoyevski vs. Dostoyevski
Dövüş başladı. Kim yenecek? Raundların bitmek bilmediği bir zihin boksu izliyoruz. Hakem kim? O da Dostoyevski adında biri... Yeraltında gerçekleşen bu dövüşten