Yaşım yirmi altı.
Sana kırk senedir aşığım.
Hayat kadar berrak,
ölüm kadar karmaşığım.
Yüreğim kirli bir gökyüzü,
sense dolunay...
Ruhunu esir alan sarmaşığım!
Titreşirken kalplerimiz Ankara soğuğunda
Güzel bir sözle seni andı kalbim
Bilmem ne olur mecnun gezen halim
Gör beni aşkınla ne hallere koydun
Kara toprakta bile hazır değil sensiz yerim
fthdmrc
"Ne zaman başlıyorsun okula? "
"Ben okula gitmeyeceğim. "
Saflığıma güldü Kerim. "Olur mu okula gitmemek hiç? Okuyacaksın ki adam olacaksın. "
"Sen adam değil misin?"
"Adamız da yani. .."
"Boş ver bu işleri Kerim Abi," dedim. "Sensöyle hele, hangi partiyi
tutuyorsun?"
Şaşkın şaşkın suratıma baktı. İdarenin casusumuyum acaba diye düşünüyordu sanırım. Kafasını
dikip, "Ekmek partisi," dedi.
"Öyle bir parti yok ki," dedim.
"Hiçbir partiyi tutmuyom," diye ifade değiştirdi bunun üzerine. Bu devrim yapacak, ben de göreceğim.
"Peki, sağcı mısın, solcu mu?"
"Yok bizim felsefemizde sağ, sol."
Felsefe? "Senin felsefende ne var Kerim Abi?"
Nihayet hazır yanıtı bulunan bir soruyla karşılaştığı için keyifle ünledi: "Bana derler Kerim, bugün buldum bugün yerim, yarına Allah kerim!"
Hey gidi koca Marx, diye geçti aklımdan, kalkmezarından da gör diyalektik nasıl oluyormuş!