“Sevişirken iç içe geçen, solukları karışan, birbirine en yakın hale gelen insanların, sonradan bu kadar yabancılaşmasına, hatta can yakmaya çalışmasına hep hayret etmişimdir. Önce en büyük haz, sonra en büyük can yakma, ne tuhaf.”
İnsan geriye dönüp baktığında zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor. Herkes bir anda büyüdüm zannediyor ama işin aslı büyürken çok şey kaybediyor. Ben kazanarak büyüyemeyeceğimi büyüdükten sonra öğrendim. Ne kazanırsanız kazanın büyüdüğünüzde çocukluğunuzu kaybediyorsunuz. Ve dünyanın en kötü çocukluğu bile özleniyor. En azından ben çok özlüyorum.
Ne zamandır hiç söylemediği, mutluluk veren, umut dolu bir şarkı. Gökyüzü kararır / Mavi siyaha döner / Yıldızlar yine de kafa tutar / Parlar senin için.
Gücümün, sağlığımın her bakımdan kusursuz olabileceği bir yere varmak isterdim - ki bu da çok zor olmasa gerek, hele insan açık havada bol vakit geçiriyorsa ve de sevdiği işi yapıyorsa…