Diziye uyarlanan ve belki uzun bir süre kitabından çok dizisi konuşulan bir kitap, Yaprak Dökümü. Ben dizisini hiç izlememiş biri olarak, karakterleri canlandıran insanları da bilmiyordum, o yüzden okurken daha güzeldi benim için. Karakterlerin kendi kafamda var olmasını daha çok seviyorum. Ayrıca çoğu şeyden bihaber olmak da kitabı okumayı daha ilgi çekici kılıyor. Her ne kadar çoğu şeyi bilmesem de Ali Rıza Bey’in çokça önem verdiği “ahlak” kavramının aileyi yavaş yavaş terk edeceğini biliyordum ve kitabın çoğu yerinde içimden sıkıntıyla “Ah be Ali Rıza Bey!” diye geçirmekten kendimi alamadım. İçim acıdı, üzüldüm bu ihtiyar adam için.
Kitabın ilk sayfasından son sayfasına kadar Ali Rıza Bey'in duruşunun, kurallarının, her şeyden çok önem verdiği değerlerinin yavaş yavaş çöküşüne, çökertilişine şahitlik ediyoruz. "Ben, eski bir insanım. Anlaşmamıza imkân yok. İnsanların paradan başka şeylere de mesut olacaklarına inanarak yaşadım. O kanaatle öleceğim." Böyle diyor Ali Rıza Bey kitabın ilk sayfalarında, sonraki sayfalarda evinin ailesinin sırf “para” derdi yüzünden dağılışını izliyor ve ona teslim olmak zorunda kalıyor.
Kitapları dönemine göre değerlendirmek gerekiyor ve bence Yaprak Dökümü de dönemi başarılı bir şekilde yansıtan bir kitap, hem oldukça akıcı ve dili de sade. İnkılap Yayınları kitabın sonuna bir de küçük bir sözlük eklemiş, o da oldukça hoşuma gitti, faydalı olmuş.