Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Özgün Onat

Özgün Onat
@yorumperisi
Sosyal Edebiyat Dergisi Yayın Yönetmeni, yazar. Beyaz Fil Yayınları Proje Yöneticisi, Halkla İlişkiler Sorumlusu. İşletme mezunu. Sosyoloji öğrencisi.
Blog yazarı
Lisans
495 okur puanı
Haziran 2018 tarihinde katıldı
"Bazen köleler isyan eder, köleliğin yazılı olmayan ikinci yasasına göre, isyan eden köleler acımasız olur."
Reklam
"Keyfine bakmalısın. Akşam, günün en güzel zamanıdır. Günlük işini tamamlamışsındır, ayaklarını uzatıp keyfine bakabilirsin artık. İstediğine sor, herkes aynı şeyi söyleyecektir sana. Akşam, günün en güzel zamanıdır."
Üçüncü binyılda fanatiklerin oranı arttı. Bunun sebebi, muhtemelen, içinde bulunduğumuz zamanın bir değişimler devri olmasıdır.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Kimi zaman pes etmek, henüz oluşmuş koşullar karşısında mecburi bir uyum çabasıdır.
Kumsala, yokluğunda tüm destanların zayıf düşeceği o yegâne tecrübeyi edinmeye giderdik; ‘yalnızlık’ tecrübesi, yani, hafifletici sebepler, avuntular, mazeretler olmadan, uç noktada bir mahremiyetin tecrübesi.
Reklam
Saklanmak mümkün değildir çünkü güneşin gözlerinden kaçmak imkansızdır; kumsalın aşikâr rejimine karşı gelmenin sadece iki yolu vardır: Buhar olup uçmak ve kaybolmak.
En saf ve temiz kumsallar asla onları oluşturan kumdan daha saf değildir, kum da hiç saf olmayan bir şeydir aslında. Kum artıklardan ibarettir; kayaların, resiflerin, mercanların, kemiklerin, deniz kabuklarının, salyangozların, balıkların, planktonların kalıntılarıdır.
Kendi zavallı ve mutsuz hallerini, başkalarını ezerek saklamaya çalışırlar. Hep mutluluğu parayla ararlar. Onlar için her şey paradır. Birilerini incitmek üzmek onları besler.
Bir yaşamlık süre ülkelerin, imparatorlukların, halkların, dillerin, uygarlıkların yok olduklarını görmeye yetiyor. İnsanlık gözlerimizin önünde başkalaşıyor.
Yüzünüz her zaman yaşadıklarınızın aynasıdır. Olgun ve bilge bir çehre edinmeniz dileğiyle...
Reklam
*”Her günümü ölüm korkusuyla geçirmekten yoruldum. İnsan bir kez ölür. Ben her gün ölüyorum Başkomiserim.” Kanımdaki Yabancı adlı bölümden.
Bu adam yaşamıyordu da saatlerinin sarkaçları gibi bir o yana bir bu yana sallanıyordu adeta. Kurumuş, ölüleri andıran yüzü hep Leonardo da Vinci tabloları gibi kasvetli tondaydı.
Acaba kralın adamları uygarlık sözcüğünden ne anlıyorlar? Uygarlığın neresindeyiz? Adalet üçkağıtçılık ve düzenbazlık yapacak kadar, yasa yedek çözümler bulacak kadar alçaldı! Korkunç!
Beyaz çarşafın belden yukarısı da kana bulanırken kadının ayılmasına fırsat verdi. Sonuçta tek izleyici oydu ve izleyici olmazsa en eşsiz mizansenin dahi anlamı yoktu. (Kan Kokusu)
MUM MİSALİ Hayallerim mum misali… İçimi aydınlatan Ama zamanla eriyip giden. Hayaller mi sanırsın sadece eriyen?
Sayfa 31 - #BeyazFilYayınlarıKitabı okudu
96 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.