hoş bir esinti var yaşadığım yerde, kitabı okurken sıklıkla sayfalar esintide dalgalandı. sözcükler yeterince duru, sade ve huzurluyken yaşamın ve zamanın bu ânına minnettar hissediyorum. böyle küçük şeyler gerçekçi bir dille sıradan yaşamlarımızdan kısa bir kesit aktarıyor, yazarın kelimeleri de bu sıradanlığın bir uzantısı olarak doğallıkla akıp gidiyor. keegan gündelik yaşamın telaşını, geçim derdini, anne olabilmeyi, aile olabilmeyi, soğuğu, sıcak bir evi ve insan ilişkilerini olağanlıyla, abartmadan anlatıyor, öyle ki zaman zaman bir şeyin beni çarptığını, duraklattığını, düşüncelerimi eğip büktüğünü hissediyorum ancak bu darbenin nereden geldiğini ilk bakışta, tam anlamıyla yakalayamıyorum, çünkü her şey o kadar doğal bir akışta yaşanıyor ki, yavaşlamam, akışa karşı direnmem ve düşünmem gerekiyor, beni duraklatan şeyi fark ettiğimde yazarı takdir ederken buluyorum kendimi. sıradan yaşamlarımızla örülü incelikli bir metin böyle küçük şeyler. aralık ayında karla kaplı günlerde okunası bir eser, ben onu haziranın sıcağında, kurak topraklara ve ağaçlara bakarken okudum, bir de beton yığınlarına. böyleyken de çok güzeldi, dahası hiçbir şey yazmak, kitabın sade büyüsünü bozmak istemiyorum, fazlalıkla dile getirilmiş her şey bir ağırlık kazanacak ve onun yalın duruşu yanında sırıtacak gibi duruyor.