Neyse...
2018 seçimlerinden önce ekonomideki durgunluğun ilk etkileri görülmeye başlanmıştı. (...) 2019 yerel seçimlerinde ise (...) ekonomik açıdan önde giden şehirlerde belediyeyi Millet İttifakı'na mensup partiler kazanmıştır. (...) Seçim sonuçlarına göre Ak Parti oransal olarak (...) birinci olmakla birlikte başta Ankara ve İstanbul olmak üzere
Sayfa 332Kitabı okudu
Demokrasi karşıtları 27 Mayıs'ı “devrim” diyerek överken, demokrasi yanlıları onu bir “darbe” olarak nitelemişlerdir. 27 Mayıs'ın hemen ertesinde 27 Mayıs hareketini nitelemek üzere, “inkılâp”, “ihtilal” ve “devrim” kelimeleri kullanıldı. Hem hareketin aktörleri hem de basın bu kelimeleri kullandı; en çok da inkılâp kelimesi kullanıldı.
Reklam
14 Mayıs 1950 seçimlerine DP, açık ve net bir sloganla girdi: “Yeter! Söz milletindir!” (...) CHP ise seçim kampanyasında ilk iki genel başkanını öne çıkardı. Seçmenlerden, “M. Kemal Paşa ve İsmet Paşa'nın partisi olan CHP'ye” oy vermelerini istedi. Seçimlere bu iki parti dışında, DP'den ayrılanların kurduğu Millet Partisi ile
İyi kadın olmak zordur. İyi kadın kalmak daha da zordur. Kadınlar, erkeklere oranla, iyi kalmak için bile, daha fazla çaba sarf etmek zorundadırlar. Çünkü, kadınların "seçilmek" gibi bir dertleri vardır. Hayatları boyunca, hep bir erkekler jürisinin karşısında çeşitli yarışmalara katılır ve "diğer yarışmacı arkadaşlara başarılar dilerler". Bu duygu çeşitli hünerlerini artırır belki, ama yalnızca güvenlerini değil, zamanla içlerini de azaltır.
Sayfa 181Kitabı okudu
Mourica DUVARGER'in Parti Tipolojisi
KADRO PARTİLERİ ✓Üyeleri seçkin ve zengin kişilerden oluşur. ✓Kadro partileri, parlamento içinde doğar. ✓Niteliğe önem verir. ✓Donanımlı kişiler ön plandadır. ✓Temel amaç, ünlü kişileri bir araya getirmektir. ✓Gücünü, üyelerden gelen yüksek oranda aidatlardan ve bağışlardan alır. ✓Partiye bağlılıkları zayıftır. ✓İdeolojik katılık yoktur. {Bana parti mi yok, düşüncesi vardır.} ✓Etkinlikleri sadece seçim dönemleriyle sınırlıdır. ✓Genel oy ilkesi ile Kitle partilerine dönüşmüştür.
Kalapa
Filozof Kierkegaard şöyle demiştir: “Bana bir ad vermek, beni yok etmektir (hiçliğe indirgemek, yok etmektir). Bana bir isim vererek, üzerime bir etiket yapıştırarak, olabileceğim diğer her şeyi yok ediyorsunuz”. Parçacığı tanımlayarak, adlandırarak bir şey olmaya zorluyoruz ama aynı zamanda onu yaratıyoruz ve var olması için tanımlıyoruz. Yaratmak bizim en yüksek doğamızdır. Şeylerin yaratılması, katılık yanılsamasını yaratan zaman kavramına yol açar. Einstein, boş uzay dediğimiz şeyin hiçlik olmadığını fark eden ilk bilim adamıydı; uzayın doğasına ait özelliklere ve neredeyse akıl almaz miktarda içsel enerjiye (biri veya bir şeyle ilgili, ona ait olan) sahiptir. Ünlü fizikçi Richard Feynman bir keresinde şöyle demişti: "Tek bir metreküp uzayda, dünyadaki tüm okyanusları kaynatmaya yetecek kadar enerji var." Meditasyon ustaları, en büyük gücün sessizlikte hüküm sürdüğünü bilirler. Ancak Buda, temel töze başka bir ad verdi; Saniyede trilyonlarca kez (1 milyar milyar veya 10 üssü 18) yükselen ve uzaklaşan ince parçacıklara veya dalgacıklara benzeyen Kalapa adını verdi .
Reklam
1.000 öğeden 271 ile 280 arasındakiler gösteriliyor.