Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Dinleyeceksin kadını... Kulaktan ziyâde, pürşefkât yüreğin ve iz'ân dolu idrâkinle eğileceksin, onun her cümlesine... Anlayacaksın kadını... Konuştuğu her kelâmın, sustuğu bütün merâmın, döktüğü göz yaşlarının ârifi sen olacaksın... Ve seveceksin kadını... Dilinde ve dimâğında biriktirdiğin yürek yontusu bütün his ve fikirleri, teker teker, katre katre ve yavaş yavaş paylaşacaksın kadınla, hiç usanmadan bir ömür...
Bazen bir şiire, bir şarkıya mahkum oluruz ya benim için bu onlardan...
vuruldun seni bir karanlığa gömdüler adını sordular söylemedim münevver üstümü aradılar yok altımı aradılar yok boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar cesedini gösterdiler sana çok benziyordu anlamak istediler hep uzaktan baktılar nasıl yaşatıldıysan öyle öldürülmüştün çekinmedim ağladım anlamadılar ben bir sokak lambasına vurulmuşum
Reklam
Elizabeth Wurtzel
"Sözcüklerle anlatılamayacak bir şeye: Sevgiye ihtiyacım var. Beynin sustuğu, yüreğin devreye girdiği zaman yaşanan şeye."
Yankılandım da Duruldum vuruldun seni bir karanlığa gömdüler adını sordular söylemedim Münevver üstümü aradılar yok altımı aradılar yok boynu hayli bükülmüş bir tuzaktan baktılar cesedini gösterdiler sana çok benziyordu anlamak istediler hep uzaktan baktılar
Eylülün kapısında Bir başkadır şairin gönlünde Eylül. Sararan yaprakların yüzüyle olgunlaşır. Her zamanı zamandan bir hatıradır. Geçmişin değişmeyen bir parçasıdır aslında mevsimlerin devri alem olduğu şu zamanda neyi nasıl yaşanılması gerektiğini bilmek gerekiyor. Hayatın kemale ermesi gibiydi Eylül. İnsanın saçlarının beyazlamaya yüz tuttuğu
Yarım kalmış bir hikaye bizimkisi. Yarım kalmış sevmelerle dolu. Yarım kalmış bir gülümseme Kanatılmış sevinçlerle geçmiş bir ömür işte. Yani neresinden tutsan bir ucu kırık Bir kez mülteci olduysa yüreğin Hiç bir duvarda tek kare fotoğrafın olmaz. Hiç bir albüme düşmez yüzün. İçinde hep bir şehir boşluğu Hep bir yolculuk içinde Rüzgarda
Reklam
Notaların dans ettiği, aklın yüreğin en derinine gömüldüğü, derin sessizliğin coşup, bağır çağır sustuğu bir an...
Susamak ile susmak çok benzerdir; birinde dilin kurur, diğerinde yüreğin.İşte tamda bu yüzden insan,sustuğu şeyler kadardır ve insan insanı, anlatamadığı yerden anlayabiliyorsa yakındır.
Yıllar önce tanıştığım bu şiir kaybolsun istemedim.
Şimdi güz geldi bizim buralara Sararmış yapraklarını döküyor ağaçlar. Çağrısız savruk rüzgar sokaklarda Hüzündür bütün renkler şimdi Enya Hüzündür renkler Sessizce akıyor ırmak. Sararmış sazlıkların arasından düşleriyle Eylül Enya o sonsuz hüzün Eylü’le aşkların yaprak dökümü Denmiş isede sen sakın inanma buna Eylül Kardelen’dir Eylül Kardelen’dir
Rahmetle Neşet Baba
"Mah cemal üstünde teli bilmeyen / Bal dudak altında dili bilmeyen / Garip’im gönülden yolu bilmeyen / Yürüse de yol kıymetin bilemez." Ses ezgin. Ses saygılı. Ses büyük. Ses kahır. Yüreğin bütün heyecanlarıyla çarpıyor ses. Dile getirdiği yaşantıların bütün acılarıyla yaralı. Bütün arzuların ürpertisiyle kanatlı. Geri çekilirken
16 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.