"Sihirli bir lamba bulsaydım ve tek bir dilek hakkım olsaydı, hiç kimsenin fark etmeyeceği sıradan bir yüzüm olmasını dilerdim."
Kitap, yüzünde çeşitli farklılıklar bulunan 10 yaşındaki August'un hayatını anlatıyor. August yanlış hatırlamıyorsam 4 milyonda bir görülen bir hastalığa sahip. Bir çeşit mutasyon diyebiliriz. August çeşitli ameliyatlar geçirdiği için yaşadığı zorluklardan dolayı beşinci sınıfa kadar evde annesi ona öğretmenlik yapıyor. Ortaokuldaysa gerçek bir okula gitmesinde karar kılınıyor. Kitabın geri kalanında ortaokulda yaşadıkları kimi zaman August, kimi zaman başkaları tarafından anlatılıyor.
Benim için kitabın en güzel yönü, farklı kişiler tarafından anlatılmasıydı. Örneğin ablası Olivia'nın anlatımı beni çok etkiledi. Bu tür durumlarda ikinci plana atılan diğer kardeşin neler yaşadığını görebiliyoruz. Okul arkadaşlarının anlatımı da farklı bir bakış açısı kazanmamıza fayda sağlıyor. Bence empati duygusunu içimize aşılamaya yardımcı olan, gerçekten okunmaya değer bir kitap.