Bir damla gözyaşını daha siliyor, sonra keskinbir nefes alıyor.
"O zaman umalım da incinmeyi hak etmeyen birini incitmeden bitirecek kadar aklı başında kalmanı sağlasın. Daha fazla suçluluk duygusunu kaldırabilir miyim bilmiyorum."
Gitmeye başlıyorum, sonra geri dönüp onunla yüzleşiyorum.
"Çocukken insanlara anlatmaya çalıştın. O insanlar seni hayal kırıklığına uğrattı. O çocukları yüzüstü bıraktılar ve genç, etkilenmeye açık zihnini her şeyi senin uydurduğuna inanacak şekilde çarpıttılar. O zamandan beri olan her şey senin suçun değil. Onların suçu. Onun ölümden daha kötüsünü hak ettiği gibi onlar da başarısızlıkları yüzünden ölmeyi hak etmiyor olabilirler ama bu suçu taşımayı hak ediyorlar. Anneni ara. Ona taşıması gereken yükü verin. O terapisti arayın, ona günahlarının tüm kötü ayrıntılarını anlatın. Acı çeken bir çocuğun çığlıklarını duymazdan gelen polis merkezini arayın. Bu başarısızlığın ağırlığını sadece onlar hak ediyor. Sen değil."