İntihar etmeyi istemek mi delilikti?
Yoksa deli olmak, doya doya yaşamayı istemek miydi?
Veronika başarılı olamadığı bir intihar girişimi ardından bir akıl hastanesine getirilir ve burada kalbinde oluşan bir sorun nedeniyle bir hafta ömrü kaldığını öğrenir..ve o günden sonra geride kalan her gününde hayatını sorgulamaya başlar..Bu sırada hastanedeki insanların da hayatlarına dokunmaya başlar. Mari, Eduard, Zedka..Bu insanlar Veronika sayesinde kendi hikayelerine bir anlam yüklerler. Ve Veronika'nın hayatına da Dr. İgor dokunmuştur, ancak bundan genç kızın haberi yoktur..
Yazarın okuduğum ikinci kitabı..ve ailesi tarafından gerçek hayatında 3 kez akıl hastanesine yatırılmış yazarımız..Buradaki deneyimleriyle harmanladığı bir kitap..
Şaşırtıcı bir sonu var, aslında çok da tahmin edilemez değil..Ancak hayata dair, her yeni günün bir mucize olduğuna dair, temeli sevgi ve aşkla örülü, derin anlamlar içeren, kolay okunur bir hikaye olmuş..
Sanırım sayfa 146'dan vereceğim bu alıntı kitabın özeti gibi algılanabilir:
''Çok yorgunum, ama uyumak istemiyorum. Yapacağım çok şey var, hayatın sonsuza dek süreceğini sandığım günlerde hep ertelediğim şeyler bunlar, sonra, hayatın yaşanmaya değmeyeceğine inanmaya başlayınca da unuttuğum.''
Herkese keyifli okumalar dileyerek tavsiye ediyorum