Şeker Portakalı, ilk okuduğum roman. Bu kitabı 2.okuyuşum, 10 sene önce okuduğumda öyle etkilenmişim ki hala içinde yazılan her şey aklımdaymış meğer. İlk bitirdiğimde, "Zezé, keşke seninle arkadaş olabilsem," demiştim. Şimdi ki bitirişimde ise "Zezé, keşke benim çocuğum olsan ve seni sonsuza dek sevgiye boğsam," dedim. Bu kitabı anlatmaya gücüm yetmez. Okunmadan hissedilmez. Küçücük çocuğun o müthiş hayal gücü insanın kalbini nasıl mutlulukla dolduruyorsa, çektiği acılar da bir o kadar kalbi sızlata sızlata paramparça ediyor. Ailesine çok kızmaktan kendimi alamadığım, Zezé'nin her dayak yiyişinde her hayal kırıklığına uğramasında gözyaşlarımı tutamadığım bir kitaptı.
Tabiki 10/10'luk bir kitap, aksi iddia edilemez. Ayrıca tüm yaşlara hitap ettiği gibi bir kere değil 10 defa okusan da bıkmayacağın bir kitap. İyi ki 10 sene önce Zezé, Portuga ve Minguinho ile tanışmışım, tanışmamış olsaydım kitap okuma alışkanlığım şu an bende olmayabilirdi, buna eminim.
Gün ışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğu ilk romanım. Benim güzel romanım, benim güzel Zezém...