Bir roman veya film kahramanı boş bir hayalin peşinde koştuğunda ya da Othello’da olduğu gibi asılsız bir haberin peşine takılıp ahmak durumuna düştüğünde eleştirmemiz ne kadar kolaydır değil mi?
Bugün sadece Fahim Bey’den bahsederek sizin rahatınızı kaçırmadan bir şeyler yazılabilirdi. Türk klasikleri arasında sayılan birçok kitapta gördüğümüz
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alınyazısı hepsi….
Kısmet….
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün,
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün?
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alınyazısı hepsi…. Kısmet….
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün,
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün?
Ziya Osman Saba
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alınyazısı hepsi.... Kısmet....
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün,
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün?
İlk yağmur damlası düştü
Kuru yapraklarına güzün.
Ardında kış kıyamet,
Dert, hüzün.
Alınyazısı hepsi…. Kısmet….
Ha yazı, ha kışı geceyle gündüzün,
Kim bilir kaç günü kaldı
Ömrümüzün?
Burda bir düğün,
Ötede cenaze.
Sıra sıra ev, dükkân, mezarlık.
Kâh kavuşma, kâh ayrılık...
Kim bilir neden yaşanır, kim bilir?
Neden sevişilir,
Niçin gülünür?
Nasıl ölünür?
Cümlemiz ..
Bir çocukluk özlemi ,bir ölüm korkusu .İki sebep vardır çocukluğu özleten ,ya çok güzel bir çocukluk ,ya da kötü bir bugün.
Bulutların peşinden keşfe çıkmak ,bir ağaç kovuğunda büyümeyi düşünmek
gök kuşağına gönül indirmek . "Uzakta kalan bahçeler .O sabahlar, o geceler."
Ne güzeldin sen çocukluk.Kaç yürekte bilinmez hep
Burda bir düğün,
Ötede cenaze.
Sıra sıra ev, dükkân, mezarlık.
Kâh kavuşma, kâh ayrılık...
Kim bilir neden yaşanır, kim bilir?
Neden sevişilir,
Niçin gülünür?
Nasıl ölünür?
Ne dertler çektin başım şu yalancı dünyada,
Kulağım neler duydun, gözlerim, neler gördün!
Belki ölüm geçecek bir yemyeşil rüyada,
Ve sonunda, kim bilir, uyanacağız bir gün.
Nasıl konuşuyor bu insanlar?
Sağa, sola…
Nasıl geçiyor sevişenler?
Kol kola…
Herkesin üstünde aynı gün.
Çocuğunun elinden tutan anne.
Burda bir düğün,
Ötede cenaze.
Sıra sıra ev, dükkan, mezarlık.
Kâh kavuşma, kâh ayrılık…
Kim bilir neden yaşanır, kim bilir?
Neden sevişilir,
Neden gülünür?
Nasıl ölünür?