Alıntı
Zira...artık kendimi daha uzun süre kandırmayacağım;o adam bana o zaman sarılsa,beni o zaman istese,onunla dünyanın öbür ucuna giderdim,hem kendi adımı...hem çocuklarımınkini lekelerdim...insanların dedikodularına aldırmaz,mantığımın sesini dinlemez,Madam Heriette'in daha bir gün öncesinde tanımadığı Fransız genciyle yaptığı gibi,onunla kaçardım.
Sayfa 56
Alıntı
Yenik düşmüş bu insan içerideki karanlık odada yapayalnız,fısıltıların öfkeli seslerin,sessiz dedikoduların,homurtuların duyulduğu bu yavaş yavaş sessizliğe gömülen binada titreyerek hıçkıra hıçkıra ağlıyordu.
Sayfa 6Kitabı okudu
Uzun yıllar hayal kırıklığıyla, can sıkıntısıyla geçen bir evliliğin bir kadını pekala da cüretli bir erkeğin tuzağına düşmeye hazırlamış olabileceğini ileri sürerek böyle bir olayın mümkün hatta muhtemel olabileceğini ısrarla iddia ettim.
Kendi hesabıma bir kadının -öteden beri adet olduğu üzere- kocasını gözü kapalı ve kolları arasındayken aldatmasından ise serbestçe ve ihtirasla kendi içgüdüsüne tabii olmasını daha dürüst bir hareket olarak buluyorum
İnsanın hayatı boyunca ömrünün yalnız bir noktasına, bir tek güne gözlerini dikip kalmasının dayanılmaz bir şey olduğunu söylersem ihtiyar bir kadın olan bana inanabilirsiniz.
Ve tumturaklı bir eda ile adlarına ruh dediğimiz, fikir dediğimiz, duygu ve acı dediğimiz şeylerin; ne kadar zayıf ne kadar sefil ve korkak şeyler olduklarını yeniden dehşetle hissediyorum.
o şeyler ki en yüksek kerteye vardıkları zaman bile acı çekmekte olan beyni, işkence ile kıvranmakta olan teni tamamen kırıp yok etmekten acizdir.
Çünkü her şeye rağmen kan, damarlarımızda dolaşmaya; insan da bu gibi anlardan sonra - yıldırım çarpmış bir ağaç gibi- yerlere yıkılıp öleceği yerde, yine de yaşamaya devam eder.
İhtiyarlık, bir bakıma, insanın artık geçmişinden korkmayışından başka bir şey değildir.
Çünkü bilindiği gibi yeryüzünde hiçbir şey insan ruhuna hiçlik kadar baskı yapmaz.
Bizim gibiler, bulduklarıyla yetinmek zorundadırlar.
-Sadece bizi en mutlak anlam-daki hiçliğin içerisine yerleştirdiler, çünkü bilindiği gibi dünyada hiçbir şey insan ruhu üzerinde hiçlik kadar ağır bir baskı uygulayamaz.