Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeynep yavuz

Zeynep yavuz
@zyavuuz
Otopsi
10 Mayıs
52 okur puanı
Nisan 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
376 syf.
6/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Karantina döneminde yazılmış bir hikaye. Açıkçası o kadar heyecanlıydım ki bu kitabı okumak için bende hayal kırıklığı yarattı maalesef. Konusu güzel ve merak uyandırıcı fakat yazar bunu aktaramamış. Sürekli bir flashback hakim kitaba. 18 gün önce, 50 gün önce vs.. Bunun sebebi de aynı olayı iki karakter açısından da yazmış olması. Gerek var mıydı, bence yoktu. Kitabın en başındaki o market sahnesini 3 veya 4 kere tekrarlamış. Bir şey kaçırmıyım diye okudum ama gerçekten aynı sahneleri yazmış. 370 sayfalık bir konu asla değil. Gereksiz uzatmasaydı muhtemelen 150 sayfalık falan bir kitap olurdu. Hee, vasat bir kitap mı, değil. En azından sonu belli ve insanı kitaptan soğutan karakterleri yok. Aksiyon, ters köşe unsurları vardı fakat yetersizdi. Her şeyi unutsam bile tekrar okumayacağım bir kitap
56 Gün
56 GünCatherine Ryan Howard · Olimpos Yayınları · 2023163 okunma
Reklam
224 syf.
7/10 puan verdi
·
50 günde okudu
Leonid Andreyev ile tanıştığım kitap. Kendisi yazarlık hayatından önce oldukça yoksulluk çekmiş ve defalarca intihara kalkışmış. Çocukluk yaşlarından beri yazarlıktan ziyade resime ilgisi olmuş hatta resim yaparak kardeşlerini okutmuş bir yazar. Edebiyata yoğunlaşması 1898 yılında olmuş ve bununla beraber
Maksim Gorki
Maksim Gorki
’nin dikkatini çekmiştir. Gorki, Andreyev’e mektup yollamış, görüşmüşler ve deyim yerindeyse ‘Artık dostuz’ seviyesine hemen gelmişler. Andreyev, Gorki’nin görüşlerine her ne kadar karşı olsa da, Andreyev’in en büyük destekçisi Gorki olmuştur. Yazar öylesine dikkat çekmiş ki,
Lev Tolstoy
Lev Tolstoy
’un eşi Kontes Tolstoy tarafından hikayelerin yayınlandığı dergiye “Rus toplumu, bu yapıtlara ilgi göstermek yerine böyle bir isyankarlığa karşı ayağa kalkmalı.” diye mektup yazmıştır. 48 yaşında Finlandiya’da hayatını kaybetmiştir. Ölümünden iki ay sonra yapılan cenaze töreninde Gorki, Andreyev’in anılarını okumuş ve bu anılar Rus Biyografya sanatının en parlak örneklerinden biri olmuştur. Canı sıkılan bir şeytan.. Gösteriş meraklısı, egoist şeytanımız cehennemdeki yaratıkların övgüsünden ve yalakalığından sıkılmış biraz da dünyada övgüleri toplayayım demiş. Öyle bir şeytan ki bu ‘ben’ değil ‘Ben’ olarak ifade ediyor kendisini. İnsancıklarımız şeytana pabucunu tersten giydirmiş şeytan da ağlayarak günlüğüne yazmış. Açıkçası kitabın başı ve sonu hariç beni kitaba çeken bir şey olmadı. Sonu gerçekten güzeldi. Fazlasıyla duygu aktarımı, betimlemesi olan bir kitap. Ben sanırım bu tür pek sevmediğim için kitap da bana fazla ilgi çekici gelmedi.
Şeytan'ın Günlüğü
Şeytan'ın GünlüğüLeonid Andreyev · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,981 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Nevâl El-Seddavi
Nevâl El-Seddavi
yarı Türk kökenli Mısırlı feminist yazar ayrıca bir doktor. Araştırdığımda gördüğüm kadın sünnetini engellemek amacıyla çok çalışmış, kendisi de kadın sünneti olmuş. Önüne engeller çıkmış, tutuklu kalmış, defalarca görevlerinden alınmış. 89 yaşında ise vefat etmiş. Hayatını büyük ölçüde kadınlara adamış, sorunlarını gözlemlemiş ve dünyaya yaymaya çalışmış biri. Dünyanın acı gerçekleri konu alınmış. Çoğu zaman görmezden gelsek ya da artık alışmış olsak bile -maalesef- yaşadığımız hayat böyle bir yer. Bu dünya üzerinde Firdevs gibi ne çok kadınlar var ismini bildiğimiz ya da bilmediğimiz. Kısacık ama bir o kadar da yüreğe dokunan, insanların çoğu zaman konuşmaya çekindiği bir hikaye. Gencecik bir kız çocuğu.. daha kendi bedenini tanıyamamışken; amcası, diğer çocuklar, onu sünnet eden akrabaları sahiplenmiş bedenini. Kendi deyimiyle tıpkı bir tahta parçası, çıkarıp atılmış bir çorap ya da ayakkabı gibi cansız, ölü bir beden.. Hiç evi olmamış, bir yere ait hissetmemiş, yediği lokmaları hep sayılmış ama ilk defa ona ait olan sadece 1 kuruş mutlu etmiş onu. Firdevs’in son ana kadar karşılaştığı tüm o insan müsveddelerine rağmen hâlâ aşka inanması, hâlâ bir şeyler hissedebilmek için çabalayışı.. Elinde ortaokul diploması ordan oraya kaçan, iş arayan ama en sonunda, üstün sayılan erkeklerin, Firdevs’in kadınlığından faydalanan ‘kadınlar’ın pençelerine düşmüş, sevildim sanıp aldatılan bir kadının, Firdevs’in hikayesi bu.
Sıfır Noktasındaki Kadın
Sıfır Noktasındaki KadınNevâl El-Seddavi · Metis Yayınları · 201613,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
368 syf.
4/10 puan verdi
·
3 günde okudu
İlk olarak çocuklarla anlaşamayan, çocuk fobisi olan kişilerin okumasını önermiyorum. Aksi takdirde size sinir krizleri geçirtebilecek düzeyde yazılmış. Sinir bozan kısmını kuvvetlendiren şeylerden biri ise, Christopher denen ‘koca’. Bu küçük şeytanın yaptığı her şeyi biliyorsun, kendisi bile itiraf ediyor. Hâlâ karın delirme noktasına gelmesine rağmen bu çocuğu savunabilirsin ve masum küçük bir çocuk olduğunu iddia edebilirsin? Kitap aşırı yavaş ilerliyor. 360 sayfalık bir olay yok. Sabırlı bir insansanız okuyabilirsiniz elbette fakat hayal kırıklığı yaşayabilirsiniz bunu belirteyim. Bu tür kitapları okurken kendimi çok kaptırıyor ve içselleştiriyorum. Hal böyle olunca bu kitap aşırı sinirlerimi hoplattı. Ayrıca kitabın sonu da tatmin edici değildi. Yazarın ismini ve bu kitabını çokça duydum. Bir daha okur muyum sanmıyorum. Halbuki konusu çok etkileyiciydi. Daha iyi kurgulanabileceğini düşünüyorum. Şöyle bir toparlayacak olursam sinir bozucu karakterler, yavaş ilerleme, tatmin etmeyen bir son, gıcık şeytan çocuklar okumak istiyorsanız bu kitap size göre.
Kusursuz Çocuk
Kusursuz ÇocukLucinda Berry · Epsilon Yayınevi · 037 okunma
320 syf.
10/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Bana göre hepimiz kendimize göre farklı şekillerde deliyiz
Akıcı, karakterleri itici olmayan, sonu tatmin eden nefis bir kitap.. Okurken tek anlam veremediğim nokta günlük içeriğinin her önüne gelenle paylaşılması ve kimse tarafından sorgulanmaması. Bu konuda biraz kurgu basit kalmış, sanki uzatılmadan hemen olaya geçilsin diye yazılmış gibi. Detay vermiyorum spoiler olmasın diye ama okuyanlar beni anlayacaktır. Onun dışında gerçekten güzel bir kitaptı. Hatta bi ara hikayeye kendimi öyle bir kaptırmışım ki silah sahnesinde sanki ordaymışım gibi kulağım çınladı.
Alex Michaelides
Alex Michaelides
zaten senaryo yazma üzerine ders almış yanlış hatırlamıyorsam. Eminim ki hocası onunla gurur duymuştur. 40 üzeri ülkeye çevrilmiş bir kitap ayrıca. Uzun zamandır böyle keyifli bir kurgu okumamıştım. Konusunu kısaca özetleyecek olursam; Theo adında bir psikoterapistimiz var, Alicia adında da kocasını öldüren ve öldürdükten sonra bir daha hiç konuşmayan, ruh hastalıkları hastanesinde yatan bir hastamız var. Theo, Alicia’yı tedavi edeceğine inanıyor ve bu sessizliği sona erdireceğini düşünüyor. Dedektifliğe soyunan psikoterapist bilinenlerden çok daha fazlasını ve karanlık sırları ortaya çıkarıyor. Alicia onun gözünde masum bir kurban mıydı yoksa eşini öldüren acımasız bir katil mi? Kitabın sonuna kadar sürekli ters köşe olacaksınız. Keyifli okumalar
Sessiz Hasta
Sessiz HastaAlex Michaelides · Domingo Yayınevi · 20234,406 okunma
Reklam
232 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Yazarımız
Bora Chung
Bora Chung
Yale Üniversitesinde yüksek lisans yapmış, doktora eğitimini almış ayrıca üniversitede eğitimler verirken bilimkurgu dersleri de veriyormuş he bir de çevirmenmiş. Hem eğitimine hem de kalemine çok büyük saygı duydum. Her ne kadar tuhaf, ürkütücü hikayeler gibi gözükse de hikayelerin ana metninde verdiği mesajlar çok etkileyiciydi. Bu hikayeler tam kısa film çekilebilecek tarzda öyküler. Kitabı okurken sanki Youtube’da kısa korku filmi izliyormuşum gibi hissettim ve bu aşırı keyif vericiydi. Ayrıca, ‘Black Mirror’ dizisini izleyip sevdiyseniz bu kitabı da seveceğinizi düşünüyorum. Asla yormadı, akıcılığı ve merak ettirmesi çok güzeldi. Bazı okurlar ilk hikayelerini daha çok sevmişler ama ben ayrım yapamadım, tüm hikayelerini beğendim. Eğer şu an ‘reading slump’taysanız bu kitabın sizi kurtarabileceğini düşünüyorum. Yormayan, akıcı, tuhaf, bilimkurgu… Her hikayesinin sizi içine çekeceğine inanıyorum. Kitap, aile mesleği olarak lanetli eşyalar yapan dedenin, yaptığı ‘lanetli tavşan’ lambasının hikayesini anlatmasıyla başlıyor. Hikayede -hatta kitabın tamamında- kimsenin bir ismi yok, karakterler sadece dede, torun, yönetici veya yöneticinin oğlu tarzında anlatılıyor. Tüm hikayeleri birbirinden bağımsız ve tuhaf hikayeler. Gerçek bir hayal gücünün ürünü olmuş. Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar..
Lanetli Tavşan
Lanetli TavşanBora Chung · İthaki Yayınları · 20232,033 okunma
112 syf.
10/10 puan verdi
·
24 saatte okudu
“Her kederli macera bir kabusla başlar”
Anlatıcımız olan Laura, olayın yaşandığı tarihlerde 19 yaşında ve arkadaş eksikliği çekmektedir. Carmilla adında oldukça hoş, zarif bir genç kız annesi tarafından Lauraların şatosuna emanet edilir. Ama bu Laura’nın Carmilla’yı ilk görüşü değildir. Seneler öncesinde Carmilla’yı rüyasında görmüştür, Carmilla da Laura’yı rüyasında görmüş meğerse. Her şey çok güzeldir, Laura artık yalnız değildir fakat Laura, onda rahatsız edici bir şeyler olduğunu farketmiştir. Öykümüz bu şekilde başlıyor. J. Sheridan Le Fanu tarafından 1872’de yazılmış ilk kadın vampir konulu öyküdür. Kitabı okurken hikayenin geçtiği Victoria Döneminde o gotik havayı solurken buluyorsunuz kendinizi. Ayrıca Lauranın anlatımı o kadar hoş ki, okurken kendimi çok hanımefendi, bir asilzade gibi hissettim :D Eser, vampirin genç kızlarla olan ilişkisinden dolayı döneminde oldukça eleştirilmiş. Zaten Sheridan le Fanu da bu eserinde Victoria döneminin cinsiyet politikalarını eleştirmeyi amaçlamış. Ayrıca ünlü Dracula’dan bile çok önce yazılmış bir öykü. Okuduğum ilk vampir konulu kitaptı. Açıkçası pek sevmem bu tür kitapları ama bu kitabın yaşattığı atmosfer gerçekten çok etkileyiciydi. Zaten klasikleşmiş bir eser. O yüzden hem meraklısına hem de klasik severlere gönül rahatlığıyla tavsiye edebilirim.
Carmilla
CarmillaSheridan Le Fanu · İthaki Yayınları · 20193,498 okunma
352 syf.
7/10 puan verdi
·
29 saatte okudu
Kitap, eski mahkum Millie’nin temizlikçi olarak işe başvurmasıyla başlıyor. Nina(işveren), Millie’ye bazen iyi bazen kötü davranıyor. Millie, onun deli olduğunu düşünüyor ve çevresindekilerin konuştukları şeyler de bunu doğruluyordu. Millie bu dengesizliğe katlanmak zorundaydı çünkü şartlı tahliyesini ihlal etmiş olur ve hapise geri dönerdi. İlk bölüm Millie’nin ağzından, ikinci bölüm Nina’nın ağzından anlatılıyor. Ne yazsam spoiler olacak o yüzden kitap hakkında daha fazla bir şey anlatmayım. İkinci bölümden sonrası gerçekten iyi bir kitap. Neden ikinci bölümden sonra derseniz çünkü ilk bölüm neredeyse
Verity
Verity
ile aynıydı, sanki sadece karakterlerin ismi değişmişti (Millie’yi Lowen’dan daha çok sevdim bu arada). Tamam çok akıcı, bazen komik, bazen gerilim dolu ama beni ters köşe etmedi. Evet, ters köşeler vardı ama beni şaşırtacak bir ters köşe yoktu. Herkes hangi kısma şaşırdı bu kadar anlam veremedim. Kitap kesinlikle kötü değil, çok akıcı ve okutuyor. O yüzden ikinci kitabını da alırım.
Hizmetçi
HizmetçiFreida McFadden · Olimpos Yayınları · 20232,319 okunma
416 syf.
7/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Polisiyeden çok aşk romanı okudum sanki. Karakterlerin özel hayatlarından çok fazla bahsedilmiş o yüzden beklentimin çok altında kaldı. Aslında kurgu gerçekten başarılı. Olay örgüsü olsun, çözümlenmesi olsun.. amaa maalesef ki yazar kitabı uzatmak için karakterlerin aşk hayatlarını yazmış gibi geldi bana. Tam bir polisiye tadı alamadım. İlk iki kitabı böyle değilmiş incelemelere baktığım kadarıyla, o yüzden ilk iki kitabını ve sonuncu kitabını da okuyacağım. Akıcılığı güzel okutuyor kendini
Günahkâr
GünahkârTess Gerritsen · Martı Yayınları · 20116,5bin okunma
128 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bitti.. ama ben de bittim.. 128 sayfa belki de 1-2 saatte okunabilecek bir sayfa sayısı. Ama bu kitap öyle bir kitap değil. Ara ara durup soluklanmanızı, boş boş duvara bakmanızı gerektirecek bir kitap. Ana karakterimiz Zebercet, babasından kalan, konaktan bozma bir otel işletmecisi. Zebercet’in tek düze, monoton bir yaşantısı var. Müşteriler
Anayurt Oteli
Anayurt OteliYusuf Atılgan · Can Yayınları · 202330bin okunma
Reklam
219 syf.
10/10 puan verdi
·
9 saatte okudu
Mapusluk zor zanaat..
Nazım Hikmet Ran
Nazım Hikmet Ran
’ın hapishane şiirlerinin hepsi. Yaşamının birazını hapiste birazını da sürgünde geçirdiği için özlem, özgürlük, aşk gibi konuları öyle derinden yazmış ki okurken o an yaşadığı duyguları yaşamamanız imkansız. Mahkumlarla ilgili gözlemleri, kendi hayatı, eşine yazdığı tatlı tatlı şiirleri ve beni derinden yaralayan özgürlüğe dair şiirleri… Bu kitapta hepsi hatta daha fazlası var. Sen gerçekten büyüksün Mavi Gözlü Dev.
Nazım Hikmet Şiirleri 2: Mapusluk Zor Zanaat
Nazım Hikmet Şiirleri 2: Mapusluk Zor ZanaatNazım Hikmet Ran · Bilgi Basımevi · 1975268 okunma
88 syf.
8/10 puan verdi
·
21 saatte okudu
Stephen King
Stephen King
’in de önerdiği bu seriye, bu kitapla başladım fakat yanlış bir seçim yapmışım sanırım. Yanlış bilmiyorsam 2. Kitapmış. Daha önce yapılan incelemeleri okuduğumda biraz tereddüt etmiştim okusam mı okumasam mı diye. İncelemelerde olumsuz yorumları çokça gördüm. Çoğu kişi benim gibi bu kitapla başlamış ama ben ilk kitabı okumadığım halde çok bir eksiklik hissetmedim. Evet, göndermeler vardı ama bu anlamama engel olmadı. Kitabın tek sıkıntısı, konunun biraz yavaşlığıydı. O da fazlaca betimlemeler yaparak olayın gözümüzde canlanması içindi diye düşünüyorum. ‘Aşırı güzel, çok akıcı’ diyemediğim için diğer kitaplarını anca denk gelirsem alırım. Bence siz de bir şans verebilirsiniz.
Karanlıkta Fısıldayan
Karanlıkta FısıldayanH. P. Lovecraft · İthaki Yayınları · 2020991 okunma
128 syf.
4/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Yazarın yarı kurgu yarı gerçek hikayelerle oluşturduğu otobiyografik bir roman. Yazardan okuduğum ilk kitaptı. Bu kitabı hayal kırıklığına uğratsa da diğer kitaplarını okumayı düşünüyorum. Kitabın başında güzel bir şey okuyacağım galiba dedim. Ama olmadı. Hayatını böyle mizahi bir şekilde kaleme alması hoş ama bazı bölümler beni biraz rahatsız etti. Bazı bölümler ise sıkıntıdan neredeyse yarıda bırakacaktım. Hafif, daha neşeli bir şeyler okumak istemiştim ama yanlış tercih yapmışım.
Otopsim
OtopsimJean-Louis Fournier · Yapı Kredi Yayınları · 20191,612 okunma
56 syf.
7/10 puan verdi
Edgar Allan Poe
Edgar Allan Poe
ismini ilk defa bi hastalığı araştırırken duymuştum.Febril Konvülsiyon. Kayıtlar güvenilir olmasa da çocukluk döneminde pek çok kez febril konvülsiyon geçirdiği, yazılarındaki değişik bakış açısını bu nöbetlere borçlu olduğu söylenir. Ben de yazarın beyninin içini çok merak ettim. Kitabın başında da yazan hikayesi bir o kadar ilginçti. 13 yaşındaki kuzeniyle evlenmesi gibi.. 56 sayfalık kısacık bir hikaye. Kitaptaki Dupin, aklıma fazlasıyla
Agatha Christie
Agatha Christie
’nın Hercule Poirot’sunu getirdi. Araştırdığımda ise Agatha’nın Edgar Allan Poe’dan esinlendiğini öğrendim. Hikaye Morgue Sokağında işlenen anne ve kızın cinayetini konu alıyor. Yapılan incelemelerde, sanki cinayeti olağanüstü bir varlık işlemiş gibi elle tutulur hiçbir delil bulunamıyor. Dupin ise bu cinayeti zekice çözüyor. (Katili bulmanız imkansız) Okurken kısa bir hikaye olmasına rağmen beni bir tık zorladı açıkçası. Betimlemelerin az olmasından dolayı mı bilmiyorum ama Dupin’in sunduğu delilleri hayal gücümde canlandıramadım fazla. Genel olarak güzeldi, bir iki yer hariç beni yormadı. Tam çerezlik. Okursanız hiçbir şey kaybetmezsiniz.
Morgue Sokağı Cinayetleri
Morgue Sokağı CinayetleriEdgar Allan Poe · Can Yayınları · 202314,6bin okunma
314 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Colleen Hoover’ın okuduğum ilk kitabıydı. Araştırdığım kadarıyla genelde gençlik ve aşk kitapları yazıyor. Verity de bu kabuktan çıkıp kendini denemek istediği bir kitap olmuş ve başarılı da olmuş açıkçası. Kalemi gerçekten etkileyici umarım gerilim yazmaya devam eder. Verity gerçekten çok güzel işlenmiş bir karakter ama Lowen için aynı şeyi söyleyemeyeceğim. Kitap bitene kadar hiç yorum yapmamaya çalıştım fakat Lowen’ın kısımlarını okurken çok zorlandım. Hikaye Lowen’ın üzerinden de biraz devam edilebilirdi çünkü onun da beyninde dönen ciddi bir kötülük vardı. Ucu açık sonları pek sevmem ama bu kitap bana bir eksiklik yaşatmadı aksine çok zekice bir son olduğunu düşünüyorum. Yazar aslında kitabın nasıl bir sonla biteceğini bize bırakmış. Son olarak -bence- Lowen sadece Verity’nin yazdıklarına aşıktı :)
Verity
VerityColleen Hoover · Independently Published · 20184,824 okunma
336 syf.
4/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Çok kızgınım…
Neden neden nedennn.. Eksik olan çok şey var. Acaba yazar belki ikinci kitabı da yazarım diye mi böyle yarıda bıraktı. Konu gayet güzeldi, aşırı akıcı ilerledi hatta bi tık şaşırttı da. Ama tekrar soruyorum eyyy Lynn hanım bu kitabı neden eksik bıraktınız? Bu kadar güzel bir kitaba düşük vermek istemezdim ama ne kadar güzel olursa olsun sonu da benim için çok önemli. Benim gibi kitabın sonuna önem verenlere tavsiye etmiyorum ama buna önem vermeyenler okuyabilir, bir yerde içine çekiyor kitap.
Güzel Kızların İntihar Notları
Güzel Kızların İntihar NotlarıLynn Weingarten · Pegasus Yayınları · 201857 okunma
Reklam
240 syf.
8/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Özet olarak, Bir sabah yerel bir gazetede, Miss Blacklock’un evinde bir cinayet işleneceği ilanı verilmiştir. Tüm köy sakinleri bunun bir cinayet oyunu olduğunu düşünür -ev sahibi de dahil- ve herkes o akşam Blacklock’un evine gitmeye karar verir. İlanda yazıldığı gibi tam 18.30’da ışıklar söner ve olaylar başlar. İlk defa kendimi bir hikayeyle, karakterlerle bütünleştirdim. Agatha’nın okuduğum en iyi kitaplarından biriydi ve gerçekten zekice kurgulanmıştı. Katilden bi şüphelendim ‘acaba o olabilir mi?’ diye ama okudukça hep teorilerimden uzaklaştım. Birinin ölümü beni çok üzdü neredeyse ağlayacaktım.
Cinayet İlanı
Cinayet İlanıAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2019928 okunma
237 syf.
9/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Altı kişi toplanıp zor çözülen cinayet vakalarını anlatıyor. Kitabın baş kahramanı ise Miss Marple. Anlattıkları vakanın sonucunu sadece anlatan kişi biliyor ve diğer kişiler olayı çözmeye çalışıyor. Marple teyzemiz, sanki cinayeti kendi işlemiş gibi nokta atışı yaparak olayı çözüyor. Bu yeteneğini köyde yaşamasına ve bu nedenle insanları çok iyi tanımasına bağlıyor. Bizim sabahtan akşama kadar gelen geçeni izleyen, hepsi hakkında bir yorumu bulunan yaşlı teyzeleri anımsattı:) Bu nasıl bir köymüş anlamadım gerçekten. Güzel ama aptal dedikleri Jane’in bölümü beni en çok afallatan bölüm oldu. Sonu da tatlı bir bonus cinayetle bitiyor. Her bölümde farklı bir olaydan bahsedilmesi benim çok hoşuma gidiyor. Olaylar çok güzel işlenmiş, arka kapağındaki yorum çok haklı ‘Öyküler öylesine mükemmel kurgulanmış ki insanı şaşırtıyor.. Çoğu uzun bir roman olabilir.’
Cinayetler Kulübü
Cinayetler KulübüAgatha Christie · Altın Kitaplar · 2020882 okunma
152 syf.
9/10 puan verdi
Tek solukta sadece birkaç saatte okudum. Harikaydı. Son bölümü bitirinceye kadar her an katilin değişeceğini düşündüm. Okurken kitabın içindeydim resmen. ~SPOILER~ Gelini Julia, onun italyan arkadaşı dr. Carelli ya da oğlu Richardın katil olduğunu düşünen yoktur sanırım. Ben kardeşi Caroline in katil olduğunu düşünmüştüm nedense :) ~SPOILER~ Poirot’nun zekasına daha doğrusu gri hücrelerine hayran kaldım ama kendini beğenmiş, insanlara üstten bakan biri olduğu düşüncesine kapıldığım için ben pek ısınamadım Hercule Poirot’ya
Acı Kahve
Acı KahveAgatha Christie · Altın Kitaplar · 20187,7bin okunma
244 syf.
7/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kitap, seri katil Bob Berdella cinayetleri ile başlıyor daha sonra otoerotik asfiksiden Sevil Atasoy’un da yer aldığı Kanıt dizisinin gerçek hikayelerine, Münevver Karabulut cinayetinden suçsuz insanların hapse gönderilmesine ve benim en çok sinirimin bozulduğu küçük şeytanların tanıklıklarına kadar birçok olaya değinmiş Sevil hocam. Kitabı beğenmiş olsam da tüm kitabı aynı heyecanla okuyamadım maalesef. Bu durumun da farklı farklı konular olduğu için birkaç konunun bana hitap etmemesine bağlıyorum. Adli durumlarla ilgili fazlaca bilgi verilmiş bir kitap. Gerçek suç ile ilgilenen veya adli tıp çalışanlarının okumasını öneririm.
Kusursuz Cinayet Yoktur
Kusursuz Cinayet YokturSevil Atasoy · Doğan Kitap · 2012999 okunma